Özel / Analiz Haber
Suriye bir Osmanlı toprağıydı! Sınırlar yapay akrabalıklar gerçektir
Doç. Dr. BENGÜL GÜNGÖRMEZ Uludağ Üniversitesi, Sosyoloji
Suriye’deki iç savaÅŸ tüm hızıyla insanlık trajedileri yaratarak vahÅŸice devam ediyor. Uygarlığın beÅŸiÄŸi Batı dünyası sessizce olan biteni seyrederken küçücük çocukların cansız bedenleri zenginlerimizin, sosyetenin tatil yaparken milyarlarca lira harcadıkları sahillere vuruyor. Gözümüz kör vicdanımız kara. Görüntü kirliliÄŸi yarattıkları için dövüyoruz, kovuyoruz çok azımız ise sahip çıkmaya çalışıyor o küçücük bedenlere. Halbuki onlar bizim bir yüzyıl öncesinde kardeÅŸimiz, yurttaşımız, akrabamız, yakın komÅŸumuz, dindaşımızdı. Suriye bir Osmanlı toprağıydı.
Sınırlar yapay akrabalıklar gerçektir. Devletler kurgusal, halklar arası baÄŸlar hakikidir. Osmanlı imparatorluÄŸu yıkılmış ve Suriye’de apayrı bir devlet kurulmuÅŸ olabilir ama yüzlerce yıllık tarihsel baÄŸlar ve duygular, kültürel ve ticari iliÅŸkiler her zaman devam eder. Bugün Suriye’de bir tek partiye dayanan bir ulus devlet olma trajedisi yaÅŸanıyor.
Yıkılmadan önce Osmanlı Ä°mparatorluÄŸu oradaki halklar için en organik siyasi yönetimi saÄŸlıyorken imparatorluk parçalandıktan sonra kurulan yeni ulus devlet acımasız diktatörüyle Israrla koltuÄŸunu korumak istiyor. Bunu yaparken de kitlesel kıyım emrini umarsızca her an verebiliyor.
SavaÅŸa kuzeyden Rusya ve komÅŸumuz Ä°ran hava güçleriyle, bombalarıyla dahil oldu. Anlaşılan o ki Esed kirli ittifaklarını var gücüyle mazlum halklar üzerinde kullanacak ve bombalayacak da bombalayacak.
Kendi halkını iktidar uÄŸruna bombalatmaya devam edecek. Yıllardır dünyanın jandarmalığına soyunan ABD, PYD ye verdiÄŸi destekle OrtadoÄŸu’daki bunca yıllık müttefiki Türkiye’nin altını oymaya devam edecek görünüyor. Türkmenler, buradaki kürtlerin akrabaları kürtler, Araplar savaÅŸ ortamında ölmeye, kaçabilirlerse kaçmaya devam edecekler. Ve Batı çıkarları doÄŸrultusunda ya izleyecek ya da hareket edecek.
Sınırdaşı bir ülke olsa da okyanusun ötesinden ve kuzeyden gelen iki süper gücün Suriye’ye kolayca müdahalesine raÄŸmen Türkiye bu güçlerle anlaÅŸmaksızın sınır ötesi harekatı düÅŸünememektedir. Bu elbette bir güç/iktidar meselesidir.
Türkiye’nin bu iki süper güç karşısında ne kadar güçlü olduÄŸu, olacağı meselesiyle ilgilidir. EÄŸer gücünüz yoksa ittifak yapmak zorundasınız. Uluslarası arenada dengeleri iyi kurmak zorundasınız. En önemlisi ordunuzu iyi teçhiz etmek, teknolojinizi iyi kurmak zorundasınız. Bunları yapabilmesi için bir ülkenin saÄŸlam bir demokrasisi bu demokrasiye baÄŸlı olarak da saÄŸlam bir eÄŸitim, araÅŸtırma ağı, kısacası güçlü toplumsal kurumları olması gerekir. Terör sorununu halletmeksizin Türkiye’nin saÄŸlam bir demokrasiye kavuÅŸması pek mümkün görünmüyor.
Tersi de doÄŸrudur. SaÄŸlam bir demokrasiyi tesis etmeksizin terör sorunu bitecek gibi görünmüyor. Mevcut iktidarın bu seçimlerde belki de en büyük vaadi ileri demokrasi ve buna uygun bir anayasa olmalıdır.
Yeni iktidar Kürtlerle ve Türk halkıyla yeni bir SÖZLEÅžME nin koÅŸullarını oluÅŸturmalı, var gücüyle bu yönde çalışmalıdır. Yoksa bizi bekleyen ÅŸey tek parti diktatörlüÄŸüyle halka zulüm eden Suriye’den buraya sıçrayacak bir iç savaÅŸ bile olabilir.
Türkiye bir Osmanlı mirası olan Suriye’deki savaÅŸtan gereken dersi çıkarmalıdır. Suriye Osmanlı mirasıyken, Osmanlı orada organik bir siyaseti yürütürken – yani o toplumun yapısına oradaki kültüre ve dinsel yapıya uygun bir siyaset güderken – Suriye topraklarında sonradan kurulan ulus devlet ve ulus devletin tekçi anlayışı halklar üzerinde yarattığı baskı ve despotizmle Suriye halklarını korkunç bir iç savaÅŸa maruz bırakmıştır. Bundan çok iyi ders çıkarmak gerekir. Ders çıkarmak zorundayız.
Seçim vaadlerini görüyoruz. Darbe anayasası hala yürürlükteyken yeni anayasadan söz eden ya da söz edilse de vurgulu bir tonda yeni anayasadan söz eden yok. Yeni bir anayasa vaadi olmaksızın Kürt meselesi çözülemez. Çözülmesi de mümkün deÄŸildir.
Akademik Perspektif
Selami SAYGIN
Aralık 10, 2018 Pazartesi 09:05
"Suriye topraklarında sonradan kurulan ulus devlet ve ulus devletin tekçi anlayışı halklar üzerinde yarattığı baskı ve despotizmle Suriye halklarını korkunç bir iç savaşa maruz bırakmıştır. Bundan çok iyi ders çıkarmak gerekir. Ders çıkarmak zorundayız." Türkiye buradan hangi dersi alacak, tekçi yönetimi terk ederek nasıl bir idari yapı tesis edecektir? Bu sorunun cevabı ortada yoktur. Elbette bazı çıkarımlar mümkündür ama o çıkarım ya da yorum olacaktır. Oysa Bengül hanım, yorumu gerektirmeyecek bir açıklıkla bu soruya cevap yazmış olsaydı belki daha anlaşılır olacaktı. Üstelik Türkiye'de tek parti diktatörlüğü yoktur. Özgür seçimlere dayalı bir iktidar var. Terör örgütünün bile partisi var. ve o parti hazineden seçim yardımı almaktadır.