Sosyal Medya

Kürsü

Leyla İpekçi- ‘Kişisel gelişim’ küllî manayı örtüyor

Leyla İpekçi- Yeni Şafak



KiÅŸisel geliÅŸim adı altında önerilen modern yöntemler belli aÅŸamalarda ne kadar iÅŸe yararsa yarasın son kertede kiÅŸinin nefsini bilmesine katkı sunmuyor, ruha akla kalbe yaklaÅŸtırmıyor. Aksine benliÄŸinin en alt merhalesine, egosuna kilitliyor onu. Çünkü kiÅŸiyi benliÄŸinin altın kafesine hapseden tema hiç deÄŸiÅŸmiyor: Faydacılık!
 
Yoga yaparsam stresten kurtulurum, aromaterapiye gidersem sıhhat bulurum, homeopatik yaşarsam huzurlu yaşarım, namaz kılarsam vesveseden kurtulurum vesaire. Her ne yaparsan kendi gelişimine yararlı olmalı, her ne eylesen sağlığına kariyerine huzuruna mutluluğuna katkı sağlamalı, her nasıl yaşarsan kendine yarar sağlamalısın.
 
Nedir bu? KiÅŸisel faydacılık temelli bir geliÅŸim. Nereye götürüyor bizi? Nefsimizi bilmeye mi, onu örtmeye mi? BenliÄŸimizi bu kadar geliÅŸtiren bu algıdan ibaret bir kiÅŸisel geliÅŸim metodu arifane bir tavra bizi yöneltebilir mi? Varlığın iç yüzünü tabir ettirir mi, bizi manamıza kavuÅŸturabilir mi?
 
***
 
Her ÅŸeyi kendi yararın için yapmak bir tür kibir (gizli benlik) oluÅŸturuyor hepimizde. DoÄŸal hak haline geliyor almak. Sürekli kendinde hak bulmak, Hakkı kendine izafe etmek aslında Hak yok demeye geliyor. Her istediÄŸinin doÄŸal sahibi olarak benliÄŸini kutsayan biri sanki alarak tatmin olabilirmiÅŸ gibi.
 
Bir bakıma rantçılık, rüÅŸvetçilik vaadi bu yöntemler. KiÅŸiyi ancak kendine ayırdıklarıyla (para mülk itibar vs) yani sahip olduklarıyla var etmeye odaklı.
 
Bu her ÅŸeyi kendine alarak tatmin olma (geliÅŸme) yanılgısı kiÅŸiyi daha mutsuz, bunalımlı, endiÅŸeli ve tabii daha da tatminsiz kılıyor. KiÅŸi alarak deÄŸil vererek tatmin olur çünkü. O kadar ki verecek bir tek ÅŸeyi kalmayana. Canı dahil. Canının bile kiÅŸisel mülkü olmadığını idrak ede! Evet, kadim mürid mürÅŸid iliÅŸkisinin temeli yok olmaktır.
 
Ben yokluÄŸumla övünürüm / El fakru fahri diyen bir peygamber bize sadece bir lokma bir hırka ile yetinin mi demek istemiÅŸtir? Ne kadar kısır ve yüzeysel bir algı bu. Yok olmayan Hak’ta fena bulabilir mi? O’na karışabilir mi, hadisteki gibi O’nun gören gözü, iÅŸiten kulağı olabilir mi?
 
“Allah vardı ve O’nunla beraber baÅŸka bir ÅŸey yoktu.” “Ölmeden önce ölün.” Gibi kelamların canlı tefsiri olmadıktan sonra, nefsine arif olup onu terbiye (Müslüman) etmeden fakrıyla hangimiz övünebiliriz ki? Sünnet peygamberin yaptıklarını ÅŸeklen tekrar etmekten ibaret olsaydı, ne kolaydı evliyalık. Din ‘güzel ahlak’ tamamlanmadan kimin tekeline girebilmiÅŸ ki?
 
***
 
KiÅŸisel geliÅŸim odaklı yöntemler bize bir tür kazan kazan teklifinde bulunuyor, ÅŸahsi menfaat beklentisini körüklüyor. YokluÄŸun bilinciyle deÄŸil, sahip olmanın bilinciyle varoluÅŸa katkı sunacağımız yanılgısını çoÄŸaltıyor.
 
AÅŸk ve irfanı devre dışı bırakıyor. Ya da ÅŸöyle diyeyim: AÅŸkı bir tür faydacılık iliÅŸkisi olarak kodlamamıza yol açıyor. AÅŸkın aksine hiçbir karşılığı yoktur. Beladır. Her ÅŸeyini vermeyi talep eder. Elini taşın altına koymadan, bedel ödemeden aÅŸkı nefsinden geçiremez aşık.
 
Evet, kiÅŸisel geliÅŸim uzmanları kalbimizin (belaya belî diyen ahlakımızın) üzerini faydacılık gerekçeleriyle örtüyor. “Attığın zaman sen atmadın” ayeti ne müthiÅŸ tefekkürdür bize. Ehli bilir muhakkak ama acizane:
 
Egomuzdan ibaret olmadığımızı, benliÄŸimizi üst mertebelerde yüceltecek olan ve kendi gerçeÄŸimizin nuruna kavuÅŸturacak olan bilinci geliÅŸtirebileceÄŸimizi... Mülkü sahibine teslim etmenin yolunun kiÅŸisel geliÅŸimdeki önermelerin tam zıddı olduÄŸunu… Israrla kendini ispat etmeye, her olayda nefsini temize çekip haklılığını savunmaya, baÅŸarmaya, kısacası bir ÅŸey olmaya odaklı hiçbir yöntemin kiÅŸisel tatmine ve gerçek anlamda huzura dönüÅŸemeyeceÄŸini…
 
Sadakat, fedakarlık, dosdoÄŸruluk, söze ve iliÅŸkiye itaat, hak hukuk gözetmek gibi vermeye dair eylemlerde Hak bilincinin saklı olduÄŸunu… Yani eylemlerimizin ve sıfatlarımızın sahibini ne kadar ÅŸuurla bilebilirsek nefsimizin o denli ‘benliksiz ben’ merhalesine eriÅŸebileceÄŸini…
 
***
 
“Dön sen O’na; sen O’ndan razı, O senden razı” makamına ne yapalım ki alarak deÄŸil gönülden vererek ulaşılıyor ancak. Razı olmanın sırrını celalde cemalde Hakkı bir’lemekle mümkün görüyor büyüklerimiz. Razı olmadan kalbin mutmain olması öylesine imkânsızdır ki, Hak sırrının üzeri nefsimizin en obez özellikleriyle örtüldükçe örtülür durur.
 
Evet bireysel tatmin ve mutluluÄŸun yolu her tecellinin Hak olduÄŸunun ÅŸuuruyla hepsini O’ndan bilmek, rıza göstermek dedik. Lakin bu da fedakârlık ve çileyle baÄŸlantılı. Rahatla, lüksle, konforla, nefsine itaat etmekle kalkmıyor hakikatin perdeleri. Aksine daha da katmanlaşıyor.
 
Hakkımı savunayım derken Hakka körleÅŸtiriyor. Özgüvenim artsın derken sebep sonuç iliÅŸkilerindeki nasip sırrını daha da örtüyor. EndiÅŸeli, vesveseli, paranoyak ve narsist tavırlarımızı besliyor. Sanki Hak’tan baÅŸka bir ÅŸeyle manevi boÅŸluklarımızı doldurmamız mümkünmüÅŸ gibi, bizi birer ‘egolojik tüketici’ olarak piyasaya sürüyor. Biz kiÅŸisel geliÅŸim adı altında benliÄŸimizi geliÅŸtirmeye devam ettikçe varlık bir bütün olarak içeri kaçıyor, küllî mana ile gerçeÄŸimizin arasında mesafeler varmış gibi oluyor.
 
***
 
“Önce kendini deÄŸiÅŸtir, sonra dünya deÄŸiÅŸir!” “BaÅŸkalarını sevebilmek için önce kendini sev!” Böyle diyor ya uzmanlar. Aslında bunun öncesi sonrası yok. BaÅŸkalarıyla hemhal oldukça, etrafına yardım ettikçe, merhamet gösterdikçe, hak hukuk yememeye baÅŸladıkça zaten o çokluÄŸun içinde kendini de düzeltmeye, inÅŸa etmeye baÅŸlıyorsun.
 
Zira çokluÄŸa ihtiyacımız var bir’leyebilmek için. Ben ve baÅŸkaları birbiriyle eÅŸ zamanlı iç içe geçiyor. Hemhal oldukça “baÅŸkaları da ben” demeye baÅŸlıyorsun. ‘Öteki’ algından silinmeye baÅŸlıyor. Amaç her baktığının ‘dost yüzü’ olduÄŸunu fark edebilmek. Nereye dönersen O’nun yüzüne baktığının ÅŸuuruna kavuÅŸmak.
 
Bu anlamda bir kavuşma (hemhal olma) kişisel gelişim diye bir şey varsa eğer, acizane atılacak ilk adım olmalı. Kişisel faydacılığın yerine ben merkezci değil sen merkezci bir bakış katarak atılmalı o ilk adım vesselam.

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.