Sosyal Medya

Güncel

Ahvaz: Bir provokasyon ÅŸehri mi?

Rıza Şah döneminden itibaren süre gelen bölgeyi asimile etme, fakirleştirme ve en hafif tepkiyi bile en ağır şekilde bastırma politikası İran’ı kesinlikle güçlendirmiyor. Tam aksine, ülkenin temeline dinamit koymaya devam ediyor.



GeçtiÄŸimiz Cumartesi günü (22 Eylül 2018) Ä°ran’ın güneybatısında bulunan ve Huzistan eyaletinin merkezi olan Ahvaz, bir askeri geçit töreninde 4 kiÅŸinin önce geçiÅŸ esnasındaki askerlere sonra tribündeki izleyicilere ateÅŸ açmasıyla dünya gündemine oturdu. 1980-1988 yılları arasında vuku bulan Ä°ran-Irak Savaşı’nın yıl dönümünün anıldığı etkinlikte 29 kiÅŸinin hayatını kaybettiÄŸi ve 60’ın üzerinde yaralının olduÄŸu bu saldırıda ölenler arasında Devrim Muhafızları Ordusuna baÄŸlı 12 asker olduÄŸu belirtildi. Huzistan Vali Yardımcısı Ali Hüseyin Hüseyinzade “Saldırganların askeri üniforma giydiklerini ve silahları birkaç gün önceden ülkeye getirip, törene yakın bir yerde gizlediklerini” söyledi. Devrim Muhafızları Ordu Sözcüsü TuÄŸgeneral Ramazan Åžerif yaptığı açıklamada bu kanlı olaydan el-Ahvaziye Örgütünü sorumlu tuttu. Saldırıdan birkaç saat sonra El-Ahvaziye Örgütü sözcüsü Yakup Hor el-Tostari BBC’ye yaptığı açıklamada örgütün bu saldırıyı üstlendiÄŸini, dünyaya güçlerini ve hâkimiyetlerini göstermek istediklerini ve bir gün Ä°ran rejimini yıkacaklarını söyledi. Bu açıklamayla tüm gözler bir kez daha el-Ahvaziye Örgütüne çevrildi.
 
Hareketü’n-Nidal (El-Ahvaziye) Örgütü
 
Ä°ran’da daha çok el-Ahvaziye Örgütü olarak bilinen bu yapı 1999 yılında Diasporada olan bir grup Arap tarafından kuruldu. Hareketin kurucusu Danimarka’da yaÅŸayan Habib Dabgan’dır. Bilhassa Avrupa ülkelerinde teÅŸkilatlanan ve merkezi Hollanda’da olan bu grup Ahvaz ÅŸehrindeki Ä°ran varlığına karşı çıkan bir hareket olarak ortaya çıktı. Bu hareket; Ahvaz’da Ä°ran Devleti’nden bağımsız bir devlet inÅŸa etme arayışında oldu. Ahvaz, 1925’e kadar bir Arap emirliÄŸi konumundaydı. Fakat 1925 yılında Rıza Åžah Pehlevi döneminde Ahvaz emiri Åžeyh Hazal el-Kaabi devrilerek ÅŸehir Åžah’ın hüküm sürdüÄŸü sınırlara eklendi ve böylelikle Ahvaz emirlik iken bir ÅŸehir statüsüne kavuÅŸmuÅŸ oldu. Åžah döneminde ağır bir “FarslaÅŸtırmaya” tabi tutulan ve sistematik bir ÅŸekilde yoksul bırakılan bu bölgedeki yerleÅŸik Arapların sosyal ve ekonomik durumu 1979 Ä°ran Ä°slam Devriminden sonra da deÄŸiÅŸmedi.
Bu bölgeyi tekrar özgürleÅŸtirmek isteyen örgüt kurulduktan 6 yıl sonra silahlı eylemlere baÅŸladı. 2005’te Huzistan’da kamu kurumları ve petrol tesislerine yönelik en az 13 bombalı saldırı düzenledi. Arap baharından da esinlenen örgütün silahlı operasyonlarının sayısı 2011’den itibaren de artış gösterdi. Hareket Devrim Muhafızları liderlerini ve Ä°ranlı yetkilileri de hedef aldı. El-Nidal hareketi Ahvaz ÅŸehrinin güneydoÄŸusundaki Hafias kentinde bulunan petrol tesislerine önce Ekim 2013’te, sonra da Aralık 2015’te saldırdı. Ocak 2017’de Ä°ran’ın güneyinde bir petrol boru hattını havaya uçurdu. Aynı yıl Åžubat ayında ise Ä°ran Ä°stihbarat ÅŸefi Hüseyin Åžerifi’yi öldürdü.
 
Örgütün liderleri kim?
 
Birçok silahlı militanı olan örgütün liderleri arasında en iyi bilinenlerden biri, ÅŸu an Kanada’da yaÅŸayan Tahir el-Nima’dır. Ä°ngiltere, Hollanda ve Ä°sveç’te yaÅŸayan Mahmut Ahmet Ahvaz Demokratik Halk Cephesi baÅŸkanıdır. Kasım 2017’de eski Devrim Muhafızları Komutanı Ahmet Molly’nin Hollanda’da öldürülmesinden sonra görevi devralan Habib Cabbar ÅŸu anki baÅŸkandır. Bunların dışında daha sivil duran Hollanda merkezli Adil Sovidi’nin örgütü Arabistan Grubu, Hollanda’da yaÅŸayan Falih Abdullah el-Mansuri’nin kurduÄŸu Ahvaz KurtuluÅŸ Örgütü, Ahvaz Demokratik Dayanışma Partisi, Ahvaz Ulusal KurtuluÅŸ Örgütü gibi daha birçok örgüt ve lider bulunmaktadır. GörüldüÄŸü gibi Nidal Hareketi, tüm bu örgütlerin çatı organizasyonu konumundadır. Fakat tam olarak içinde hangi örgütleri barındırdığı bilinmemektedir.
 
Tepkiler ve Alınacak Önlemler
 
Ä°ran CumhurbaÅŸkanı Hasan Ruhani, saldırıyı hangi örgütün gerçekleÅŸtirdiÄŸini ve kimlerle baÄŸlantılı olduÄŸunu “çok iyi bildiklerini, Ä°ran’ın bu saldırıya asla göz yummayacağını” söyledi. Ä°ran DışiÅŸleri Bakanı Muhammed Cevat Zarif Twitter hesabından saldırının “bölgesel terör sponsorları ve ABD’ye çalışanlar” tarafından yapıldığını ve Ä°ran’ın buna hemen cevap vereceÄŸini yazdı. Devrim Muhafızları Ordusu BaÅŸkan Yardımcısı Hüseyin Selami; “Cevabımız ÅŸiddetli ve yıkıcı olacak” dedi. Genel olarak Ä°ranlı yetkililer ABD ve Ä°srail’le birlikte Körfez’deki müttefiklerini terörün arkasında olmakla suçladı. Tahran ayrıca ‘ayrılıkçı örgütlere kucak açtıkları’ gerekçesiyle Danimarka, Hollanda, Fransa ve Ä°ngiltere’ye protestosunu iletti. Ä°ran Ordu sözcüsü, saldırganların Mossad’la baÄŸlantılı olduklarını ve iki Körfez ülkesi tarafından eÄŸitilip organize edildiÄŸini öne sürdü.
Ä°ran Ä°stihbarat Bakanının ÅŸimdiden birçok ÅŸüphelinin yakalandığını bildirmesi ülke içinde bu tip örgüt ve mensuplarına yönelik daha sert mücadele edileceÄŸine iÅŸaret olarak algılandı. Ä°ran’ın atacağı bir diÄŸer adım, yurtdışında örgütlenen ve organize edilen bu yapıların, -her ne kadar gerçekleÅŸmesi küçük bir ihtimal olsa da- Avrupa’da terör listesine alınmasını talep etmesi olacaktır. Nitekim Ä°ran; Ä°ngiltere, Hollanda ve Danimarka’nın Tahran elçiliklerine bu örgütlere verilen destekten haberdar olduÄŸunu bildirmiÅŸtir. Ä°ran, örgütün yurtdışındaki kamplarını ve eÄŸitim merkezlerini hedef almaya baÅŸlayabilir. Daha önce Cündullah örgütü lideri Abdulmalik Rigi olayında yaÅŸandığı gibi hareketin ileri gelen mensuplarına suikastlar gündeme gelebilir. Devrim Muhafızları Ordusunun Ahvaz saldırısıyla ilgili açıklamasında yer alan “canileri bölge ve bölge dışındaki coÄŸrafyalarda izleyip cezalandırmak için hiçbir çabadan geri durmayacağız. Teröristlerin arkasındaki güçlere ve liderlerinin üs merkezlerine tamamen vakıf olduÄŸumuz gibi yakın gelecekte en sert ÅŸekilde intikamımızı alacağız” ifadeleri de bu ihtimalleri güçlendiriyor. Ä°ran daha önce Husilerin Abu Dabi Uluslararası Havalimanına saldırdığı gibi yine Husiler aracılığıyla Suudi Arabistan ve Körfez’deki emirliklere saldırılar düzenleyebilir. Bu saldırılar Ä°ran tarafından suçlanan ülkelerin destek çıktığı Irak ve Suriye’deki vekillerine karşı da yapılabilir.
ABD’nin Nükleer AnlaÅŸmadan çıkmasıyla Ä°ran’ın uluslararası boyutta zor duruma düÅŸmesi ve anlaÅŸmayı kurtarma çabası daha ılımlı davranmasına da yol açabilir. Nitekim Ä°ran Ulusal Güvenlik Konseyi Sekreteri Ali Åžamhani’nin ÅŸu sözü sistem içinde meselenin nasıl ele alındığına iÅŸaret ediyor: “Bölge ülkeleri arasında ÅŸüphe ve anlaÅŸmazlık çıkarmak isteyen düÅŸmanların komplolarını boÅŸa çıkarmak için komÅŸularımızla yapıcı diyaloÄŸu artırmak esastır.”
 
Saldırının arkasında kim var?
 
Ahvaz saldırısı, ABD’nin birincil yaptırımlarıyla zaten büyük bir ekonomik darboÄŸaza giren Ä°ran’ı istikrarsızlaÅŸtırma çabalarının parçası olarak görülebilir. Ä°ran örgüte destek vermekle suçladığı Körfez’deki hasımlarına yanıt vermeye zorlanabilir. Bu, Ä°ran’ı savaşın içine çekmeye dönük bir tuzak da olabilir. Nitekim Ulusal Ä°ran-Amerikan Konseyi’nin kurucusu Trita Parsi’nin kanaati bu yönde. Daha önce Suudi Arabistan Veliahtı Muhammed bin Selman’ın Mayıs 2017’de “bölgedeki çatışmaları Ä°ran’ın içine taşıyacağız” gibi ifadelerinin ardından bir ay sonra Tahran’da parlamento ve Ä°mam Hümeyni Türbesi’ni basan bir grup 18 kiÅŸiyi öldürmüÅŸtü. Benzer açıklamaların BirleÅŸik Arap Emirlikleri ve Bahreyn’den gelmesi Ä°ran’a karşı hamlelerin ciddi boyuta ulaÅŸtığının bir göstergesi olarak alınabilir. Ahvaz odaklı örgütlerin, ABD’li yetkililerin zaman zaman dile getirdikleri Ä°ran’daki rejimi deÄŸiÅŸtirme operasyonunun aparatı olarak düÅŸünülmesi de mümkün.
Körfeze açılan Huzistan, Suudilerin nüfuz etmekte zorlanmayacakları bir bölge. Bu anlamda Ahvaz baÄŸlantılı örgütlerin bazıları silahlıdır ve her an eyleme müsait durumda oldukları biliniyor. Birçok Ä°ranlı yetkilinin saldırının tetikçilerini finanse eden gücün ABD, Suudi Arabistan ve BirleÅŸik Arap Emirlikleri olduÄŸu yönündeki söylemleri, dikkatleri örgütün iliÅŸkiler ağına çevirdi. ABD’nin BM temsilcisi Nikki Haley, “her türlü teröre karşıyız fakat Ä°ran CumhurbaÅŸkanı ülkesini suçlamadan önce aynaya baksın” ifadesini kullandı. Fakat örgütün sözcüsü Yakup Hor El-Tostari’nin saldırıdan sadece birkaç gün sonra Beyaz Saray’ın önünde çekilmiÅŸ fotoÄŸrafını paylaÅŸması hayli anlamlı oldu.
 
Suudi Arabistan Ä°ran’ın suçlamalarını reddetse de nüfusu Arap olan Ahvaz bölgesiyle iliÅŸkileri geçmiÅŸe dayanıyor. Kaçar Hanedanlığının sona ermesine kadar bölgenin yönetimi -tam bağımsız bir ÅŸekilde olmamakla birlikte- Arap aÅŸiretlerinin elinde olup bu bölge kayıtlarda Arabistan adıyla yer alıyordu.
Kaçar Hanedanlığının sona ermesiyle Rıza Åžah’a destek çıkan Ä°ngilizler, bugünkü Ä°ran’ın petrol gelirlerinin yüzde doksanını elinde tutan Ahvaz bölgesinin ÅŸeyhi Hazal Han’ın Tahran’a kaçırılmasına göz yummuÅŸtu. Nitekim zamanın Irak Kralı I. Faysal’ın Hazal Han’ı Tahran’dan kurtarma isteÄŸine karşı Ä°ngilizlerin Irak Büyükelçisi Henry Dobbs hemen müdahale etmiÅŸ ve “AteÅŸle oynama Faysal!” yanıtını vermiÅŸti. Kral I. Faysal ise bilindiÄŸi üzere Suudi Arabistan Kralı Åžerif Hüseyin bin Ali’nin oÄŸluydu. Hazal Han eski bir Arap aÅŸireti olan Kaabi aÅŸiretine mensuptu ve bölgede bağımsız bir sultan olarak yüceltiliyordu.
 
Ä°ran’ın etnik fay hatları
 
Ä°ran kuzeyde Türkler, güney ve güneybatıda Lurlar, doÄŸuda Beluciler, batıda Kürtler ve güneybatıda Arapların yaÅŸadığı etnik bir kemeri andırmaktadır. ABD-Ä°ran gerginliÄŸinde bu etnik yapıların dış kışkırtmalar yoluyla zaten ekonomik darboÄŸazda bulunan Ä°ran devletini daha da zayıf düÅŸürmeye çalışması ihtimal dâhilindedir.
 
Ülkedeki etnik gruplar içerisinde en büyük nüfusa sahip olan Türkler, devlet bünyesinde üst düzey konumlarda rahatlıkla yer alabiliyor. Ä°ran Türklerinin ABD tarafından Ä°ran rejimine karşı provokasyon unsuru olarak kullanılması zayıf bir ihtimaldir. Ä°ran Türkleri, Türkiye ve Azerbaycan ile komÅŸu olmaları hasebiyle ABD’nin çıkarlarından ziyade iki kardeÅŸ ülkenin çıkarlarını göz önünde bulunduracaktır.
Ä°ran’ın güneyinde yer alan Belucistan’da ise en önemli örgüt olan “Cündullah” (Allah’ın askerleri) ile Ä°ran rejimi arasında zaman zaman küçük çaplı çatışmalar yaÅŸanmaktadır. ABD zayıf konumdaki Sünni Beluç mücahitlerini, hele aşırı görüÅŸleriyle pekâlâ göz ardı edebilir.
 
ABD, Ä°ran’da da PKK’yı kullanabilir
 
DEAÅž’a karşı PKK’nın Suriye kolu olan YPG’yi destekleyen ve ağır silahlarla donatan ABD’nin örgütün Ä°ran kolu olarak bilinen PJAK’ı olası bir Ä°ran iç savaşında etkin olarak kullanması söz konusu olacaktır. Hatta buraya Suriye’den militan ve silah aktarımı yapması kimse için sürpriz olmaz.
Ä°ran’ın güneybatısında yer alan Huzistan eyaletinin ekonomik deÄŸeri de büyük önem arz ediyor. Ä°ran petrollerinin %90’ı ve dünya petrol rezervinin %8’i bu bölgede yer alıyor. Ayrıca zengin su kaynakları ve önemli nehirlerin yer aldığı Huzistan’ın verimli topraklarında önemli bir ihracat ürünü olan ÅŸeker kamışı yetiÅŸiyor. Dolayısıyla Ahvaz, Ä°ran rejiminin jeopolitik güvenliÄŸi, ekonomisi ve istikrarı için büyük önem taşıyor. Ä°ran bir süredir Huzistan’ı askeri bölge ilan etti ve olaÄŸanüstü hal uygulamaya baÅŸladı. Bu bölge Ä°ran ekonomisinin temelini oluÅŸturmasına raÄŸmen eÄŸitim ve saÄŸlık hizmetlerine eriÅŸim oldukça zayıf kaldı. Yoksulluk, iÅŸsizlik, alt yapı eksikliÄŸi had safhaya ulaÅŸtı. Bu durum bölgede bir takım örgütlerin ortaya çıkmasını kolaylaÅŸtırıyor. Bu örgütlerin varlığı, Ä°ran’da olası bir rejim deÄŸiÅŸikliÄŸini hedefleyen ABD ve yakın müttefiklerinin iÅŸine geliyor. Nitekim Ahvazla ilgili örgütlerin tümü yurtdışında kurulmuÅŸ ve örgütlenmiÅŸtir. Rıza Åžah döneminden itibaren süre gelen bölgeyi asimile etme, fakirleÅŸtirme ve en hafif tepkiyi bile en ağır ÅŸekilde bastırma politikası Ä°ran’ı kesinlikle güçlendirmiyor. Tam aksine, ülkenin temeline dinamit koymaya devam ediyor.
 
DENÄ°Z CANER

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.