Güncel
Özü itibariyle çözümü çok zor görünen bu ihtilafta sırada ne var?
Follow @dusuncemektebi2
Dünya gazetesi yazarı İlter Turan Suriye'de artan gerilim sonrası ABD - Rusya ilişkilerinin geleceğini köşesinde değerlendirdi.
7 Nisan’da Suriye’de gerçekleÅŸen kimyasal saldırı bu ülkeden kaynaklanan gerilimi daha önce ulaşılmamış ve öngörülemeyen bir düzeye tırmandırdı. BaÅŸta Rusya ve Ä°ran, ve karşılarında ABD olmak üzere ihtilafa taraf olan ülkeler birbirinden önceleri hiç olmadığı kadar uzaklaÅŸmış durumdalar. BirleÅŸmiÅŸ Milletler Güvenlik Konseyi’nin 9 Nisan’daki toplantısında Ruslar ve Amerikalılar karşılıklı sert sözler sarfettiler. ABD’nin BM temsilcisi Nikki Haley Suriye CumhurbaÅŸkanı BaÅŸar Esad’ı çocukları öldüren bir “canavar” olarak nitelendirdi ve sosyal medyada saldırı sonrasında dolaÅŸan korkunç çocuk cesedi fotoÄŸraflarını hatırlattı. Rus mevkidaşı Vassily Nebenzia ise ABD’yi, kavgayı tırmandırmasını meÅŸrulaÅŸtırmak için, sahte bir saldırı düzenlemekle suçladı ve askeri müdahalede bulunurlarsa büyük bedel ödeyecekleri konusunda Amerikalıları uyardı. Dünyanın en güçlü iki ordusu arasındaki gerilim bir dönüm noktasına gelmiÅŸ gibi görünüyor. Özü itibariyle çözümü çok zor görünen bu ihtilafta sırada ne var?
ABD’nin son kimyasal saldırıya nasıl yanıt vereceÄŸine dair tartışmalar sürüyor. ABD’nin seçenekleri neler?
Bence büyük güçler hala birbiriyle doÄŸrudan bir çatışmaya girmek istemiyorlar. ABD’nin Suriye hükümetinin savaÅŸma kapasitesini etkisizleÅŸtireceÄŸine dönük tehditleri karşısında Rusya gerilimin artmasından kaçınmak gereÄŸi uyarısında bulunmuÅŸtur. Kimse – ABD ve Rusya da dahil – ABD ve Rusya arasında bir savaÅŸ çıkmasını istemiyor. Ama müzakere edebilecekleri konular sınırlı, müzakerelerin ilerlemesini zorlaÅŸtıran bir dizi anlaÅŸmazlık var. Ä°lk mesele de Esad’ın Suriye’nin meÅŸru lideri olup olmadığı konusu ki, bu soruya iki tarafın yanıtları farklı.
Bir diÄŸer soru Suriye’deki tüm güçlerin orada bulunma hakkı olup olmadığı. Aslında soru Suriye hükümetinin meÅŸru kabul edilip edilmeyeceÄŸi ile de yakından ilintilidir. Ruslar ve Ä°ranlılar, Suriye’deki varlıklarını Suriye hükümetinin davetlisi oldukları iddiasıyla meÅŸrulaÅŸtırıyorlar. Bu mantığa göre, ABD’nin Suriye’deki varlığının yasal temeli yok. Bu belki uluslararası hukuk açısından ilginç bir tartışma, ama gerçek ÅŸu ki, ABD Suriye’de; ve bu konuda kimse bir ÅŸey yapamıyor. Güçlü olan haklıdır gibi bir görünüm var. Dahası, Ä°ran ve Rusya, ne ölçüde Suriye hükümetinin onaylamadığı ÅŸeyleri yapıyor, ne ölçüde Suriye hükümetini yapmak istemediÄŸi ÅŸeyleri yapmaya zorluyor, bunu da bilmiyoruz. Gördüğünüz gibi, meÅŸruiyet sorunu göründüğünden çok daha karmaşık.
Meşruiyet sorusu bu kadar zor mu? Meşruiyetle gayrimeşruluk arasında bir orta yol var mıdır?
Orta yol herkesin meÅŸruiyet konusunu unutması; ABD, Rusya ve mücadeleye dahil olan diÄŸer tarafların hepsinin kabul edilebileceÄŸi bir Suriye’nin nasıl inÅŸa edilebileceÄŸi sorusunun sorulmasıdır. Bunu yapmak için her tarafın ne istediÄŸinin tanımlanması gerekir. ÖrneÄŸin, Türkiye açısından bakarsak, Türkiye sınırlarından sızan teröristlerin eylemlerine hedef oluÅŸturmamasını temin etmek istiyor. Bu, Türkiye’ye yönelik terörist eylemleri engelleyebilecek kabiliyette bir Suriye hükümetinin mevcudiyeti anlamına geliyor. Bu pazarlığa açık olmayan bir pozisyondur.
Rusya’nın Suriye’deki askeri üslerini koruyup hatta geniÅŸleterek bu ülkede kalıcı olmayı tasarladığı belli. ABD ise buna cevaben bir adım atmak arzusunda. ABD’nin kendisi de bir üs istiyor olabilir ki, Suriye’de YPG ile iÅŸbirliÄŸi içinde inÅŸa edilmiÅŸ bazı küçük ABD üsleri zaten var. Buradaki kritik soru YPG’nin Suriye siyasi sahnesinde Türkiye’nin kabul edebileceÄŸi bir yere sahip olup olmayacağı sorusudur.
Dış iliÅŸkilerinde tarafsızlık güdecek bir Suriye siyasi sistemine ihtiyaç var. Sistem Suriye toplumundaki tüm farklı grupların yönetime katılmasına da fırsat vermelidir. Bu nasıl olur bilmiyorum. Mevcut sistem güya laik ama nüfusun sadece yüzde 14’ü lider çıkarıyor, bürokrasi ve askeriyedeki koltukların çoÄŸunu dolduruyor. Bu deÄŸiÅŸmek zorunda. Özgür ve adil seçimlere izin verecek laik yapıda, tarafsız bir dış politika izleyen, sınırlarını kontrol edebilen ve sınır bölgelerinde komÅŸu ülkelere taÅŸan terör eylemlerine izin vermeyen etkin bir merkezi hükümet muhtemel bir çözüm olabilir.
BaÅŸka bir ihtimal ise Lübnan’dakine benzer – en önemli görevlerin etnik ve dini temelde dağıtıldığı ve iki toplumun liderlerinin de sistemin iÅŸlemesini saÄŸlamaya çalıştığı “consociational” demokrasi tabir edilen bir modelin esas alınmasıdır. Bunun uygulanabilmesi için bugün birbiriyle savaÅŸan tüm taraflara – mevcut hükümete baÄŸlı unsular dahil- bazı çıkış garantilerinin verilmesi gerekecektir.
Türkiye de meşruiyet tartışmasını gündeme getirdi. Rusya-İran ve ABD arasında kalmış gibi duruyor.
Görüldüğü kadarıyla, Türkiye üzerinde iki baskı var. Bir yandan, Türkiye'nin Suriye’de yakın iÅŸbirliÄŸi yaptığı ülkeler, Ä°ran ve Rusya, Türkiye'nin Afrin'i Suriye hükümetine teslim etmesini talep ediyor. Türkiye’nin tutumu ise Suriye hükümetinin meÅŸru olmadığı yönündedir. Bu durum ikilemin bir tarafı. DiÄŸer yanda ise Amerikalılar var. Hatta ÅŸimdi ABD'nin altıncı filosunun yanında muhtemelen Ä°ngiltere ve Fransa, doÄŸu Akdeniz'e savaÅŸ gemileri gönderiyor. Bu ülkeler Türkiye'nin NATO müttefikleridir; Rusya ve Ä°ran'ın Suriye'nin tek efendileri olmamasını saÄŸmaya çalışıyorlar. Türkiye için yaÅŸam muhtemelen giderek daha zor hale gelecektir.
Görünürde bir son var mı, düşmanlıklara dahil olan tüm bu aktörler uzun bir süredir sahip oldukları mevcut konumlarını ve hedeflerini sürdürebilecekler mi?
Suriye hükümeti güçlü deÄŸil. EÄŸer Rusya ve Ä°ran’ın desteÄŸi olmasaydı, askeri harekatını baÅŸarıyla sürdüremezdi. Fakat Ruslar ve Ä°ranlılar rejime güçlü destek veriyorlar. Daha uzun süreler de desteklemeleri gerekeceÄŸini sanıyorum. Ruslar ve Ä°ranlıların bakış açısından Esad'ın yerini alacak uygun bir alternatif yok. Ama sonuçta, Ruslar ve Ä°ranlılar Suriye'de hayal ettiklerinden çok daha fazla kaynak harcamak zorunda kalabilir. Rusya ve Ä°ran zengin ülkeler deÄŸil. Önemli ekonomik zafiyetleri var. Ä°ki ülkenin de sanayi üretim kapasiteleri düşük; dış gelirlerini dünyaya gaz, petrol ve hammadde satarak elde ediyorlar. Mevcut çatışma bir yıpratma-tüketme savaşıdır ve bu tür savaÅŸlarda, Rusya ve Ä°ran’ın iktisadi yetersizlikleri giderek daha fazla açığa çıkacaktır. Suriye rejimini sonsuza dek destekleyemezler.
* Yazı ABD, Ä°ngiltere ve Fransa’nın Suriye’deki hedefleri vurduÄŸu 14 Nisan Cumartesi gününden önce kaleme alınmıştır.
Henüz yorum yapılmamış.