Güncel
Hakan Albayrak: Sempatisini kazanamadıkları da var; ama onların nefretini de kazanmadı
Follow @dusuncemektebi2
Karar gazetesi yazarı Hakan Albayrak son dönemde popülerliği bir hayli artan Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu'nu köşesine taşıdı.
Erdoğan ve Bahçeli, anlaşmazlık konusunun büyüklüğüne küçüklüğüne bakmadan kıyasıya didişmeyi, bağıra çağıra kavga etmeyi seviyor.
Kılıçdaroğlu ve Akşener de öyle.
Rakiplerine yüklenirken onlarla alay etmeyi, onları tahkir etmeyi, onlara ‘laf sokmayı’ da seviyor bu siyasetçiler.
Böyle yaptıkça kopan alkış tufanlarını çok önemsediklerini zannediyorum.
Halbuki o alkış tufanları genellikle nezaket icabı koparılıyor.
Ä°lgili konuÅŸma metinlerini yazan zevatın ‘Burada alkış tufanı kopacak’ dediÄŸinin belli olduÄŸu, hatiplerin de tonlamalarıyla yahut bakışlarıyla ‘Åžimdi!’ dediÄŸi yerlerde -hararetin yahut hakaretin ayyuka çıktığı anlarda- kopuyor alkış tufanları. (Amerikan komedi dizilerindeki kahkaha efekti gibi bir ÅŸey.)
***
Güler yüzlü bir ağır başlılıkla öne çıkmak, nezaket ve zarafetle takdir toplamak, tatlı bir dil ve yumuşak bir üslupla konuşarak alkış almak -hem de daha içten bir alkış almak- da mümkün.
Nereden biliyoruz?
Saadet Partisi Genel BaÅŸkanı Temel KaramollaoÄŸlu’na gösterilen teveccühten biliyoruz.
Hiç gündemde değilken üç-beş ayda Türkiye siyasetinin en popüler figürlerinden biri haline geldi Karamollaoğlu.
Söylediklerinin içeriğinden ziyade onları söyleyiş şekli -güler yüzlü ağır başlılığı, tatlı dili ve yumuşak üslubu- sayesinde kazandı bu popülariteyi.
Her kesimden -AK Parti dahil- sempati toplayabildi.
Sempatisini kazanamadıkları da var; ama onların nefretini de kazanmadı.
Muhabbet ve / veya itidal telkin ediyor.
Genelde böyle olunca, arada bir aslan gibi kükremenin de bir ağırlığı olur. (Bkz. halim selim kiÅŸiliÄŸiyle tanınan Abdullah Gül’ün 15 Temmuz gecesi darbecilere kükremesi.)
Genelde çatık kaÅŸlı ve bağırgan olunca ise, aslan gibi kükremek sıradanlaşır ve öyle olmaktan çıkarak ‘aslan gibi kükrermiÅŸ gibi yapmaya’ dönüşür.
***
Yeri gelmiÅŸken, Temel KaramollaoÄŸlu’nun yüzbinlerce Suriyeliyi hunharca katleden BeÅŸÅŸar Esed ve müttefiklerine (Ä°ran, Rusya) bir kere bile kükrememiÅŸ olmasını yadırgadığımı belirtmek isterim.
AK Parti hükümetinin Suriye politikasını beÄŸenmeyebilir, Esed’li bir çözümü tercih edebilir, hatta Suriye’de gelinen noktada en büyük sorumluluÄŸu rejim ve müttefikleri yerine muhalefet ve destekçilerine yükleyebilir ama ne olursa olsun Halep yahut DoÄŸu Guta katliamı üzerine Esed’e, Ä°ran’a, Rusya’ya hatırı sayılır bir tepki göstermemiÅŸ olması mazur görülemez.
Bari ‘dostça’ bir tenkitte bulunsaydı…
DoÄŸu Guta’ya kimyasal silahlı saldırı düzenlendiÄŸinde KaramollaoÄŸlu sosyal medya üzerinden sert bir açıklama yaptı ama bu açıklamada fail ismi zikretmedi, ‘Kim yapmış olursa olsun’ deyip geçti.
Farz edelim ki ‘Kimyasal silahı kimin kullandığı kesinleÅŸmediÄŸi için’ böyle yaptı; peki rejim ve müttefiklerinin DoÄŸu Guta’da konvansiyonel silahlarla resmen ve alenen gerçekleÅŸtirdiÄŸi katliama faillerin isimlerini zikrederek tepki göstermekten niye geri duruyor?
***
Suriye parantezinin yanına başka parantezler de koyabiliriz.
Ama hiçbir parantez, Temel KaramollaoÄŸlu’nun Türkiye siyasetine yeni ve güzel bir soluk getirdiÄŸi gerçeÄŸini deÄŸiÅŸtirmez.
Son seçimlerde yüzde 1’in altında oy almış olan bir partinin genel baÅŸkanı bunu baÅŸarabildiyse, CHP yahut Ä°YÄ° Parti veya MHP liderinin, hele AK Parti liderinin o yönde bir tavır deÄŸiÅŸikliÄŸi göstermesi halinde ülkemizdeki siyasî iklimin ne kadar yumuÅŸayabileceÄŸini varın siz hesap edin.
Henüz yorum yapılmamış.