Güncel
Sabah yazarı: Genelkurmay'ın, TSK'nın devlet sistemi içinde sivil siyasete bağlı tanımlanan yeni rolü henüz içselleştiremediği bir sır değil
Follow @dusuncemektebi2
Jandarma Genel Komutanlığı ve Sahil Güvenlik Komutanlığı'nın, İçişleri Bakanlığı'na bağlı olması esasen bir tür güvenlik sigortası. Demokratik pek çok devlette olduğu gibi silahlı güçlerin, bağlı olduğu makam itibariyle dengeleyici güç dağılımına konu edilmesi, lüks değil ihtiyaç.
Sabah gazetesi yazarı Okan Müderrisoğlu TSK'nın politik anlamda konumlandırmasının henüz tamamlanmadığını bunun da bazı rahatsızlıklara sebep olduğunu iddia etti.
Yazının Tamamı
Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi kapsamındaki uyum düzenlemelerine yönelik çalışmalara yeniden odaklanmanın zamanı geldi. AK Parti'nin oluşturduğu 5 komisyon, 15 gün içinde Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'a nihai sunumu yapacak ve Meclis tatile girmeden bu düzenlemelerin yasalaşması sağlanacak.
Anayasal zamanlama hassasiyeti nedeni ile 'Yerel Yönetimlere' öncelik verilecek. Mahalli idareler seçimlerine bir yıl kala ilk adımın atılması gerekecek.
Ve sırasıyla 'Yürütmenin Yapılandırılması', 'Kamu Personel Rejimi', 'Yerel Yönetimler', 'Siyasi Partiler ve Seçim Mevzuatı' ile 'Meclis İçtüzüğü'nde uyumlaştırma tamamlanacak.
***
Bu aşamada özellikli gündem maddesi kamu personel yönetimini yeni sisteme göre güncelleme formülleri. Bilhassa, 15 Temmuz hain darbe girişiminin ardından "Türk Silahlı Kuvvetleri"nde yapılan birinci nesil reformlar ile sivil-asker ilişkilerini demokratik bir devlette olması gereken esaslara bağlama iradesinin tahkim edilmesi her türlü tartışmanın dışında.
Konu, TSK'dan açıldığında gerek sınırlarımız içindeki iç güvenlik harekâtları gerekse ülke bütünlüğünü korumaya dönük sınır ötesi harekâtlar nedeni ile ekstra duyarlılık gösterdiğimiz bir gerçek.
Ordumuzun moralinin korunmasına özen gösterdiğimiz kadar orduyu yeniden yapılandıran adımlara da o kadar özen göstermekteyiz.
Yani bu itinalı tutumumuz, askeri alandaki dönüşümün geriye döndürülmesi girişimlerine kapıları kapatmakta. 15 Temmuz'un sıcaklığı içinde köklü kararlar alınırken, gözden kaçan hususlarda " ince ayara evet", 15 Temmuz öncesini çağrıştıracak "geriye gidişlere hayır!"
***
Genelkurmay'ın, Türk Silahlı Kuvvetleri'ne devlet sistemi içinde sivil siyasete bağlı tanımlanan yeni rolü henüz içselleştiremediği bir sır değil.
Jandarma Genel Komutanlığı ve Sahil Güvenlik Komutanlığı'nın, İçişleri Bakanlığı'na bağlı olması esasen bir tür güvenlik sigortası. Demokratik pek çok devlette olduğu gibi silahlı güçlerin, bağlı olduğu makam itibariyle dengeleyici güç dağılımına konu edilmesi, lüks değil ihtiyaç.
Jandarma birliklerinden istenen görevin öncelikle asayişle ilişkilendirilmesi ancak Genelkurmay Başkanlığı'nın talebi üzerine İçişleri Bakanı'nın onayıyla kendilerine verilen askeri görevleri üstlenmesi de bir gereklilik.
Veya... Kara, Deniz ve Hava Kuvvetleri komutanlıklarının, harp ve temel askeri konular dışındaki alanlarda Milli Savunma Bakanı'na bağlı kılınması, Cumhurbaşkanı'nın gerekli gördüğünde Kuvvet Komutanları ile bağlılarından doğrudan bilgi alabilmesi ve bunlara doğrudan emir verebilmesi de mutlak zorunluluk.
Örnekleri çoğaltmak mümkün.
Gelinen aşamada, kapatılan askeri liseler ve astsubay hazırlama okullarının yeniden açılmasını istemek abartılı bir beklenti olmanın ötesinde karşılık bulacak gibi değil.
Milli Savunma Üniversitesi'nin kurumsallaşması, geleneklerinin oluşması ve yerleşmesi en fazla enerji sarf edilmesi gereken nokta. Askeri hastanelerin ülke şartlarına göre belli merkezlerde açık bulunması, askeri doktor eğitiminin farklı formatta ele alınması, askerle ilgili sağlık hizmetlerinin Milli Savunma Bakanlığı ile ilişkilendirilmesi mümkün olmakla birlikte aynı fonksiyonların Sağlık Bakanlığı kapsamında düzenlendiği halinin iyileştirilmesi de mümkün.
Netice... Milletin ordusu ile ne kadar gurur duysak azdır. Askerimiz, anayasal çerçevedeki konumunu ise düne göre değil yarına göre düşünmelidir.
Henüz yorum yapılmamış.