Murat Bardakçı: Kemal Bey yanlış biliyor: Osmanlı sarayında Farsça değil, Japonca konuşulurdu!

CHP Lideri Kemal KılıçdaroÄŸlu, geçen gün toplanan Yörük-Türkmen Çalıştayı’nda yaptığı konuÅŸmada Osmanlı’nın aslında neyin nesi olduÄŸunu bir güzel anlattı; Osmanlı zamanında Türkler’e yapılan baskıların, iÅŸlenen cinayetlerin ve hattâ dilimiz ile kültürümüzün periÅŸan edilmesinin örneklerini delilleri ile sıralayıp geçmiÅŸin bu utanç verici dönemini, yani altı asırlık Osmanlı devrini hâk ile yeksân etti!

Ama, bütün bu gerçekleri dile getirirken dili sürçmüş olacak ki küçük bir hatâ yaptı; “Osmanlı’nın sarayında Farsça konuÅŸulurdu, Osmanlıca konuÅŸulurdu ama bu çadırlarda özbeöz Türkçe konuÅŸulurdu” dedi...

KılıçdaroÄŸlu böyle demekle ÅŸimdiye kadar kimsenin temas etmediÄŸi bir hakikati dile getiriyordu fakat “dil” konusundaki derûnî ifadesi güzide basınımızın dikkatinden kaçtığı için haberlerde neyse ki yer bulmadı, zira Kemal Bey söylediÄŸim gibi küçük bir yanlış yapıyordu: Evet, Osmanlılar Türkçe’yi hakikaten bilmezler ve konuÅŸamazlardı, çünki Türklük ile alâkaları yoktu fakat sarayın dili Kemal Bey’in dediÄŸi gibi “Farsça” deÄŸil, “Japonca” idi! BaÅŸta padiÅŸahlar olmak üzere saray ve harem halkının tamamı Japonca’yı mükemmelen bilirler, birbirlerine “Allahaısmarladık”deÄŸil “sayonara”, “merhaba” yerine “moÅŸimoÅŸi”, “günaydın” niyetine “ohayogozaimasu” derler, akÅŸamları da “iyi geceler” temennisi için uzun bir “oyasuminasaiiiiiii!” Ã§ekerlerdi.

‘UTSUKUŞİ ONNANOKOOO...’

O devre ait fermanların, beratların ve diÄŸer resmî yazıların tamamının Japonca olması bir tarafa, Osmanlı zamanında kaleme alınmış edebiyat kitapları da bu dilde yazılmışlardı. Fuzulî, Bâkî ve Nedîm gibi ÅŸairlerin eserlerinde “güzel kız” yerine “UtsukuÅŸi onnanoko” ibâresi tercih edilir,“seni seviyorum” sözüne rastlanmaz, ÅŸair aÅŸkını ifade etmek için sevgilisine “Watashi wa anata o aishiteimasuuuuu!” diye seslenirdi ve sebep de sarayda sadece Japonca konuÅŸulması idi!

Ãœstelik ÅŸimdi “Osmanlı mutfağı” denen yemek çeÅŸitlerinin tamamı da aslında Japonlar’dan alınmıştı. Eminim bilirsiniz: Sarayın en gözde yemeÄŸi “suÅŸi” idi, acıkıldığında “SuÅŸi o motte kite”, yani “Bana suÅŸi getirin”buyurulur ve sofra binbir çeÅŸit suÅŸi ile donatılırdı.

Kanunî Süleyman’ın “yılanbalıklı suÅŸi”yi pek sevdiÄŸi, Yavuz Selim’in pirinç ve çiÄŸ balıktan yapılan “nigiri” Ã§eÅŸitlerine bayıldığı, Sultan Abdülhamid’in de yosun dürümü olan “temaki”yi tercih ettiÄŸi ve bütün bu suÅŸi çeÅŸitlerini yerlerken HiroÅŸima’dan getirtilen yeÅŸil çay içtikleri tarih kitaplarında ayrıntıları ile zaten anlatılmaktadır...

2018’DE 1930’LARIN Ä°FADELERÄ°!

Kemal KılıçdaroÄŸlu, Osmanlı Devleti’in hemen yanıbaşındaki sınır komÅŸusu Japonya’nin dilinden ve kültüründen etkilenmiÅŸ olmasını gözardı edip sarayda dünyanın tâââ öbür ucundaki Ä°ran’ın dilinin konuÅŸulduÄŸu iddiasında bulunmakla iÅŸte bu yüzden büyük, çok büyük bir hatâ yapmaktadır. Ãœstelik, Türklükle hiçbir alâkası bulunmayan ve bir milletler çorbası olan Osmanlılar’ın sarayında daha baÅŸka diller de konuÅŸulmuÅŸ, asırlar boyunca Hintçe, Hotantoca, Apaçi dili, Tarzanca vesaire gibi lisanlar da iÅŸitilmiÅŸ, Türkçe tek bir söz bile edilmemiÅŸti ama unutmayalım: Osmanlı’nın hem resmî hem de anadili Japonca idi!

Ä°ÅŸin ÅŸaka tarafı bir yana, Türkiye’nin anamuhalefet liderinin hem anadili, hem de askerî lisanı Türkçe olan Osmanlı Ä°mparatorluÄŸu’ndan bahsederken “Sarayda Farsça konuÅŸulurdu” demesi, Osmanlı Devleti’ni kuran Kayı boyunun da bir Türkmen aÅŸireti olduÄŸunu gözardı ederek Ä°stanbul’un Türk’ü ile Anadolu’nun Türk’ünü farklı ve birbirine düşman ayrı milletler gibi göstermesi, Yörükler ve Türkmenler ile devlet arasında geçmiÅŸte vergi tahsili gibi meselelerden kaynaklanan gerginlikleri “zulüm” diye nitelemesi tuhaf, hattâ ayıp iddialardır ve bu iddiaların ortaya atılmasının ardında ÅŸayet derin bir cehalet deÄŸil de bir kasıt mevcut ise, vaziyet daha da vahim demektir!

YAZININ TAMAMI İÇİN HABER TÜRK