Sosyal Medya

Güncel

Erdoğan, Putin ve Ruhani Batı başkentlerinde iki kaygı yarattı

Almanya ve Fransa şimdilik Türk-Rus yakınlaşmasını dengelenmesi gereken bir olgu olarak ele almıyor. Aksi takdirde Fransız cumhurbaşkanı Macron, YPG’lileri sarayında ağırlama tercihinde bulunmazdı.



Sabah gazetesi yazarı Burhaneddin Duran Ankara'daki üçlü görüşme sonrası Batı'nın tavrını köşesinde değerlendirdi.

Yazının Tamamı

ErdoÄŸan, Putin ve Ruhani’nin Suriye’deki iÅŸbirliklerini geniÅŸletmeyi kararlaÅŸtırdıkları zirve Batı baÅŸkentlerinde iki kaygı yarattı:
Birincisi Suriye’nin geleceÄŸinin Batı olmadan ÅŸekillenmesi ihtimali. Ä°kincisi de Türkiye-Rusya yakınlaÅŸmasının gittikçe güçlenmesi. Bu iki kaygının sebebi kuÅŸkusuz üç liderin Ankara’da yakınlıklarını gösterdiÄŸi samimi fotoÄŸraf kareleri deÄŸildi.
Asıl mesele Rusya, Türkiye ve Ä°ran’ın, çatışan menfaatlerine raÄŸmen, sahada birlikte çalışmayı baÅŸarması.
Ve Astana sürecinin Suriye’nin geleceÄŸi ile ilgili çalışan tek mekanizma olması.
Bir de buna, BaÅŸkan Trump’ın bu ülkeden kısa sürede “askerlerini çekme” açıklamalarını eklediÄŸinizde Batı’nın “oyun dışında kalma” korkusu içinde olduÄŸu anlaşılıyor. Trump’ın, Ä°ran’ı sınırlandırma hedefi ile çeliÅŸen “Suriye’den çekilme” kararının “tehlikeli bir boÅŸluk” oluÅŸturduÄŸu öne sürülüyor. ABD medyasında “OrtadoÄŸu’da ilk kez ABD olmadan bir gelecek planlandığı” hakkında alarm zilleri çalıyor.
Ä°ÅŸte böylesi bir ortamda üç liderin fotoÄŸrafı Batı medyasında “ürkütücü ittifak,” “savaÅŸ üçlüsü,” “kötülerin zirvesi” ve “Batı karşısında el ele” ifadeleriyle karşılandı. Bu “tespite” baÄŸlı olarak da Trump’ın çekilme kararının büyük bir hata olacağı iddia edildi.
Halbuki seçimler öncesi iç siyasete ve ekonomiye odaklanan Trump, aslında seçmenlerine verdiÄŸi sözü yerine getirme derdinde. Pentagon ve CENTCOM komutanlarının YPG ve strateji güzellemeleri hep içeriye mesaj vermeyi önceleyen Trump’ın pek ilgisini çekmiyor.
Açıklamalarıyla zihinleri karıştırsa da Trump, Obama’nın Suriye’deki mirasından kurtulamıyor.
Sözgelimi YPG’yi terk ederek Türkiye ile “müttefikliÄŸe yaraşır” bir iÅŸbirliÄŸi yapmıyor.
Fransa ve Suudi Arabistan’ı oyuna sokarak bir fark oluÅŸturabileceÄŸini sanıyor. ABD’nin kısa vadede Suriye’den çekilmeyeceÄŸini düşünenlerdenim.
“7 trilyon dolarlık OrtadoÄŸu masrafından” bahseden Trump, Suriye’deki Amerikan askeri varlığının maliyetini Suudilere ödetmenin yolunu bulur ve bölgede kalır.
Ancak ABD BaÅŸkanı’nın yinelenen çekilme söylemi ciddi bir jeopolitik boÅŸluk oluÅŸturuyor.
Washington’ın tutarlı ve kapsamlı bir Suriye-OrtadoÄŸu politikası belirlememesi ne yaptığını bilen Moskova, Ankara ve Tahran’ın elini güçlendiriyor. ABD’yi “Suriye masasının dışına iten” de Washington’ın kendi politikası.
Ankara Zirvesi’nde Batı baÅŸkentlerinin canını sıkan diÄŸer husus ise 2015’te dibe vuran Türkiye-Rusya iliÅŸkilerindeki olumlu gidiÅŸat.
Türk akımı, S-400’ler, Astana Süreci, Akkuyu Nükleer Santrali derken iÅŸbirliÄŸi konularının çoÄŸalması ve “stratejik” mahiyet kazanması.
İskandinav ve Doğu Avrupa ülkelerinin dikkatleri Ankara-Moskova hattında güçlenen işbirliğinin muhtemel jeopolitik sonuçlarına çevrilmiş durumda.
Almanya ve Fransa ÅŸimdilik Türk-Rus yakınlaÅŸmasını dengelenmesi gereken bir olgu olarak ele almıyor. Aksi takdirde Fransız cumhurbaÅŸkanı Macron, YPG’lileri sarayında ağırlama tercihinde bulunmazdı. Türkiye’nin Batı ittifakından kopmadan Rusya ile yakınlaÅŸma politikası bir fırsatçılık deÄŸil. ABD, AB ve NATO’nun son beÅŸ yılda Ankara’ya karşı “müttefiklikle baÄŸdaÅŸmayacak” bir yaklaşım göstermesinden kaynaklanıyor.

 

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.