Kürsü
Hakan Albayrak- Çin yönetimi geçiştirse de...
Follow @dusuncemektebi2
Hakan Albayrak- Karar
Uluslararası Af Örgütü’nün (UAÖ) geçen Pazartesi günü DoÄŸu Türkistan’daki “eÄŸitim kampları” hakkında yayımladığı ‘ÇİN: NEREDELER? SÄ°NCAN UYGUR ÖZEL BÖLGESÄ°’NDEKÄ° TOPLU GÖZALTILAR HAKKINDA CEVAP VERME ZAMANI’ baÅŸlıklı raporu, Türk basınında maalesef hak ettiÄŸi ilgiyi görmedi. Çin’in dışında yaÅŸayan ve DoÄŸu Türkistan’daki yakınları hâlâ kayıp olan 100’ün üzerinde kiÅŸinin yanı sıra, DoÄŸu Türkistan’daki toplama kamplarında iÅŸkenceye uÄŸrayan birçok kiÅŸiyle bizzat da görüşülerek hazırlanan bir rapordan bahsediyoruz. Bugüne kadar bu konuda yapılan en ciddi çalışmalardan biri.
BirleÅŸmiÅŸ Milletler Ä°nsan Hakları Yüksek Komiseri Michelle Bachelet, 10 Eylül’de, “Sincan’daki sözde eÄŸitim kamplarında Uygurlara ve diÄŸer Müslüman topluluklara yönelik büyük çaplı keyfi gözaltılara iliÅŸkin derinden rahatsız edici iddiaları” gündeme getirip, bu iddiaları araÅŸtırmak üzere bölgeye gözlemci göndermelerine izin vermesi için Çin yönetimine çaÄŸrıda bulunmuÅŸ, Çin DışiÅŸleri Bakanlığı Sözcüsü Gıng Åžuang ise 11 Eylül’de bu çaÄŸrıya “Çin’in egemenliÄŸine saygı” talebiylae cevap vermiÅŸti. Pekin, UAÖ’nün söz konusu raporunu da ‘Kendi egemenlik alanımızdaki zulmümüze kimse karışamaz’ mealinde bir açıklamayla geçiÅŸtirebilir. Yine de bu raporun önemsenmesi gerektiÄŸini düşünüyorum; zira -tıpkı Ä°nsan Hakları Ä°zleme Örgütü’nün raporu gibi- bu rapor da DoÄŸu Türkistan’daki Çin mezaliminin sadece Müslümanlara ait ‘marjinal bir literatür’ olmaktan çıkarak dünya çapında bilinirlik kazanmasına hizmet ediyor.
Kısa vadede deÄŸilse bile orta veya uzun vadede -uygun bir konjonktür doÄŸduÄŸunda- bu bilinirlik, Çin yönetiminin DoÄŸu Türkistan’da zulümden vazgeçirilmesine yarayabilir.
***
Geçen yazımda UAÖ’nün raporundaki bazı önemli hususlara dikkat çekmiÅŸ, fakat yer darlığı yüzünden ÅŸu önemli hususa deÄŸinememiÅŸtim: “Çalışma veya eÄŸitim amacıyla özellikle Müslüman nüfusun ağırlıklı olduÄŸu ülkelere gitmek ya da Çin dışında yaÅŸayan insanlarla iletiÅŸim kurmak da insanları şüpheli konumuna düşüren temel sebepler arasında....”
Raporda buna somut örnekler veriliyor. Mesela; Kairat Samarkan isimli bir DoÄŸu Türkistanlı, kısa bir süreliÄŸine Kazakistan’a gittiÄŸi için “ülkesine ihanet” şüphesiyle Ekim 2017’de gözaltına alınıp Åžubat 2018’e kadar -dört ay- toplama kampında tutulmuÅŸ. Samarkan kadar ‘ÅŸanslı’ olmayanlar da var. 10 aydır kendisinden haber alınamayan Hüseyin Sagambay gibi…
Rapordan okuyalım: “Moskova Devlet Ãœniversitesi’nde okuyan Kazak öğrenci Bota Hüseyin, babası Hüseyin Sagambay ile en son Kasım 2017’de WeChat’te konuÅŸtu. Esasen Sincanlı olan ailesi, 2013’te Kazakistan’a yerleÅŸmiÅŸti. Bota’nın babası 2017 sonlarında bir doktora görünmek için Çin’e geri döndü, ancak yetkililer Sincan bölgesine vardığında babasının pasaportuna el koydu. Bota daha sonra akrabalarından babasının ‘siyasi eÄŸitim kampına’ gönderildiÄŸini öğrendi. Sincan’daki akrabaları Bota ile tekrar iletiÅŸim kurmalarının onları zan altında bırakabileceÄŸinden o kadar korkuyorlardı ki, babası kampa gönderildikten sonra Bota ile iletiÅŸimi kestiler. Bota, yaÅŸadıklarını şöyle anlattı: ‘Babam sıradan bir vatandaÅŸ. Gözaltına alınmadan önce mutlu bir aileydik. Birlikte gülüp eÄŸlenirdik. Artık gülemiyoruz ve geceleri uyuyamıyoruz. Her gün korku içinde yaşıyoruz. Bu durum annemi çok yıprattı. Babamın nerede olduÄŸunu bilmiyoruz. Hala hayatta olup olmadığını bile bilmiyoruz. Babamı yeniden görmek istiyorum.’”
***
Ãœlke sınırlarını çoktan aÅŸan Çin mezaliminin bir cüzünü de yurt dışındaki DoÄŸu Türkistanlılardan ajan devÅŸirme uygulaması teÅŸkile ediyor. UAÖ’nün raporunda bu konuda ÅŸu cümleleri okuyoruz: “Çin güvenlik görevlileri, ülke dışında yaÅŸayan topluluklar içinden ajanlar görevlendirmek için saldırganca çaba harcıyor. Ajan olmak üzere seçilen kiÅŸilerin iÅŸ birliÄŸi yapmadıkları takdirde Sincan bölgesinde yaÅŸayan aile üyelerini gözaltına almakla tehdit edildiÄŸi ifade ediliyor. Ä°ÅŸ birliÄŸi yaptıkları takdirdeyse sevdiklerine hoÅŸgörülü bir muamele gösterileceÄŸine dair sözler veriliyor. Yurt dışında yaÅŸayan topluluklar içinde kimlerin Çin’deki güvenlik görevlilerine bilgi verdiÄŸinin bilinmemesi, şüphe ve güvensizlik tohumları ekmenin yanı sıra, yalnızlık ve korku hissini derinleÅŸtiriyor.”
Ä°ngilizce biliyorsanız ve raporun tamamını okumak isterseniz (metnin tamamı henüz Türkçeye çevrilmedi), UAÖ’nün internet sitesine bakabilirsiniz.
Henüz yorum yapılmamış.