Güncel
İbrahim Kiras: Muhalefetin Meclis çoğunluğu senaryosu
Follow @dusuncemektebi2
Geçen yıl “Başkanlık sistemine geçelim mi geçmeyelim mi” sorusuna cevap istendi sandıktan. Şimdi de geçen yılki referandumda kabul edilen yeni sistem içinde yeni yetkilerle görev yapacak cumhurbaşkanının seçilmesi söz konusu. Dikkat edilirse 24 Haziran’da cevaplanacak olan soru “bu yeni yetkilerle ülkeyi yönetecek kişi kim olmalı” şeklinde sorulmuyor.
Galiba son yıllardaki en heyecanlı, tansiyonu en yüksek seçim sürecinin içindeyiz. Daha önceki seçimlerde de belki sonuçlar tahmin edilebilir deÄŸildi ama mevcut siyasi denklemin deÄŸiÅŸip deÄŸiÅŸmeyeceÄŸi az çok öngörülebiliyordu. Bu yüzden de öyle çok fazla iÅŸtiyaklı bir katılım söz konusu olmuyordu. Bundan önceki en heyecanlı seçim 16 Nisan 2017’deki “BaÅŸkanlık Referandumu”ydu. Siyasi denklemin deÄŸiÅŸme imkânı vardı çünkü. Ä°ktidar kanadında yeni bir yönetim sisteminin hayata geçirilmesi yoluyla güç konsolidasyonu beklentisi, muhalefette ise ErdoÄŸan yönetiminin güç temerküzüne son verme ümidi vardı. Referandum sandığındaki sonucun çok küçük bir farkla alınmış olması ise o günkü beklentileri bugüne kadar taşınmasını saÄŸladı.
Geçen yıl “BaÅŸkanlık sistemine geçelim mi geçmeyelim mi” sorusuna cevap istendi sandıktan. Åžimdi de geçen yılki referandumda kabul edilen yeni sistem içinde yeni yetkilerle görev yapacak cumhurbaÅŸkanının seçilmesi söz konusu. Dikkat edilirse 24 Haziran’da cevaplanacak olan soru “bu yeni yetkilerle ülkeyi yönetecek kiÅŸi kim olmalı” ÅŸeklinde sorulmuyor.
H H H
Biçimsel olarak öyle soruluyor olsa da uzunca zamandır süren tartışmalar dolayısıyla bu ülkede yaÅŸayan herkesin bildiÄŸi gerçek bütün bu sürecin CumhurbaÅŸkanı ErdoÄŸan’la veya hiç deÄŸilse ErdoÄŸan’ın yönetme tarzıyla ilgili bir anlaÅŸmazlıkla ilgili olduÄŸudur. Dolayısıyla geçen yılki referandumda baÅŸkanlık sistemine geçilip geçilmemesinden ziyade ErdoÄŸan’a istediÄŸi yeni yetkilerin verilip verilmemesi konusunda tercihler ortaya konulmuÅŸtu. 50 gün sonra gerçekleÅŸecek seçimde de yine bir “ErdoÄŸan oylaması” yapılacak.
O kadar ErdoÄŸan odaklı bir görünümü var ki meselenin 16 Nisan referandumunda kabul edilen sistem deÄŸiÅŸikliÄŸinin neleri içerdiÄŸi bile bilinemiyor hâlâ toplumunu geniÅŸ kesimlerinde. Mesela TBMM’in artık hükümetin kurulması veya düşürülebilmesinde rolünün olmayacağını bile bilmeyenler var.
Ancak bugün itibarıyla oluÅŸan siyasi tablo aslında Meclis’i etkisiz hale getirmeye yönelik düzen deÄŸiÅŸikliÄŸinin de hedeflenen güç temerküzüne engel oluÅŸturabilecek bir “sistem açığı” taşıdığını ortaya çıkardı. Artık hükümetin milletvekillerinden güven oyu alması veya düşürebilmesi söz konusu deÄŸil ama eÄŸer önümüzdeki seçimde iktidar bloku Meclis’te çoÄŸunluk saÄŸlayamazsa muhalefet oylarıyla cumhurbaÅŸkanlığı seçiminin tekrarlanması mümkün olabilir yeni sisteme göre. Görülen o ki AK Parti-MHP bloÄŸu ErdoÄŸan’ın seçilmesini saÄŸlayabilse bile Meclis çoÄŸunluÄŸunu temin edememe riskiyle karşı karşıya.
Peki bu senaryonun maddi zemini var mı? Åžimdiden kesin bir ÅŸey söylenemez elbette ama böyle bir sonucun oluÅŸması iki faktöre baÄŸlı: Muhalefet partilerinin seçmen tabanlarını sandığa taşımadaki baÅŸarısı ve iktidar bloÄŸundan fire ihtimali. CHP adayı Ä°nce’nin kendi partisinin tabanını heyecanlandırabilecek evsafta biri olduÄŸu söylenebilir. Saadet lideri KaramollaoÄŸlu’nun da toplumda belirli bir ilgi ve desteÄŸe muhatap olduÄŸu görülüyor. Ä°YÄ° Parti lideri AkÅŸener’in ismi etrafındaki rüzgâr da malum. DiÄŸer yandan HDP seçmeninin de bir önceki seçime oranla sandığa gitme eÄŸiliminin daha yüksek olduÄŸu bilgisi var.
Bütün bunlarla birlikte ErdoÄŸan’ın ÅŸahsında temsil edilen politikalara ve yönetim anlayışına onay verecek kiÅŸilerden bir bölümünün parti tercihinde farklı davranış gösterebileceÄŸi düşünülüyor. Bunun anlamı ErdoÄŸan cumhurbaÅŸkanı seçilebilse dahi Meclis çoÄŸunluÄŸunun bir anlamda Demokles’in kılıcı gibi iktidarın tepesinde risk ve kaygı kaynağı olma ihtimali.
***
Ne var ki böyle bir denklemin olabilmesi için, tekrar söyleyelim, iki faktöre ihtiyaç var. Ä°lki muhalefet partilerinin tabanlarını mobilize edebilmeleri. DiÄŸeri ise iktidar bloÄŸunda fire oluÅŸması. CHP’nin bu anlamda bir fire oluÅŸturması zor. Ä°YÄ° Parti ile Saadet’in bu noktada daha fazla ÅŸansı var. Özellikle ittifak sistemi sayesinde daha önce baraj sorunu olan Saadet’i tercih etmeyen bir kesimin “nasıl olsa artık oyumuz boÅŸa gitmez” rahatlığıyla buraya yönelmesi mümkün. Ayrıca gerek Kasım 2015 seçiminde gerekse Nisan referandumunda AK Parti’ye destek veren eski HDP seçmeninden bir bölümünün partilerine geri dönebileceklerini düşünenler haklı çıkarsa Ä°ktidar bloÄŸunda oluÅŸabilecek firenin üçüncü adresi burası olabilir. Dahası bu senaryo gerçekleÅŸtiÄŸi takdirde cumhurbaÅŸkanlığı seçiminin sonuçlanması da ikinci tura kalabilir ve burada oluÅŸabilecek yeni bir ittifak kombinezonuyla beklenmeyen bir tablo ortaya çıkabilir.
Elbette sonucu görebilmek için daha çok erken. “Siyasette 24 saat bile kısa bir süredir” tespiti boÅŸ bir laf deÄŸil. Dolayısıyla bütün siyasi aktörler kendi istedikleri sonucu elde edebilmek için var güçleriyle çaba gösterecekler bu süreçte. Ancak seçimin heyecan ve tansiyonundaki artışın en önemli sonucunun katılımı yükseltmek olacağı da ortada.
Henüz yorum yapılmamış.