Güncel
Beril Dedeoğlu: Trump’a yardım etmek lazım
Beril DedeoÄŸlu - STAR
Trump’ın BM’deki konuÅŸması, muhtemelen tarihe unutulmaz diskurlardan biri olarak geçecek. Herkesi kendisine güldürmeyi baÅŸaran bir ABD baÅŸkanı, hiç olmamıştı. OkuduÄŸu metni yazanlar, reklamın iyisi kötüsü olmaz diye düÅŸündüler herhalde.
Trump konuÅŸurken sanki bir süper gücün deÄŸil de güçten kuvvetten düÅŸmüÅŸ bir devletin baÅŸkanı söz almış hissine kapılmamak mümkün deÄŸildi. Åžanlı bir tarihi olmasına raÄŸmen sonradan ezilen, küçülen, hatta sömürgeciliÄŸe uÄŸrayan ülkelerde en sık rastlanan ruh hali, sürekli güçten söz etmek ve tehditler savurmaktır. Gücünden, kısacası kendinden emin olan ülkeler, bu özelliklerini sözle anlatma ihtiyacı duymazlar; özgüvenle yapacaklarını yaparlar.
Ülkesinin gücünü kendisiyle açıklayan, devletini deÄŸil kendisini öne çıkaran bir BaÅŸkan, iç siyasete hitap ederek “yönetim bende” demeye çalışmış olabilir. Bunun yeri BM Genel Kurulu olmasa da çok ihtiyacı olduÄŸu anlaşılıyor. Ancak soru ÅŸu ki, bu övünmenin dozu Trump’ın durumundan ÅŸüphelenmeye yol açıyor.
Tehlikeli dil
BaÅŸkanın çizdiÄŸi genel harita, “kimseyi ABD’ye karıştırmam ama ben herkese karışırım” ÅŸeklinde. Dost olarak saydığı bir kaç ülke var. Bunlar, Suudi Arabistan, Ä°srail, Mısır. Takdir ettiÄŸi ülkeler var. Bunlar Meksika, Polonya, Japonya ve Ürdün. DüÅŸman ilan ettikleri var. Bunlar Ä°ran ve Komünizm. Kızdığı ülkeler var; Bunlar da Almanya ve Çin. Türkiye’yi bir yerlerde zikretmemesine gerçekten sevinmek gerek.
DiÄŸer devletler Trump’ın skalasında yer almıyor olabilir ama Rusya hakkındaki fikirlerini beyan etmemiÅŸ olmasının altını çizmek gerekiyor. Zira ABD baÅŸkanı çekindiÄŸi ülkelerin listesini dünya ile paylaÅŸmadı.
Metnin içeriÄŸi, “EÄŸer bir millet özgür olacaksa; gurura, irade gücüne, meydan okumaya, nefrete, nefrete ve yine nefrete ihtiyaç duyar” diyen ve bunları söyledikten sonra dünyayı ateÅŸe veren bir Almanya devlet baÅŸkanının sözlerine benziyor.
Listesini dünyaya sunduktan sonra, Trump’ın küreselleÅŸme karşıtı olduÄŸunu söylemesi ise bir tutarlılık ifadesi. Uluslararası anlaÅŸma ve kuruluÅŸlardan çekildiÄŸini gururla söylediÄŸine göre bu konuda yeni adımlar da atacak gibi; destek olmak lazım.
BM Merkezi New York’ta mı olmalı?
ABD’nin uluslararası kuruluÅŸlardan çekilmesi gücüne güç katar mı, bu Amerikalıların sorunu. Ancak ABD çekildi diye kuruluÅŸların faaliyetlerinin sonlanacağı düÅŸünülemez. ABD olmadan da her uluslararası anlaÅŸmanın gereÄŸi, ABD dışındakilerce uygulanır. Kısacası bu bir tehdit anlamına gelmez. Tam tersine madem ABD kendi kapılarını dışa kapamayı ama aynı oranda baÅŸkalarına kafa tutmayı istiyor, o zaman kapılarını kapatmasını kolaylaÅŸtırmak ama baÅŸkalarına karışmasına engel olmak mümkün.
Bu çerçevede, birçok devletin bir araya gelmesiyle bir kampanya baÅŸlatılabilir. Kampanya, ABD’nin küreselleÅŸme, uluslararası iÅŸbirliÄŸi ve uluslararası hukukun en üst yapısı olan BM’den ayrılmasının uygunluÄŸunu konu edinebilir. Bu belki Trump’ın düÅŸündüÄŸü ama henüz diyemediÄŸi bir konudur; böylece kendisine yardımcı olunur.
Madem konuÅŸmasında ABD’yi Milletler Cemiyeti’nden uzak tutan Monreo Doktirini’ne atıf yaptı, BM’den uzak kalmaya da pekala ikna olabilir.
Daha somut giriÅŸim ise BM Merkezi’nin New York’tan alınıp baÅŸka bir yere taşınmasını gündeme getirmek olabilir. Tüm dünya liderleri BM toplantıları için mecburen ABD’ye gidiyor; ABD BaÅŸkanı da bunu konuklarını azarlama ve kendisini övme fırsatı olarak görüyor. Trump, konuÅŸma sırasını bile dikkate almayacak kadar küçümsediÄŸi bu örgütün merkezini topraklarında neden bulundursun ki?
Henüz yorum yapılmamış.