Sosyal Medya

Kürsü

Rasim Özdenören- Terk edilmişlik

Rasim Özdenören- Yeni Şafak



GideceÄŸi yeri bulamayanlara-
 
Nedir terk edilmişlik? Yalnızlık diye düşünenler fena halde yanılır. Yalnızlık bir tercih konusu olarak da ortaya çıkabilir. Ama terk edilmişlik! Şu fani dünyada terk edilmiş olmak?
 
BeklediÄŸi, onu bekleyen kimsesi, hiç kimsesi olmamak: anne, baba, sevgi, yurt, ocak, dertleÅŸme, ziyaretçisiz kalmak, bir aileyi özlemeyi bilmemek…
 
Düşünün, bir caminin avlusuna ya da bir hastanenin bahçesine bırakılmış bir can... Ana rahminden çıkıp dünyaya bakmaya baÅŸlayalı henüz üç gün olmuÅŸ ya da seksen yıl…
 
Fark eder mi? KundaÄŸa sarılı halde ya da paçavralar içinde... Paçavradan kundak yaÄŸmurdan sırsıklam, minicik, pörsümüş yanaklar soÄŸuktan morarmış halde, orada, bir hastane duvarının dibinde terkedilmiÅŸ halde bulunuyor olmak…
 
Birileri onu buluyor ve polise haber veriyor. Gerisi bilinen dram: aile araÅŸtırılıyor: yok! Ona kucak açabilecek bir aile araÅŸtırılıyor: yok! Bütün hayatı boyunca, bir kere olsun, bir kerecik olsun, ana kucağı tanımayan biri... Onu göğsüne bastıran, onunla aÄŸlayabilen, ona, sunduÄŸu gülücüklerden mutluluk duyan, bebe diÅŸlerini çıkartırkenki zamanında çektiÄŸi sıkıntılara ortak olabilen bir anne, bir yakın, ona “kızım” ya da “oÄŸulcuÄŸum” diyen bir hami yok! Yok! Yok!
 
Devlet mi? Elbette hiç yoktan iyi… Ama o, sıcaklık istiyor. Sıcaklığı kitaplardan öğrenmiÅŸ deÄŸil, bunu içinin en derinlerinden yekinen bir duygu ona bağırıyor. Çocuk yuvasında ya da huzurevi ortamında ne kadar ihtimam da gösterilse, orada, sonuçta kelle hesabı olarak var olunur. Ona gösterilen ilgi herkese dağıtılır. Ãœstelik onun kesesinden dağıtılır. Aile ortamında paylaÅŸtıkça çoÄŸalan ilgi ve sevgi, orada, dağıtıldıkça eksilir, ona gelinceye kadar belki de tükenir, silinip gider: yanaklara yapıştırılmış gülücükle, ciÄŸerden sökülüp gelen gülücüğün arasındaki fark anında ayrımsanır.
 
Her ÅŸeye raÄŸmen ÅŸimdi ne mi istiyor? Elbette sıcaklık. Bir kere daha ve gene sıcaklık… Özel bir ilgi... Onun nasıl bir ÅŸey olduÄŸunu bilmediÄŸinden bu duyguyu özlem kelimesiyle ifade etmek zor. O, özel bir ilgi, paylaşılmayan, herkesin ortak çıkamayacağı bir ilgi istiyor. Bir ÅŸeyin salt ve saltık kendi için yapıldığını bilmek hoÅŸ bir duygu olmalı. Bu duygu paylaşılacaksa onu paylaşıma kendi açmalı; yoksa herkes paylaşırken iÅŸte bana da bu düştü fikrine kapılmamalı insan: müstakil, baÅŸkalarına teÄŸet geçmeyen bir duygu…
 
O, kimseye terk edilmiÅŸ olduÄŸunu söylemek istemiyor, kimseden merhamet dilenmiyor, ama her nasılsa bir ÅŸekilde öğreniyor: terk edilmiÅŸtir! O kendini biliyor, ama bunu öğrenenlerin yaÅŸadığı ÅŸok, her defasında insanı ÅŸaşırtıyor…

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.