Sosyal Medya

Güncel

Suriyeli misafirlerimizin boğazda düğümlenen hikâyelerinden biri: Misafir

Misafir filmi izleyenlerin takdirini kazandığı gibi Suriyeli misafirlerimizin yaşadığı büyük felaketin derinden hissedilmesine vesile oluyor. Taha Kılınç’ın filme dair izlenimlerini kaleme aldığı yazıyı alıntılıyoruz.



Geçen hafta gösterime giren, Dublin ve Montreal’de “En Ä°yi Film”, “En Ä°yi Aktris” ödüllerini alan Misafir filmiyle ilgili ÅŸimdiye kadar birkaç yazı yayınlandı. Bunlardan biri 13 Eylül’de Hürriyet’te yayınlanan AyÅŸe Arman’ın filmin yönetmeni Andaç HaznedaroÄŸlu ile yaptığı söyleÅŸiydi. Ä°kincisi de 16 Eylül’de Yeni Åžafak Pazar ekinde yayınlanan Hatice Saka’nın yazısıydı. Bunlara dün Taha Kılınç’ın Yeni Åžafak’ta yayınlanan yazısı eklendi. Bu yazıları okuyup da filmi seyretme isteÄŸi duymamak veya merak etmemek neredeyse imkânsız.  
 
Önemine binaen Taha Kılınç’ın yazısını alıntılıyoruz. Ayrıca diÄŸer yazıların linklerine de sayfa sonundan ulaÅŸabilirsiniz.
 
Misafir
 
Film bitip de Ä°stiklâl Caddesi’nin kalabalığına adımımızı attığımızda, eÅŸim de ben de hâlâ gördüklerimizin etkisindeydik. “Suriyeliler hakkındaymış. Ä°zleyenler çok beÄŸendi. Bir bakalım” diyerek girdiÄŸimiz sinemadan, hem gözyaÅŸlarıyla hem de sarsılmış biçimde ayrılmıştık. Andaç HaznedaroÄŸlu’nun yönettiÄŸi “Misafir”den söz ediyorum.
 
Misafir, Suriye’nin Halep ÅŸehrinde normal bir hayat sürerken, birden bire baÅŸlayan bombardımanlar nedeniyle Türkiye’ye sığınmak zorunda kalan Lina, bebek kardeÅŸi Zehra ve komÅŸuları Meryem’in hikâyesi üzerine kurgulanmış. Bin bir zorluk içinde geçilen sınır, Ä°stanbul’a uzanan yolculuk ve Ä°stanbul’un karmaÅŸasında kurulmaya çalışılan kırık hayatlar… Filmin ismi seçilirken, Yönetmen HaznedaroÄŸlu oldukça dikkat çekici bir tercihte bulunmuÅŸ. Misafir kelimesi bizde “konuk” anlamına gelirken, Arapçadaki manası “yolcu”. Ve mülteciler, her ikisi de. Herhalde Suriyeli mültecilerin durumunu anlatan bir film için, en uygun isim bu olabilirdi.
 
Film, daha isminden baÅŸlayarak her adımda, inanılmaz bir doÄŸallık sunuyor izleyiciye. Bunu yaparken de, asla göze mesaj sokmak kaygısı gütmüyor. Sizi alıyor, yaÅŸanmış hadiselerin içine sürüklüyor, elinizde olmadan kapılıp gidiyorsunuz. Misafir’in en büyük baÅŸarısı bu: Yapaylıktan uzak, duru bir gerçeklik.
 
Misafir’in, Suriyelilerin hayatına nasıl böylesine yakından nüfuz edebildiÄŸi sorusunun cevabı, Andaç HaznedaroÄŸlu’nun filmi çekmek için gösterdiÄŸi dört yıllık olaÄŸanüstü çabada gizli. Suriye meselesini “Hepimizin televizyonlardan görüp kanıksadığı, göz çevirdiÄŸi bir konu” olarak tanımlayan HaznedaroÄŸlu, filmi çekmeye nasıl karar verdiÄŸini ÅŸu sözlerle anlatıyor:
“Öncelikle benim karşıma çıkan gerçek bir hikâye oldu. Dört yıl önceydi. Yolda arkadaşımla giderken arabanın önüne kucağında çocukla bir kadın atladı. Çocuk aÄŸlıyor. Biz o kadar duyarsızlaÅŸmışız ki sohbete devam ediyoruz. Kadın Arapça bir ÅŸeyler anlatıyor, yardım istediÄŸi belli. Ä°ki yaşındaki çocuÄŸun gözyaşı durmuyor. Bir an kendimize yabancılaÅŸtık. Ne yalan söyleyeyim “çok kirliler, kokarlar, arabaya almayalım” diye düÅŸündük. ÇocuÄŸun gözyaÅŸları sicim gibi. Kadın önümüzden çekilmiyor. En son dayanamadık aldık arabaya. O gece sabaha kadar dört hastane dolaÅŸtık. “Kimlikleri yok” diye iÅŸlem yapılmıyor. Parasını vereceÄŸim, diyorsun. Yine de halledemiyorsun. Çocuk ikinci kattan düÅŸmüÅŸ, bacağı kırılmış. Sabaha karşı zor bela sargısını yaptırdık. Kadın da çocuk da mutlu. Onları aldığımız yere getirdik “Eviniz nerede?” diyoruz. Bu sefer de evleri yok. Bir apartman boÅŸluÄŸunda yaşıyorlar. Betonun üstünde yaklaşık 10 kiÅŸi yatıyor. Arada yaralılar var. Burası Fatih, ÅŸehrin göbeÄŸi nerdeyse.
 
Vücudum uyuÅŸtu. Ertesi gün tatile gidecektim. Gözümün önünde hep o tablo. Gidemedim. Vazgeçtim. Bu insanlar, kadınlar, çocuklar bu yolu nasıl geliyor diye doÄŸuya, Suruç’a gittim. Sınıra gittiÄŸim gün Kobani patlaması oldu. Binlerce insan, yaralı kadınlar, çocuklar sınırdan geçiyor. Urfa’nın 50 derece sıcağında, çıplak ayaklarla yürüyorlar. Arkada gerçek bombalar patlıyor. Hayatta hiç bu kadar ölüme yaklaÅŸmamıştım. Çok korktum. Gerçek bombanın ne olduÄŸunu insanlar bilmiyor. Sürekli görüntü çekiyordum. Bütün gazeteciler oradaydı. Elektrik yok, tek priz için kavga ediyoruz. Ä°nsanlara yardım etmeye çalışıyorum. Tarifsiz yorgun günler geçirdim.”
 
Daha sonra film için kolları sıvayan HaznedaroÄŸlu, üç yıl boyunca sürekli Suriyelilerle birlikte bulunmuÅŸ. DüÄŸünlerine katılmış, yemeklerine gitmiÅŸ, evlerine misafir olmuÅŸ, acı-tatlı bütün anlarına ve günlük hayatlarına ÅŸahitlik etmiÅŸ. Tek kelime Arapça bilmemesine raÄŸmen, beden diliyle ve samimiyetle anlaÅŸmayı baÅŸarmışlar.
 
Film için çalışmalar baÅŸladığında, HaznedaroÄŸlu ve ekibi, oyuncu bulmakta zorlanmış. Yurtdışından yabancıların getirilmesi de çok maliyetli olacağından, büyük bir risk alarak, Suriyelileri oynatmaya karar vermiÅŸler. Filmde Lina’yı canlandıran küçük baÅŸrol oyuncusu Ravan Skef’i bulmak, tam 2,5 yıl sürmüÅŸ. “Bütün Suriye okullarını dolaÅŸtım. Yaklaşık 4 bin çocuk gördüm. Nihayet, 8 yaşındaki Ravan karşımıza çıktı. Onu bulduÄŸum zaman yaÅŸadığım mutluluÄŸu anlatmam” diyor HaznedaroÄŸlu. BaÅŸrol dışında diÄŸer rollerin çoÄŸunda da gerçek mülteciler oynayınca, çekimler duygusal açıdan zor geçmiÅŸ: “Burada çektiÄŸimiz sahneler onlar için çok travmatik ve yaÅŸadıkları da gerçek hikâyelerdi. Birçok sahneden sonra birbirimize sarılıp aÄŸlıyorduk”. Filmdeki sahiciliÄŸin sırrı tam da burada olmalı.
 
Politik yönü de sıcak ve canlı olan bir meseleyi, çarpıcı bir gerçeklikle ve izleyici sarsarak anlatabilmek, ciddi bir baÅŸarı. Andaç HaznedaroÄŸlu, bu baÅŸarıyı elde etmiÅŸ. Ancak sosyal medyada ve film yorumları yapılan forumlarda gösterilen tepkilere bakılırsa, insanımızın çoÄŸu filmi izlemeye bile tenezzül etmeyecek, mesajını da böylece es geçecek. “Bizim dertlerimiz bitti de Suriyeliler mi kaldı?”, “Onlar hain, ülkelerini terk etmeselermiÅŸ!”, “Duygu sömürüsü yapmayın” gibi yüzlerce “yorum”, buna iÅŸaret ediyor.
 
Ama hakikati haykırmaktan, insan hikâyeleri anlatmaktan ve tarihe ÅŸahitlik yapmaktan da vazgeçmemek gerek. Gösterimden kaldırılmadan, Misafir’i izlemeye çalışın. Ne demek istediÄŸimi anlayacaksınız.
 
Taha Kılınç/Yeni Åžafak

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.