Bünyamin Doğruer: Düşünce Adamı

Evet, düşünce adamı bir zümrenin, hizbin, emir kulu deÄŸildir. Hiçbir merkezden talimat almaz. Bir gruba, ta-belaya baÄŸlı deÄŸildir. Hakikatin bayraktarıdır. Tevhidin ve adaletin savunucusu ve yılmaz savaşçısıdır. Kucağında yaÅŸadığı topluma karşı sorumlulukları vardır. Belli savaÅŸları kabul etmesi, belli tehlikeleri göze alması lazım. Ä°de-olojik saplantılar içinde deÄŸildir. TükenmiÅŸlik krizi yaÅŸamaz. Tartışır, sorgular, en güzel söze uyar. Ä°slam’ı, bütün boyutlarıyla tarihe, hayata, topluma, siyasete kazandırmanın mücadelesini verir. Bu yönüyle bu topraklarda ma-lesef kısırlık var. Böyle bir derinlikli düşünce adamlarımız yok sayılır. Yani günümüz dünyasında Ä°slami bütünü ve bütünlüğü dünya ölçeÄŸinde temsil ifade liyakatine sahip düşünürlerimiz, bilginlerimiz, entelektüel donanıma sahip aydınlarımız olmadığı için, sadece parçaları temsil eden, kendilerini parçalarla sınırlandıran ufuksuz, içerik-siz, birikimsiz demogoglarımız, hizip ÅŸeflerimiz, aÅŸiret liderleri, her hizbin, takımın baÄŸnaz partizanları var. Ä°slami bütünü en güzel ÅŸekilde temsil liyakatine sahip düşünce adamlarımız, bilginlerimiz olmadığı için Ä°slam dünyası toplumları çarpıtılmış algılarla, manipüle edilebilen algılarla kuÅŸatılabiliyor… Bu yüzden bağımsız bir gelecek tasavvurumuz maalesef yok…

Düşünce adamı, çağının şahidi ve tanığıdır. Yaşadığı asrın şuurudur. Onun vazifesi bütün hakikatleri yokla-mak, bütün yalanların maskesini düşürmek, kalabalığa doğruyu göstermek. O bazen yangın kulesindeki nöbetçi-dir. Bazen engine açılan geminin kaptanı, kılavuzudur.

Bu ülke düşünce insanı yönünden dertlidir, derbederdir. Bu ülkedeki ekilen düşünce tohumları henüz aÄŸaç-laÅŸmadı. MaÄŸaranın içi maÄŸaranın dışı, insanlık aynı sefil putlara tapan bir ÅŸaÅŸkınlar kafilesi. Hakikatte maÄŸaranın içi de bir dışı da, yüzyıllardır gölgeler aleminde yaşıyoruz…

Düşünce adamı bağımsız, hürdür.. Allah’ın hatırını kırmaz. O’nun dışında, hakikati söyleme pahasına, en yakı-nın dahi hatırını kırabilirler… Hakikatlerin hurafelerle sarmaÅŸ dolaÅŸ olduÄŸu bir ülkede, efsanelerin halesine te-nezzül etmeyen büyük ruha sahiptir.

Düşünce adamı, emperyalizmin lanet zincirini, hakikat, aÅŸk ve adaletle kırandır…

Düşünce adamı, tehlikeyi görünce sıvışan, kuşatılınca teslim olan sahte kahraman değildir.

Düşünce adamı, politik ayinlerde, politik vaftizlerde yer almayandır.

Bugünün düşünce adamı diye geçiren aydın taslakları Batı’dan pozitivizmin döküntüsünü almış, ruhunu öl-dürmüş, maveraya sırtını çevirmiÅŸ, ebedi mutluluk ve hakikate yabancı kalmıştır. SaÄŸlıklı ve derin düşünceye sa-hip deÄŸil. Acıları ve ızdırapları yok, heyecanları yok. Bu aydın taslakları yamyam medeniyetine aşık. Afrika’yı, Or-tadoÄŸu’yu, Asya’yı yiyerek, sömürerek kendini ayakta tutan bir medeniyet…

Evet, düşünce adamı onurludur, izzet sahibidir. Her ortamda hakikati haykırır, haysiyet ve ÅŸeref sahibidir. Her kutsal deÄŸere dost, her sahteye, ikiyüzlülüğe, kahpeliÄŸe, keleÅŸliÄŸe, her ÅŸeyin kalpazanlığını yapanlara düş-mandır…

Düşünce adamı pırlanta bir ahlaka, elmas bir imana sahiptir… Hakikate kapısını kapatmayan, taklit zincirini kıran, araÅŸtırmacı, mudakkik insandır…

Düşüncenin felç, tefekkürün iptal edildiÄŸi, akletmenin tatile çıktığı, Azerin pazarına dönmüş bir ülkede, bir dünyada Muvahhid- Hakikat eri düşünce adamlarına ekmek-su- hava kadar ihtiyacımız var. Yani, kurulu deÄŸerler düzenini en saÄŸlam gerçeklik ölçüleriyle devirecek, toplumu inanç ve düşünce saÄŸlığına kavuÅŸturacak bir düşün-ce adamı…

Ebedilik sıfatı yakıştırılmış her türlü faniliÄŸi kendi sınırına itecek, ezeliliÄŸin ve ebediliÄŸin ancak Allah’a mahsus olduÄŸunu haykıracak bir düşünce adamı… Ä°nkar ateÅŸi içinde, hakikatin güllerini devÅŸirecek bir adam…

OrtadoÄŸu’da ve bütün Ä°slam dünyasında bir varoluÅŸ kavgası hüküm sürmektedir. OluÅŸtan varoluÅŸa geçiÅŸ kav-gasında yer alan, öncü olan, Muvahhid er olan, düşünce, eylem bütünlüğünü ispat eden, yiÄŸit adamdır, düşünce adamı… Adam gibi adamdır vesselam…