Kürsü
Fatma Tuncer: Bugünün çocuklarının dillerine pelesenk yaptıkları bazı kavramlar var; Özgürlük ve sevgi gibi
Follow @dusuncemektebi2
Milli Gazete yazarı Fatma Tuncer günümüz gençliğinin yaşadığı ruhi bunalımları köşesine taşıdı.
Fatma Tuncer örnek bir olay üzerinden günümüz gençliğinin sevgi ve özgürlük kavramlarını boşalttığını aileleri oldukça müşkül durumda bırakan bu durumun yerine kendi egolarını koyduğunu iddia etti.
Yazının Tamamı
Sevgili Ali Hür;
Bugün, “Özgülüğümü yaÅŸayacağım’’ deyip evi terk eden 17 yaşındaki oÄŸlu için gözyaşı döken bir anneyle karşılaÅŸtım. Anne çaresizdi ve “Her isteÄŸini yerine getirdik, zaten özgürdü bunu bize niye yaptı” diyor onu geri getirebilmek için çareler arıyordu. Bugünün çocuklarının dillerine pelesenk yaptıkları bazı kavramlar var. Özgürlük ve sevgi gibi. Bu çocuklar bu kavramların içini boÅŸaltıyor ve yerine kendi egolarını yerleÅŸtiriyorlar. Peki, bunun sonucunda ne oluyor? Bunun sonucunda çocuklar bizi biz yapan asli deÄŸerlerden yavaÅŸ yavaÅŸ uzaklaşıyor ve baÅŸkalaşıyorlar. ÖzgürleÅŸmek adına yola çıkan genç bireyler kör nefislerini kılavuz edinip dibi görünmez bir kuyuya doÄŸru sürükleniyorlar.
Başta da dediğim gibi günümüz gençleri yaşamlarında hiçbir engelle karşılaşmazken sürekli özgürlüğe olan özlemlerinden bahsediyorlar. Onların bu taleplerini dikkate alan aileler ise bir süre sonra çocuklarını kaybetme tehlikesi ile yüz yüze geliyorlar. Toplumun inanç ve değerleri ile şekillenen özgürlük kavramı özünden uzaklaştırıldığında sınırsız tutum ve davranışları kapsar hale geliyor. Sınırların olmadığı bir ortamda ise fertler iradi gücü olmayan bir varlığa dönüşüp dürtüleri onları nereye götürürse o yöne doğru kayıyorlar.
Sözde özgürleştiğini zanneden genç bireylerin talepleri arttıkça artıyor. Ve bu durum öyle bir hâl alıyor ki, üst değerler potansiyeline sahip olan çocuklar kendi iradeleriyle aşağıların aşağısına iniyor ve yakalandıkları bilinç körlüğünün farkına dahi varamıyorlar.
Geçtiğimiz hafta karşılaştığım bir grup gence senin için özgürlüğün tanımını sordum. Aldığım cevaplar şöyleydi:
İstediğimizi yapma hakkının verilmesi.
Sınırsız eğlence ve lüks yaşam.
Ebeveynlerin bizleri sınırlandırmamaları.
Aklımızdan geçen her şeyi yapabilme gücüne sahip olmamız.
Bir yere ya da bir kiÅŸiye bağımlı yaÅŸamamak, keyfince gezmek tozmak, alışveriÅŸ yapmak, yurtdışına çıkmak, canımızın istediÄŸi her ÅŸeyi yapabilmek…
Ãœniversite çağına gelmiÅŸ ablalarının, aÄŸabeylerinin özgürlük hakkındaki düşünceleri hakkında ne düşündüğünü bilemiyorum. Ama bu çocukların özgürlük algısı bana tarlada otlayan hayvanları hatırlattı. Biliyorsun hayvanların yaÅŸamları bir sınıra tabi deÄŸildir… Hayvanların “komÅŸunun bahçesidir girmeyelim, yol ortasında yürümeyelim” gibi bir kaygıları yoktur. O yüzden canlarının istediÄŸi gibi gider gelir, yer içer ve tepki gösterirler. Fakat insan öyle deÄŸildir. O düşünen, konuÅŸan, üreten, akıl ve iradesi ile kendine yön tayin edebilen bir varlıktır.
Ä°nsan üst bir konumda deÄŸerlendirilmiÅŸ ve onun bu konumunu koruyabilmesi için bazı sınırlar getirilmiÅŸtir. Bu sınırların belirleyicisi yüce Allah’tır. Günümüz gençleri Allah’ın koyduÄŸu ilkeleri özgürlülerinin önünde bir engel alarak görüyorlar. Oysa ilahi buyruklar insanı aklı ve iradesi olmayan hayvandan ayırıyor ve belirlenen sınırlarda tutarak nesnelere köle olmaktan kurtarıyor. Yani özgürleÅŸtiriyor. Fakat bugünün çocuklarına bunu anlatmak mümkün olmuyor…
Henüz yorum yapılmamış.