Güncel
İsmail Kılıçarslan: Ne deizm ne ateizm, ille de sekülerizm
Follow @dusuncemektebi2
Hümanizm, deizm, ateizm bilmem ne yükseliyor mu, düşüyor mu bilmem. Ama sekülerizmin tüm dünyayı bir “haz bataklığı”na sürüklediği gerçeğinden kaçarak yapılacak hiçbir şey olmadığını biliyorum.
İsmail Kılıçarslan - Yeni Şafak
Son dönemdeki deizm tartışmasına bıyık altından güldüğüm doğrudur. Kavramın kendisinin bile yerli yerine konulmaksızın kah siyasilerin kah hocaların kah ilgili ilgisiz isimlerin yürüttüğü tartışmaya gülümsememek pek de mümkün değil zira.
Efendim, önce aklımın erdiği dilimin döndüğü kadar kavramın kendisini izah etmeye çalışayım. Tanrı veya bir yaratıcı güç var ama dünyanın işlerine karışmak gibi bir huyu yok. Deizm budur.
Dikkat isterim. “Tanrı yok” demiyor standart deist. Kainatı yaratan bir güç olduÄŸuna inanıyor fakat bu kainatı yaratan gücün bütün iÅŸinin “yaratmak” olduÄŸunu ve bu yaratmanın da geçmiÅŸte kaldığını düşünüyor. Tanzim etmek, düzenlemek, dünyanın iÅŸleyiÅŸine müdahale etmek bu yaratıcı gücün iÅŸi deÄŸil. Dahası da var. Bu yaratıcı güç, vahiy de göndermiÅŸ deÄŸil deistlere göre. Vahiy olmayınca peygamber de yok. Peygamber olmayınca sosyal hayatın, iliÅŸkilerin, sözgelimi ticaretin, siyasetin düzenlendiÄŸi bir müesses din de yok.
“Türkiye’de deizm yükseliyor” ve/veya “ne alakası var, Türkiye’de deizm yükselmiyor” tartışmalarının sakilliÄŸi bana kalırsa bu tartışmanın yürütülme biçiminden kaynaklanıyor. Sahne hocalarının feryadı figan koparıp “deizm gençlerimizi esir alıyor, hakikatin tek yetkili bayii olduÄŸumuz için bu yükseliÅŸi ancak biz önleriz” ÅŸeklinde özetlenebilecek halkla iliÅŸkiler çalışmasıyla diyanetin ne dediÄŸini yazanın bile çok anladığını düşünmediÄŸim açıklamaları arasında kaybolup giden mesele ÅŸu: Ãœlkemizde ve dünyamızda tanrı/yaratıcı güç nasıl algılanıyor? Bu algı seneler içerisinde nereden nereye ilerledi/geriledi? Allah’ı, tanrıyı, yaratıcı gücü kadir-i mutlak olarak görme oranı yüzde kaçlardadır? Sosyal hayatını, iliÅŸkilerini, dünyayla kurduÄŸu bağı Allah’ın, tanrının, yaratıcı gücün vahyine göre tanzim etmeye çabalayan insan sayısı nedir?
Åžunu tespit etmek için sosyoloji uzmanı olmaya da, hoca olmaya da gerek yok: Allah, tanrı ya da yaratıcı güç sanayi devriminden bu yana her geçen gün biraz daha gökyüzüne yükselmektedir. Her geçen gün modern dünyanın nizamı ile yaratıcının önerdiÄŸi dünya nizamı arasındaki fark modern dünya nizamı lehine deÄŸiÅŸmektedir. Böylelikle yaratıcı, gökyüzünde bir yerlerde oturan, dünyanın iÅŸlerine pek karışmayan, ibadet öneren ama dünyanın iÅŸleyiÅŸine hiç müdahale etmeyen bir “nesne”ye dönüşmektedir.
Bir “nesne”ye evet… Asıl “özne” ne batı ne de doÄŸu için uzun süredir “yaratıcı” deÄŸil. Hümanizmle yani “tanrıya karşı insan” fikriyle baÅŸlayan büyük mücadele yanına pek çok “-izm”i de alarak yaratıcıyı dünyadan uzaklaÅŸtırmaya çabalıyor ve iÅŸin kötüsü bunu baÅŸarıyor da…
Anı yaÅŸa, akla sığdıramadığın gerçek deÄŸildir, Allah’a inanmıyorum ama bir güç var, tanrı yoktur, dünya bir gündür o da bugündür… Bu cümlelerin yanına pek çok baÅŸka cümle eklenebilir. Bu ve benzeri cümlelerin tamamı “insanın tanrıyı yenmesi” fikrinin birer altlığıdır.
Fakat bütün bu cümlelerin tamamını kapsayan, etkisi bu cümlelerin tamamından daha zehirli bir başka parantez vardır. O parantezin adı sekülerizmdir. Yani dünyevileşme yani dünyacılık.
Sekülerizmin eÅŸsiz bir tanımını duymuÅŸtum: “Sekülerizm, günaha günah dememektir.”
Dikkat isterim. Günaha girmek, günah iÅŸlemek, günahtan kaçınmamak deÄŸil; günaha günah dememek. Ä°nsan adetince ahlak çeÅŸidini hormonlu vicdan sosuna sığdırarak “dünyayı yaÅŸamak.” Sonrasını hiç düşünmeden, bir “üst varlığa hesap verme” fikrini bütünüyle dışarıda bırakarak ve en zehirlisi olarak bireyin “baÅŸkasına zarar vermeden yaptığı her ÅŸeyi” özgürlük tanımına sığdırarak kutsalın, üstünün, aÅŸkın olanın dışarıda bırakılmasını saÄŸlıyor sekülerizm.
Hümanizm, deizm, ateizm bilmem ne yükseliyor mu, düşüyor mu bilmem. Ama sekülerizmin tüm dünyayı bir “haz bataklığı”na sürüklediÄŸi gerçeÄŸinden kaçarak yapılacak hiçbir ÅŸey olmadığını biliyorum.
Sahne hocalarımızla diyanet uzmanlarımız, siyasilerimizle bilirkiÅŸilerimiz tartışmayı sürdüredursunlar; dünyevileÅŸmek, dünyayı yegane gerçek, kendini yegane “biricik” saymak ÅŸu köhne gezegenimizin sonunu getirecek.
Ä°nsandan üstün bir varlığın, dünyadan güzel bir yerin, vicdandan baÅŸka terazinin olmadığını düşünmek insanı canavara, hatta zombiye dönüştürecek. O zaman göreceÄŸim ben tartışmayı “vardı-yoktu” düzlemine taşıyan ilginçlik biçimini…
Henüz yorum yapılmamış.