Güncel
Selahaddin E. Çakırgil: Buyrunuz eleştirelim, amma…
Follow @dusuncemektebi2
Selahaddin E. Çakırgil - STAR
Sadece gıyben tanışılanlar deÄŸil; kadîm dostlarımızdan bazıları bile istiyorlar ki, kendilerinin eleÅŸtirdikleri lideri ve icraatını biz de eleÅŸtirelim.
Bu gibiler, kendilerinin eleÅŸtirmek hakları olduÄŸu kadar, baÅŸkalarının da kendilerine aykırı düÅŸünüp destek verebileceÄŸini kabullenmek istemiyorlar. Ayrıca, birilerini tatmin için yazı isteyenler, öyle davrananlardan daha saÄŸlıklı bir tutum içinde olmadıklarını gözönünde bulundurmuyorlar. Kezâ, bir lider etrafında bu ÅŸekilde bir ‘yeminli husûmet cephesi’ oluÅŸturanlar, onun arkasında, hele de bir takım makam-mansıb ve menfaatler için toplananlardan farksızdırlar.
Bu yüzden, bu gibi eleÅŸtirilere cevap vermek bile boÅŸa nefes tüketmek oluyor.
Daha da ilginç olan, ‘eleÅŸtiri yapmanın ve hele de iktidarlara muhalif olmanın aydın sayılmak için gerekli olduÄŸu gibi’ kof iddiaların yazılabilmesi.. Bu iddiaları safdilce doÄŸru sanıp, ‘aydın’ sayılmak için ’koro’ya katılanlar, 90 küsur yıllık mevcut rejimin örtülü güçlerinin taktik ve hesaplarıyla hareket ettirilen kimseler durumuna düÅŸürüldüklerini de göremiyorlar.
***
Bu noktada güyâ, en tutarlı talep ise ‘eleÅŸtirmeseniz bile, en azından, tarafsız kalınız..’ oluyor.
Ama ne demek, ‘tarafsızlık’?
Dünyanın en uzak köÅŸelerinde olup bitenler hakkında bile, ulaÅŸan haberlere göre hemen bir tavır takınan hele de günümüz insanının ‘tarafsız’lık iddiası ne kadar inandırıcıdır?
Bu satırların sahibi, olup biten her ÅŸeyi, -bildiÄŸi kadarıyla- ‘kesin doÄŸru’ ölçülerinin ışığında deÄŸerlendirdiÄŸi ve bu yüzden asla ‘tarafsız’ sayılamayacağı gibi, baÅŸkaları da aynı ÅŸekilde, ‘kesin doÄŸru’ kabul ettikleri kendi ölçüleri içinde hareket ettiÄŸinden, tabiatiyle onlar da tarafsız’ olamazlar. Bî-taraf (tarafsız)olan, bertaraf olur.
Hatırlayalım, mecûsî Sasanî Ä°mparatorluÄŸu ile hristiyan Roma Ä°mparatorluÄŸu savaÅŸtığı ve ‘Ehl-i Kitâb’ olan Hristiyanlar yenildiÄŸi haberi, 13-14 asır öncesinin iletiÅŸim imkanları içinde Mekke’ye ulaÅŸtığı zaman; Mekke müÅŸrikleri sevinmiÅŸler, ilk Müslümanlar ise hüzünlenmiÅŸlerdi. Bunun üzerine Rûm Sûresi’nde, ‘Ehl-i Kitâb yenilmiÅŸse de kısa zamanda zafer kazanacağı’ müjdesi verilmiÅŸ ve o müjde aynen tahakkuk da etmiÅŸti.
***
Elbette bir insanı hatasız düÅŸünmek, asıl büyük hata ve yanlış olur ama kendi ‘taraf’ında yer alanların yanlışlarına yaklaşımı ile, ‘karşı taraf’ın bakışı bir deÄŸildir. Birincide ıslah yolunu seçilir; ikincisine karşı ise kendi dünyasının savunma mekanizmasını geliÅŸtirir. Ayrıca
2500 yıl öncelerde bile, Roma Hukuku tedvin olunurken, ‘Errare humanum est../ Hata, insanlar içindir..’ hükmü bir kural olarak temel alınmıştı.
***
Bu izahları kendi dünyamıza da tatbik edebiliriz. Onun 1994’de Ä°stanbul BÅž. Belediye BaÅŸkanlığı’na seçiliÅŸinden bu yana, ErdoÄŸan’ın çeyrek yüzyıl boyunca sadece ülke içine deÄŸil, bütün dünyaya verdiÄŸi mesajlar ve yaptığı hizmetleri görmezlikten gelenler, onun sadece ÅŸu son BM Genel Kurulu’nda ve diÄŸer uluslararası görüÅŸmelerde dile getirdiklerini bile hatırlasalar yeter. Bu zamana kadar o makamda olup da dile getiren baÅŸka birisi var mıydı?
Yalnızca bu ülkenin deÄŸil, dünya Müslümanlarının, mazlûm ve mustaz’af (hakları gasbedildiÄŸi için zayıf duruma düÅŸürülmüÅŸ) halkların en hassas meselelerini en net ÅŸekilde dile getiren böyle bir lideri, baÅŸkaları kendi deÄŸer yargılarına göre eleÅŸtirebilirler. Ama ‘Ben bu milletin aslî deÄŸerlerine baÄŸlı birisiyim’ diyenlerin, daha ideal olanları da istemeleri de elbette güzeldir; ama dünyanın realitelerinden kopuk, geliÅŸigüzel eleÅŸtirilerle yol kesmeye, kösteklemeye çalışanların ‘taraf’ına düÅŸmemeye dikkat etmesi gerekmez mi?
Henüz yorum yapılmamış.