Kürsü
Rasim Özdenören- Modern dünya yalan fitne ve savaş
Follow @dusuncemektebi2
Rasim Özdenören- Yeni Şafak
Bir yerde fitne ve fesat varsa onun kökeninde yalanı aramalı...
SavaÅŸlar da en dibinde, kökeninde bir fitne ve fesat ürünüdür...
Öyleyse fitne nedir?
Fitne, sözlükte tecavüz, alavere, hengâme, keÅŸmekeÅŸ, teÅŸevvüÅŸ kelimelerinin her birine karşılık gelse de, kavram bu kelimelerin toplam anlamına denk düÅŸüyor.
Keza fesat kelimesi de bozguncu, fasit, arabozan, münafık, nifakçı, kışkırtıcı, hainlik, melanet, habislik, alçaklık, cibilliyetsizlik, ÅŸer kelimelerinin toplam anlamını içeren bir kavram...
Fitne ve fesat kelimelerinin ortak paydası ise yalan...
Taraflar arasında güven yitiminin kaynağı da yalandır...
Modern savaÅŸların kökeni yalana dayanır... Bu savaÅŸların baÅŸlaması için kökende reel nedenleri bulmak zordur. Yalan, gerçeÄŸin üstünü öylesine örtmüÅŸtür ki, gerçek olan kara bulutların arkasında görünmez hale gelmiÅŸtir. Bahaneler gerçek olarak kabul görmüÅŸtür.
Sadece modern savaÅŸlar deÄŸil, konvansiyonel savaÅŸların kökeninde de fitne ve fesat faktörünü bulmak zor deÄŸil.
Hz. Osman ile Hz. Ali dönemleri boyunca sahabeler arasında geliÅŸtirilen fitne ve fesadın kaynağı Yahudi Abdullah ibni Sebe tarafından körüklenen koÄŸuculuk olayıdır... Sahabeler bu fitnenin üstesinden hac döneminde birbiriyle karşılaşıp yüzleÅŸerek gelmiÅŸlerdir...
Bazılarınca modern zamanların dönüm noktası Victor Hugo’nun “O bir savaÅŸ deÄŸildir, dünyanın yüzünün deÄŸiÅŸmesidir” diye nitelediÄŸi Waterloo savaşıdır... Stefan Zweig bu savaşı da anlattığı Yıldızın Parladığı Anlar kitabında, savaşın hemen sonrasında savaşın sonucunu bildirmek üzere rüzgâr hızıyla Londra’ya giden Rothshild’e de deÄŸinir. Londra’ya varan bu adam, henüz kimselerin duyup öÄŸrenmediÄŸi bu haber sayesinde Ä°ngiliz borsasını altüst etmeyi baÅŸarıyor. Bu dâhice hareketiyle bir baÅŸka imparatorluk, bir baÅŸka hanedan kuruluyor: Rothshild’in Para Ä°mparatorluÄŸu... Ancak olay Zweig’ın deÄŸindiÄŸi gibi masumca deÄŸil. Rothshild bir an önce Londra’ya Ä°ngilizlerin yenildiÄŸi yalanını uçuruyor. PaniÄŸe kapılan Londra borsasında senetlerin deÄŸeri nerdeyse sıfıra yaklaşıyor. Bu senetleri yok pahasına satın alan bu sahtekâr, günler sonra Londra’ya galibiyet haberi gelince coÅŸan borsaya aynı senetleri yüksek fiyatla borsaya sürüyor...
Dostoyevski 1880 yılında yaptığı PuÅŸkin Üzerine KonuÅŸma’sında önümüzdeki yüzyılda dünyanın ÅŸimdiye kadar görmediÄŸi çapta bir savaÅŸ olacak, der. Ve ekler: bu savaşın sonunda herkes kaybedecek, bir Yahudiler kazanacak... Bu kehanet 1914-18 yılları arasında gerçekleÅŸir. Savaşın tek kazananı gerçekten Yahudiler olur. Çünkü Ä°ttifakçıları da Ä°tilafçıları da o desteklemiÅŸtir. Hangi taraf kazanırsa kazansın savaşın sonunda yapılacak antlaÅŸmayı o dikte edecektir...
Türkiye’de vuku bulan son devalüasyon acaba masum bir iktisadi dalgalanma olayı mıdır yoksa siyasal bir giriÅŸimin sonucu mudur? Ä°ktisadi hayatın temel nirengileri saÄŸlamca yerinde dururken, karayollarında tırlar kamyonlar yolcu otobüsleri yoÄŸun bir trafik akışı sergilerken ilgilileri konu üzerinde bir daha düÅŸünmeye davet etmek isterim... Bu olayın arka yüzünde de acaba bir fitne ve fesat parmağı mı bulunuyor?
Henüz yorum yapılmamış.