Güncel
Kenan Alpay:Muhalefetin Zaaflarına mı, Toplumun Beklentilerine mi?
AK Parti’nin kuruluş ilkeleri, toplumla olan inter-aktif ilişkisi, temel hak ve özgürlüklere ilişkin on beş yıllık kazanımları, geleceğe ilişkin tasarımları bildiğim kadarıyla Bahçeli’nin inisiyatifine terk edilmedi.
AK Parti 24 Haziran seçim stratejisini hangi deÄŸerler üzerine kurup nasıl icra edecek? AK Parti’nin seçim stratejisi 16 Nisan referandumuna kadar muhalefetin zaaf ve kusurlarına odaklanmak yerine genellikle toplumsal beklenti ve taleplere karşılık vermek üzere iÅŸlerdi. Barış sürecinden Alevi ve Ermeni açılımına, askeri vesayetin tasfiye edilmesi meselesinden resmi ideolojinin Türkçü-Atatürkçü ritüellerine karşı geliÅŸtirilen siyaset ancak bu sayede temel hak ve özgürlüklerdeki standartları yükseltti. AK Parti’yi diÄŸer partilerden ayrıştıran statükoyla ve Kemalist teamüllere arasına olabildiÄŸince mesafe koyması, hem statükoyu hem de Kemalist teamülleri ortadan kaldırmak üzere toplumun en geniÅŸ kesimlerini sürecin paydaşı kılarak siyaseti tahkim etmesiydi.
Peki, AK Parti siyasette bu öncülüğünü koruyup geliÅŸtirebilen, toplumu iktisadi ve siyasi geliÅŸmelerin dinamik bileÅŸeni olmaya teÅŸvik edebilen pozisyonunu koruyabiliyor mu? Bu sorunun cevabı için birçok kriteri devreye sokmak lazım gelecek elbette. Siyasi açıdan bakacak olursak hiç olmadığı kadar muhalefetin beceriksizliÄŸine, dağınıklığına veya kısırlığına odaklanmış bir durumda olduÄŸunu söylemek durumundayız. Neredeyse günün her saati basit ve faydasız polemiklerle tüketiliyor çünkü. Muhalefeti ama özellikle KılıçdaroÄŸlu’nu karikatürize ederek nasıl bir fayda elde edilecek anlaşılır gibi deÄŸil. Ãœstelik bu karikatürizasyon sürecinde CHP ve KılıçdaroÄŸlu ile Mustafa Kemal ve Kemalizm sahiplenilerek hesaplaÅŸmak gibi ultra garabet bir yöntem zuhur etmiÅŸ durumda. Oysa bu polemiklerle büyümesinin önüne geçilse bile CHP’nin küçülmesi temin edilmiÅŸ olmuyor.
Niyet Neydi, Akıbet Ne Olacak?
Ä°YÄ° Parti ve AkÅŸener meselesinde de benzer bir serencam yaÅŸanıyor maalesef. AK Parti tabanında dahi Bahçeli ve MHP ile yapılan ittifaktan ötürü AkÅŸener ve Ä°YÄ° Parti’ye dönük aşırı ve sert tavırlar geliÅŸtirildiÄŸi kanaati hâkim. Oysa Bahçeli-AkÅŸener arasındaki mücadele milliyetçi hareket içerisinde bir liderlik kavgasından daha ileri bir düzeyde seyretmiyordu. Ne var ki süreç içerinde bütün baskılara raÄŸmen ayakta durmayı baÅŸaran AkÅŸener sadece MHP’nin milliyetçi tabanına deÄŸil, CHP’nin Kemalist tabanına da hitap edebilir bir pozisyon elde etmiÅŸ oldu. Medyada sabah akÅŸam proje, kumpas, Pensilvanya uzantısı vd. yönünde propagandalar yapıldığı oranda da AkÅŸener tabanını geniÅŸletiyor, uzun erimli siyasetini tahkim ediyor. TrolleÅŸmiÅŸ gazetecilerin, parti bültenine dönüşmüş gazetelerin, emekli kahvesinden hallice bir duruma dönüşen siyasi analiz programlarının üretimi hızlandırdığı tablo üç aÅŸağı beÅŸ yukarı böyle.
Nihayet ittifak oluÅŸunca sergilenen tavrın da kamuoyunda nasıl algılandığıyla alakalı irdelenmesi gerekiyor. Seçim kanununda yapılan deÄŸiÅŸiklikle partilerin ittifakı meÅŸrulaÅŸtı hatta sistem bu süreci teÅŸvik etti. Ne var ki hassaten BaÅŸbakan Yardımcısı BozdaÄŸ’ın beyanlarını okuyunca ortada gayrı meÅŸru ve ayıp bir iÅŸ varmış gibi “zoraki nikâh” türü imalarla tahkir ve tezyif edici bir hava estirdi. Medyada bu hava daha ileriye taşındı. Belki görmezden gelinince kimse kıyas yapamaz zannediliyor ama Bahçeli sadece “hayırlı uÄŸurlu olsun” demekle yetindi, geçti gitti. Bir taraftan erken zafer ilanları yapılıyor ancak diÄŸer taraftan da eÅŸ zamanlı olarak izahı zor tutumlar sergileniyor. Bu durumu gazeteler yazmıyor, ekranlarda konuÅŸulmuyor diye toplum hissetmiyor, idrak etmiyor sananlar var herhalde.
Kim Etkin ve Belirleyici?
Seçim stratejisinde makul dengenin kurulması, sükûnetli ve mantıklı hareket tarzının merkeze alınması gerekiyor. Toplumsal beklentilere odaklanmak en verimli ve kazandırıcı yöntem olarak beliriyor. Sabah akÅŸam muhalefetin adayı üzerine spekülasyon yapmak kimilerine zevk veriyor, kimilerinin istikbalini teminat altına almaya yarıyor olabilir. Tamam da toplum bu spekülasyonları dinleyip dinleyip neden bu siyaset ve siyasetçi tipine güven duysun? Kripto adayları, üst aklı, kumpasları, Amerika’dan gelen kuryeleri vs. ile spekülasyona boÄŸulan bir seçim sürecinde toplum sandıklara neden ve nasıl coÅŸkuyla koÅŸsun? Sürekli kaos, darbe tehdidi, iÅŸgal giriÅŸimi, yüz binlere ulaÅŸan kripto ajan tarafından her an iç tezgahlanabilecek iç çatışmalar üzerine çapsız korku ütopyaları yazarak siyasete ve seçime itibar kazandırılmaz.
Toplum güven telkin edecek kudretli bir siyaset istiyor. Toplum adaletin şaşmaz bir terazi olarak işlemesini istiyor. Toplum refahın artmasını, paylaşımın dengelenmesini bekliyor. Bitimsiz korku ve tehditler üzerine yapılan vurgulardan toplum bıkmış usanmış durumda. Şu husus unutulmasın: Parçalanmış ve oy oranı günden güne eriyen Milliyetçi Hareket Partisi ile ittifak yapıldı sadece.
AK Parti’nin kuruluÅŸ ilkeleri, toplumla olan inter-aktif iliÅŸkisi, temel hak ve özgürlüklere iliÅŸkin on beÅŸ yıllık kazanımları, geleceÄŸe iliÅŸkin tasarımları bildiÄŸim kadarıyla Bahçeli’nin inisiyatifine terk edilmedi.
Ancak dışarıdan bakınca Türkiye’nin son on beÅŸ yılına toplumun en geniÅŸ kesimlerinin desteÄŸiyle hangi partinin damga vurduÄŸunu karıştırabilecek bir görüntü var.
Görüntü ve gölgelerin esasın üzerinde ipotek koymuşçasına ilerlediği bir siyasi sürecin mağduru olmayız inşallah.
Henüz yorum yapılmamış.