Sosyal Medya

Güncel

Çocuklarda zekâyı arttırmanın 3 yolu!

Hürriyet Gazetesi yazarı Selçuk Şirin çocuk zekasının gelişiminde önemli noktaları köşesinde değerlendirdi.



SON haftalarda çocuk gelişimi üzerine epey yazı yazdığım için ebeveynlerden sorular gelmeye başladı.

Ne yapalım hocam? Bu hafta o sorulara toplu bir yanıt mahiyetinde çocuklarda zekâ gelişimine katkıda bulunduğu ispatlanmış 3 faktörü yazacağım. İddialı bir cümle biliyorum ama sebebi var.

BİLİMSEL ÇALIŞMALARIN İSTATİSTİKİ ÖZETİ!

Malum, okulöncesi dönem beyin geliÅŸimi bakımından kritik bir dönem. Ebeveynler ve eÄŸitimciler bu dönemde zekâyı nasıl arttıracaklarını bilmek istiyor. Bu soruya yanıt arayan pek çok araÅŸtırma var ancak bütün bu araÅŸtırmaları tek tek anlatmak mümkün deÄŸil. O nedenle size bu hafta bütün bu araÅŸtırmaların bilimsel özeti olan bir meta-analizin sonucunu açıklayacağım. Bizim bölümden mezun doktora öğrencilerimden John Protzko, Clancy Blair ve Joshua Aronson gibi kıdemli araÅŸtırmacı arkadaÅŸlarım tarafından yapılan bu çalışma Amerika’da çok ses getirdi. Ben de yazmıştım ama konu mühim olduÄŸu için tekrar dönüyorum.

ZEKÂYI ARTTIRMAK MÜMKÜN!

Bu araÅŸtırmanın en temel bulgusu ÅŸu: Çocukların zekâsını, standart ölçmeler ile tespit edilebilecek seviyede arttırmak mümkün. Yani zekâ tamamen doÄŸuÅŸtan belirlenmiyor, sonradan da dönüştürülebiliyor. AraÅŸtırma ilk yayınlandığında John Protzko’ya neden böyle kapsamlı bir analize giriÅŸtiklerini sormuÅŸtum. Bakın ne diyor: “Amacımız zekâyı arttırmak için yapılan çalışmalarda neyin iÅŸe yarayıp neyin iÅŸe yaramadığını ortaya çıkarmak. Bizim analizimizde ele aldığımız tüm çalışmalar zekâyı arttırmak için uygulanan ve iyi yürütülmüş deneylerden oluÅŸuyor”. AraÅŸtırmayı yürüten ve Türkiye’de benimle birlikte pek çok çalışmaya da katılan sevgili dostum Joshua Aronson da aynı fikirde: “Ä°nsan zekâsının geliÅŸim özelliklerini anlamaya çalışıyoruz ve zekânın her geliÅŸim aÅŸamasında nasıl destekleneceÄŸini ortaya çıkarmak istiyoruz. Bu araÅŸtırma zekânın deÄŸiÅŸtirilebilir, dönüştürülebilir bir ÅŸey olduÄŸunu göstermek bakımından önemli bir ilk adım”. Zekânın sabit olduÄŸu inancı zaten baÅŸlı başına öğrenmenin de öğretmenin de önündeki en önemli engellerden biri ama bu baÅŸka bir yazının konusu.

ÇOCUĞUNUZU NASIL DAHA ZEKİ YAPARSINIZ?

Yukarıdaki başlıkla Perspectives on Psychological Science adlı dergide çıkan ve ciddi bir yankı uyandıran bu bilimsel makaleye göre çocukların zekâsını arttırdığı bilimsel olarak desteklenmiş üç uygulama var: Kaliteli bir okulöncesi eğitime katılım, erken yaşta diyaloğa dayalı okuma pratiği ve balıkyağı diyeti!

Araştırmadan çıkan ilk ders çok basit: Çocukları evde tek başına yetiştirmek yetmiyor. Okulöncesi eğitime katılım özellikle dar gelirli aileler için büyük bir fayda sağlıyor. Yapılan meta-analize göre okulöncesi eğitime katılan çocukların zekâsı akranlarından biraz daha ileri oluyor. Somut olarak söylersem, dar gelirli bir ailelerden gelen çocuğun okulöncesi eğitime devam etmesi o çocuğun zekâsını ortalama olarak 4 puan arttırıyor. Eğer söz konusu okulöncesi kurumu, kaliteli yani çocuğun her türlü gelişimini odağa alan kapsamlı bir okulöncesi eğitim kurumuysa artış 7 puandan fazla oluyor. 7 puan neredeyse yarım standart sapma ediyor. Çok ciddi bir artış bu!

HER MAHALLEYE BİR OKULÖNCESİ EĞİTİM KURUMU!

Bu meta-analiz çalışması, okulöncesi eÄŸitimin erken ya da geç baÅŸlamasının zekâya katkısı yönünde bir bulguya rastlamamış. Önemli olan okulöncesi eÄŸitimin süresi ve kalitesi, daha erken yaÅŸta baÅŸlaması deÄŸil. Okulöncesi eÄŸitimin zekâyı arttırması çocukların daha zengin ve uyarıcı bir ortamda bulunmasından kaynaklanıyor. Tam da bu nedenle “Program kalitesine göre deÄŸiÅŸmekle birlikte okulöncesi eÄŸitime yatırım 2 ila 8 kat geri dönüş saÄŸlıyor” diyor Nobel Ödüllü ekonomist James Heckman. Bir kere daha bu veri vesilesiyle tekrar edeyim o halde: Kısıtlı kaynağımızı okulöncesi eÄŸitim kurumlarımıza yatırmalıyız. Her ile bir üniversite açmak kadar her mahalleye kaliteli bir okulöncesi kurumu açmayı kendimize dert edinmeliyiz. EÄŸer okulöncesinde çocuklara bu yatırımı yapmaz isek bırakın üniversiteyi, lise bile çok geç.

DİYALOG KURULAN ÇİÇEK BİLE DAHA ÇOK AÇIYOR!

Meta-analizden çıkan ikinci önemli sonuç da ebeveynle çocuk arasındaki diyaloğun kalitesi. Bunu da daha evvel bu köşede yazmıştım. Etkileşimli (diyaloğa dayalı) okuma yani ebeveynlerin çocukları ile karşılıklı konuşarak ve soru-cevaplarla kitap okumaları zekâyı 6 puanın üstünde arttırıyor. Ama bu etkinlik 4 yaşına kadar olan çocuklarda görülüyor. Yani eğer çocuğunuza kitap okumak için onların da kitap okur yaşa, hatta kitap tutar yaşa gelmesini bekliyorsanız biraz geç kalma riskiniz var. Doğumdan itibaren karşılıklı diyalog ile okuma aktivitesinden söz ediyoruz. Tıpkı deneylerde diyalog kurulan çiçeklerin, şarkı söylenen çiçeklerin biraz daha gür açması gibi diyalog kurulan çocukların da kelime haznesi ve algı seviyesi daha erken açılıyor.

DİYETİN ZEKÂYA ETKİSİ!

ProtzkoAronson ve Blair’in araÅŸtırmasında belki de ebeveynlerin en kolay uygulayabilecekleri somut bulgulardan biri diyet ile ilgili olan. Bu sonuç çok net. DoÄŸum öncesi dönemden baÅŸlayarak çocukların beslenmelerinde ‘polyunsaturated’ yaÄŸ asitleri, Omega-3’ün olması çocukların zekâsını yaklaşık olarak 3.5 puan arttırıyor. Bu yaÄŸ asitleri çocukların zekâ geliÅŸiminde temel olan sinirsel hücrelerin geliÅŸimine katkıda bulunuyor. Öte yandan B-kompleks vitaminlerin, riboflavin, tiamin, niasin ya da çinko gibi besin destekleyicilerin ise zekâyı arttırdığı yönünde bir veri yok. Yani bizim Karadenizlilerin hakikaten bir bildiÄŸi varmış. Balık diyetine devam.

Yazının devamı için

 

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.