Ekonomi
Başbakan Yardımcısı Şimşek: Türkiye çok güçlü şekilde dayanıklılığını ortaya koydu
Follow @dusuncemektebi2
Başbakan Yardımcısı Şimşek, "Türkiye çok güçlü bir şekilde kısa vadeli, dışarıdan yapılan bir takım değerlendirmelere dayanıklılığını ortaya koydu ama seçimden hemen sonra çok güçlü şekilde piyasalar bu realiteyi takdir edecektir" dedi.
BaÅŸbakan Yardımcısı Mehmet ÅžimÅŸek, Türkiye Bankalar BirliÄŸi'nin 60'ıncı Genel Kurul Toplantısı'nda yaptığı konuÅŸmasında, Türkiye’nin dünyadan çok daha hızlı büyüdüğünü, ülkenin çok sayıda ÅŸoka ve olumsuz geliÅŸmeye karşın son 15 yılda ortalama yüzde 5,7 büyüme kaydettiÄŸini ifade etti.
Küresel krizden bu yana Türkiye'nin 8,7 milyon kişiye istihdam sağladığını anımsatan Şimşek, Türkiye'nin gerçekliğinin, algısından daha güçlü olduğunu belirtti.
Şimşek, cari açığa bakılınca sanki bir kötüleşme var gibi görüldüğünü ancak petrol ve altın hariç bakıldığında göreceli bir iyileşme döneminde olunduğunu dile getirdi.
Altın hariç cari açıkta ciddi bir kötüleşme olmadığını vurgulayan Şimşek, "Dolayısıyla aşırı ısınma hikayesi, eğer cari açık üzerinden üretiliyorsa, burada gördüğünüz gibi cari açık yüzde 4,4 civarındadır. Turizmdeki güçlü toparlanma ile cari açık tekrar yüzde 4'ün altına inebilecektir. Türkiye aslında tasarruflarını da artırmıştır. Yatırım iştahımız büyük. Milli gelirin yüzde 30'u kadar yatırım yapıyoruz, yüzde 24'ü kadar tasarruf yapıyoruz. Bunlar yaklaşık rakamlar" ifadelerini kullandı.
Gelecek döneme bakılması gerektiğini, cari açık ile tüketici kredileri arasında yakın ilişki olduğunu belirten Şimşek, tüketici kredilerinde yükselişin durduğunu hatta aşağı yönlü bir seyir içerisinde olduğunu söyledi.
Şimşek, şunları kaydetti:
"Cari açığın bunu takip ederek önümüzdeki dönem altın ve petrol hariç cari açıkta bir daralma öngörmek doğrudur. Nitekim ekonominin önümüzdeki dönemde bir miktar yavaşlaması dahi gündemde, bazı öncü göstergelerle. Ama ihracat piyasalarımız güçlü kalmaya devam ediyor. İhracat performansımız artmaya devam edecek. Artan petrol fiyatlarının doğrudan etkisi olumsuz ama komşularımızın geliri artacağı için oralara da gerek müteahhitlik sektörü gerek turizm sektörü gerekse ihracat sektöründen daha yüksek gelir potansiyelimiz var. Turizmde çok güçlü toparlanma var. Çok hızlı bir şekilde kriz öncesi döneme doğru dönüyoruz.
Cari açığın finansmanında gerçekten bazılarının iddia ettiği gibi bir sorun var mı? Yılın ilk birkaç ayına baktığımız zaman geçen yıla göre kısa vadeli krediler ve portföy girişlerinin net anlamda, cari açığın finansmanındaki payı düşüyor. Borç yaratmayan bileşenlere baktığınızda cari açığın finansmanının kalitesinde de göreceli bir iyileşme söz konusu. Birinci sınıf yatırım ortamını iyileştirecek reformlar yaptık. Nitekim yakın dönemde özellikle ithalatı azaltacak, ihracat potansiyelini artıracak yatırımlara çok güçlü teşvikler vereceğiz. Önümüzdeki 5-7 yılda bu yatırımlar devreye girdiğinde Türkiye'nin cari açığı 19 milyar dolar daha azalacak."
"MERKEZ'İN ELİ KOLU BAĞLI DEĞİL"
Başbakan Yardımcısı Şimşek, Türkiye'nin odaklandığı zaman büyük işler başardığını, savunma sanayisinde yerlilik oranının yüzde 20'lerden yüzde 70'lere çıktığını söyledi.
Cari açık meselesini bu çerçevede kalıcı olarak tekrar yüzde 3'lere ve yüzde 3'ün altına doğru çekme imkanının gelecek birkaç yıl içerisinde mümkün olacağını vurgulayan Şimşek, enflasyondaki gelişmelere ilişkin değerlendirmelerde bulundu:
"Enflasyon geçici olarak çift haneye çıktı. Özellikle kur etkisi burada net bir şekilde ortaya çıkıyor. Kurda reel ekonomiden kopuk bir gidişat söz konusu. Türk lirası cinsinden ithalat fiyatları özellikle ara malı ve ham madde fiyatları en belirleyici olan faktör. Gıda Komitesi olarak gerekeni yaptık. Merkez Bankası'nın da eli kolu bağlı değil, gereken tepkiyi veriyor. Para politikasındaki sıkılaşma da burada çok net bir şekilde gözüküyor. Finansal koşullarda da bir sıkılaşma söz konusudur. Bu da önümüzdeki dönemde enflasyonu ve cari açığı kontrol altına almaya önemli katkı verecektir. Kredi hacmindeki genişleme de geçmiş dönemlerin ortalamasının altındadır. Bütün bu göstergeler, aslında, varsa, aşırı ısınmanın geçen seneki hikaye olduğunu net bir şekilde ortaya koyuyor."
"LÄ°RA ÃœZERÄ°NDE BASKININ OLUÅžTUÄžU NET"
Mehmet Şimşek, kamu borç stokunun şoklara karşı direncinin oldukça yüksek olduğuna işaret ederek, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Şu anda seçim ekonomisi tevatürü yapılıyor, dışarıda ve içeride hikayeler üretiliyor. Sayın Başbakanımız 24 milyar liralık bir paket açıkladı. 1 yıllık vadeyle baktığınızda potansiyel gelir bunun 2 katı. 'Kalıcı giderleri geçici gelirlerle nasıl finanse edersiniz?' diyebilirsiniz. Savunmuyoruz. Tam aksine diyoruz ki önümüzdeki dönemde kısa vadede burada kalıcı bir tahribat olmayacak. Hatta muhtemelen dengeler bozulamayacak. Orta-uzun vadede yapacağımız reformlarla vergileri artırmadan, tabana yayacağımız için çok rahat biçimde mali disiplin korunacak. Buradan herhangi bir kaygıya gerek olmadığını ortaya koyuyoruz."
Gelecek dönemde kamu maliyesinde çok önemli bir reform gündeminin söz konusu olduğunu aktaran Şimşek, özel sektör borçluluk oranın dünyada yüzde 91, gelişmekte olan ülkelerde yüzde 94, Türkiye'de ise yüzde 69 ile çok yüksek olmadığını söyledi.
Şimşek, cari açık veren bir ülkede borç birikimi olmasının normal olduğunu kaydederek, bunun doğru sektörlerde ve doğru firmaların elinde olmasının önemine dikkati çekti.
Reel efektif kur endeksinin neredeyse en düşük düzeylerde olduğunu dile getiren Şimşek, şu değerlendirmelerde bulundu:
"Piyasalardaki bu kadar endişe nereden kaynaklanıyor? İşin özü şu; liradaki hızlı değer kaybının dönemsel olarak bakıldığında önemli ölçüde dış siyasi gelişmelerle yakından ilişkili olduğunu göreceksiniz. Lira 3,40'lara doğru gerilerken, AB perspektifimizle ilişkili bir değerlendirme oluyor. Daha sonra dışarıda malum bir dava üzerine değerlendirme oluyor. Yakın dönemde de kredi derecelendirme kuruluşlarının yaptıkları var. Türkiye'nin birçok göstergesi itibarıyla durumunun kendilerine benzer ülkelerden daha iyi olduğu ama algı noktasında Türkiye'ye yönelik değerlendirmeler nedeniyle lira üzerinde baskının oluştuğu nettir."
"SEÇİMDE SONRA PİYASALAR BU REALİTEYİ TAKDİR EDECEK"
Şimşek, başka ülkelerden daha hızlı büyüyen ve AB ile üyelik süresinde (milli gelirde) AB ile arayı kapatan ülkelerin para birimlerinin reel olarak değer kazanması gerektiğini belirterek, "Türk lirası ise yakın dönemde AB ile arayı kapatmaya devam etmesine rağmen, 33 puanlık ara kapatmasına rağmen, reel efektif kur endeksinin bu seviyelere inmiş olması ekonomiden, büyümeden kopuk bir noktada olduğumuzu net bir şekilde ortaya koyuyor" diye konuştu.
Uzun vadede Türkiye'nin önünün açık olduğunu dile getiren Şimşek, demografik fırsat penceresinin devam ettiğini ve gelecek 10-15 yıl içerisinde ülkenin çok büyük bir avantaja sahip olduğunu söyledi.
Şimşek, istihdam oranının, iş gücüne katılımın ve verimlilik seviyesinin düşük olmasına rağmen artmayı sürdürdüğünü aktararak, tüm bunların gelecek dönemde Türkiye'de çok hızlı reel yakınsama dönemine işaret ettiğini vurguladı.
Algı ile gerçeklik arasında çok büyük bir fark olduğuna dikkati çeken Şimşek, "Türkiye'nin önü açık. Türkiye çok güçlü bir şekilde kısa vadeli, dışarıdan yapılan bir takım değerlendirmelere dayanıklılığını ortaya koydu ama seçimden hemen sonra çok güçlü şekilde piyasalar bu realiteyi takdir edecektir" şeklinde konuştu.
Henüz yorum yapılmamış.