Charlie Chaplin cesedi fidyeciler tarafından nasıl kaçırıldı?

1889 doÄŸumlu Charlie Chaplin (Charles Spencer Chaplin), sessiz film döneminde gerek oynadığı gerekse yönettiÄŸi filmlerde toplumun çizdiÄŸi normlara karşı, sistem eleÅŸtirisinde usta bir deha olarak bilinir. Mim (konuÅŸmadan abartılı hareketlere dayanan davranışlar bütünü) ve her türlü görsel komedi unsurunu kullanan Chaplin, Amerikan vatandaÅŸlığını reddetmiÅŸti. Bunun üzerine yapılan karalama kampanyaları, filmlerindeki ABD eleÅŸtirileri, komünizm propagandası ve de sol görüÅŸe yakın olması Charlie Chaplin'in ABD vatandaÅŸlığından çıkarılması için yeterliydi. Filmlerine dikkat edildiÄŸinde 1929 Dünya Ekonomik Bunalımı, ülkenin kötü yönetim politikaları, fakir halkın ve iÅŸçi sınıfının durumu iÅŸlenmiÅŸtir. Ama "Büyük Diktatör" diye dilimize çevrilen bir film vardır ki, Chaplin'in sonunu getirmiÅŸtir desek yeri olur. Amerika'nın Almanya ile barış saÄŸladığı zamanlarda çıkan filmin hedefi -dolaylı olarak- tabii ki Adolf Hitler'di. Bunun üzerine Hitler'in Charlie Chaplin'in kellesini istemiÅŸ olması kulaktan kulaÄŸa duyulan bir olaydır.

Chaplin ve ailesi Amerka'yı terk edip Ä°sviçre'ye yerleÅŸir. Yıllar sonra (1972) Oscar Onur Ödülü almak için Amerika'ya ayak basar.  1975 yılında Ä°ngiltere Kraliçesi II. Elizabeth ona "ÅŸövalye" unvanını vermiÅŸtir. Yoksulluk içinde büyüyen Charlie Chaplin 88 yaşındayken (1977) servet içinde hayata gözlerini yumar. Ama birkaç ay sonra Charlie Chaplin'in cesedini Ä°sviçreli bir grup fidye istemek üzere kaçırır. BaÅŸarısız olan fidyeciler yakalanır ama ceset ancak 11 hafta sonra Cenevre Gölü'nde (Lake Geneva-Ä°sviçre)  suyun altında bulunur.

DüÅŸünce Mektebi Haber Merkezi