Oğulları arasında kura çekip birini PYD'ye verdi... 'Böyle yapmasam kızlarımı alacaklardı'

TSK ve ÖSO'nun çalışmalarını sürdürdüğü Afrin'de şimdi önemli bir safhaya geçildi. Bölgedeki patlayıcılar temizlenirken, ele geçirilen PYD'liler de sorgulanıyor. Milliyet'ten Bünyamin Aygün, ÖSO'nun sorgu merkezini görüntüledi.

OÄŸlu PYD'de saflarında savaÅŸan Afrinli bir abba ise o sırada sorgu koridorlarında sesini duyurmaya çalışıyordu: “PYD'li teröristler oÄŸullarımdan birini vermezsem kızlarımı almakla tehdit etti. Kızlarımı veremezdim. Ä°ki oÄŸlum arasında kura çektim. Zorla aldılar evladımı. Allah kimsenin başına vermesin...”

Ä°ÅŸte o haber:

"YOKSA KIZLARIMI ALACAKLARDI, KIZLARIMI VEREMEZDÄ°M"

Ä°ki oÄŸlu arasında kura çekerek, oÄŸullarından birini teröristlere veren 63 yaşındaki Abdo Kolika'da onlardan biri... Anlattığına göre, bir gün ansızın evine geliyor PYD'li teröristler Abdo Kolika'nın, dört çocuÄŸundan birini istiyorlar, kendi saflarına katmak için. “OÄŸullarından birini vereceksin” deyip gidiyorlar. Zavallı adam korku ve belirsizlik dolu günler geçiriyor, bu arada teröristlerin taciz ve tehditleri de devam ediyor. Ölümcül tehditler asla son bulmuyor. Abdo Kolika, “Bugün oyalarım, yarın oyalarım” derken bir gün yine geliyor; “OÄŸullarından birini vermezsen, kızlarını alırız…” diyorlar.

PYD'den daha fazla kaçamayacağını düşünen Abdo Kolika, ertesi gün bir oğlunu vereceğini taahhüt ediyor, kapıda bekleyen teröristleri zorla ikna ederek. O gece sabaha kadar uyku girmiyor aile fertlerinin gözüne... Gün aydınlanınca, aile toplanıyor; herkesin gözü yaşlı. İstemeye istemeye, çaresizce oğulları arasında kura çekiyor Abdo Kolika ve PYD'nin sözünü yerine getiriyor. Kızları yanında ama oğullarından 30 yaşında olan Damhaş elinden kayıp gidecek. Bir baba için ne kadar zor, ne kadar acı ama başka yolu yok ki Abdo Kolika'nın...

Sorgu esnasında tüm bu yaÅŸananları anlatırken gözyaÅŸlarını tutamıyor ve hüngür hüngür aÄŸlıyor, “Biz Türkleri çok severiz lütfen bize yardım edin” diyebiliyor. O aÄŸlayınca eÅŸi Feride, kızları Åževin ve Evin ile oÄŸlu Sabri Kolika'da gözyaÅŸlarına boÄŸuluyor. Sorguyu yapan ÖSO'lu komutan da bu duygusal andan çok etkileniyor. Abdo Kolika anlatmaya devam ediyor: “Tüm çocuklarımı çok seviyorum, ayrım yapamadım iki oÄŸlum arasında. Kura çekeceÄŸiz dedim ve büyük oÄŸluma çıktı. Çok üzüldük ve ertesi gün büyük bir elemle onu yolculadık. Elimizden aldılar, zorla. Onu vermesem kızlarımı verecektim.”

Ailece çiftçilik yaptıklarını da ekleyen Abdo Kolika, “Gelirimiz evimizi çekip çevirmeye yetiyor. Biz PKK gibi terör örgütlerini bilmeyiz. Terörle de iÅŸimiz olmaz. Allah Türkiye'den razı olsun. TSK geldi, teröristlerden çektiÄŸimiz çile bitti. OÄŸlum da döndü ama ona hala kavuÅŸamadım. Lütfen onu affedin” diyor.

Köylerden birinde gizlenen ve gizlendiği yerde yakalanan Abdo Kolika'nın oğlu 30 yaşındaki Damhaş Kolika, merkezi noktalara kurulan ÖSO karakollarından birine getirilerek sorgulanıyor. Sorgulama esnasında ÖSO'lu komutana yaşadıklarını şöyle anlatıyor:

“Zorla alındım. Gitmeseydim, direnseydim kız kardeÅŸlerimi alacaklardı. Sekiz ay PYD/PKK tarafından tutuldum. Beni asker olarak savaÅŸtırdılar. Rejim ile girdiÄŸim bir çatışmada ayağımdan yaralandım. Yaralanınca 4 ay savaÅŸmadım. Türk askeri gelince umut oldu, yenildiklerinde Afrin'i terk ettiler. Dediler ki rejimle birleÅŸeceÄŸiz, kaçmıyoruz. Ama ben bir yolunu bulup kaçarak, Türk Askerinin koruması altındaki ailemin yanına geldim. Türk askerine ve ÖSO'ya tek kurÅŸun sıkmadım.”

Zeytin Dalı Harekatı kapsamında TSK ile birlikte yol alan ÖSO, Afrin halkının evlerine yerleÅŸmesinde büyük bir titizlikle çalışırken adil olmaya çok dikkat ediyor. ÖSO mensupları köylerde ve ilçe merkezinde şüpheli gördükleri kiÅŸileri alarak özenli bir ÅŸekilde sorgudan geçiriyor. Sorguya alınan şüphelilerin omuzları ve elleri özellikle inceleniyor; böylece silahlı eÄŸitim alıp almadıkları, sila taşıyıp taşımadıkları tespit ediliyor. DiÄŸer taraftan daha önce ellerinde olan teröristlerin listesi ile sorguya aldıkları kiÅŸiler bir bir karşılaÅŸtırılıyor ve sorguyu ya derinleÅŸtiriyorlar ya da terör örgütleriyle bağı olmadıklarından emin oldukları kiÅŸileri serbest bırakıyorlar. Sorgulananların sıradan vatandaÅŸ deÄŸil de ciddi şüpheliler olduÄŸunu belirten ÖSO'nun çatısı altındaki Müntasır Billah Tümeni komutanlarından Yahya PaÅŸa ÅŸunları söylüyor: “Ä°hbar ile ya da şüphe üzerine kiÅŸileri sorguya alıyoruz. Suçu kanıtlanmayan hiç bir Allah'ın kuluna dokunmuyoruz. Suçlu olanları zaten TSK'ya devrediyoruz. Suçsuzlara ise elimizden gelen yardımı yapıyoruz. Amacımız bölgedeki huzur ve güvenliÄŸi saÄŸlamak. Masum halkın arasına sızmaya çalışan teröristlerin ne yapabileceÄŸini herkes biliyor. Bunlar el yapımı bomba ve mayınlama konusunda iyi eÄŸitim aldıkları için sivil halkı korumak bizim boynumuzun borcu. Bu yüzden ince eleyip sık dokuyoruz. Tek amacımız, bize güvenen Afrin halkının huzurunu saÄŸlamak."

EYP'LERİN YERİNİ GÖSTERDİ

Sorgu odasında kulaklarımda Abdo Kolika'nın yakarışı, akan gözyaşları; ağır ağır uzaklaşıyorum. Yolum, Afrin kırsalına düşüyor. Burası merkeze sadece 8 kilometre uzaklıkta. TSK ve ÖSO, burada hem dağdaki kaçak teröristlerin izini sürüyor hem de mağara mağara dolaşarak araziyi, el yapımı patlayıcı (EYP) ve mayınlardan temizliyor.

"BİZİ BATILI ASKERLER EĞİTTİ"

Saklandığı yerden çıkarak güvenlik güçlerine teslim olan bir terörist hem tuzakladıkları EYP'lerin yerini gösteriyor hem de barındıkları mağaraları. Ardından neler yaptıklarını, nasıl eğitim aldıklarını şöyle anlatıyor:

“Bizi Ä°ngilizce konuÅŸan, yerel kıyafet giymiÅŸ Batılı olduÄŸunu tahmin ettiÄŸim askerler eÄŸitti. Hangi millete ait olduklarını bilmiyorum. Önce uzun uzun komutanlarımızı eÄŸittiler. Bize ise hızlandırılmış bir haftalık eÄŸitim verdiler. Türkiye ve Türk halkının düşman olduÄŸunu söylediler. Türkiye'nin yenileceÄŸini çünkü ABD ve Fransa'nın PYD'nin her zaman arkasında olduÄŸuna bizi inandırdılar. Komutanlarımız, ‘Dünya bize destek verirken Türkiye bir karış ilerleyemez rahat olun' diyerek bizi cephede tuttu. SavaÅŸ baÅŸlayınca hiç de umduÄŸumuz gibi olmadı. Bize, Türk askeri ‘daÄŸda savaÅŸamaz' dediler ama her yerden çıkıyorlardı Türkler. Korkudan maÄŸaralara sığınmak zorunda kaldık. Komandolar gelince de kaçtık.”