Trump, üzerinize âfiyet bildiğiniz gibi; her konuya bodoslama dalıyor

Yazının Tamamı

Amerikan BaÅŸkanı Trump’lı bir yazıya baÅŸlayacağım ama.. Daha sözün başında küçük gibi gözüken önemli bir problem çıkıyor karşımıza… Çünkü TRT baÅŸta olmak üzere, bizdeki hemen bütün resmî ve özel yayın organlarında Amerikan BaÅŸkanı’ndan söz edilirken, sadece ‘BaÅŸkan’ deniliyor ve Amerikan BaÅŸkanı’nın da hepimizin BaÅŸkan’ı olduÄŸu gibi bir anlayış ortaya çıkıyor. 

Umarım, en azından TRT resmî yayınlarında ve hele de iktidar siyasetçileri konuÅŸmalarında bu noktaya dikkat ederler. 

*** 

Amerikan BaÅŸkanı Trump, Amerika’da seçimlerin kazanılmasında önemli bir yeri olan ve büyük işçi ve orta gelir gruplarının yaÅŸadığı Ohio eyaletinde 29 Mart günü bir mitingde konuÅŸurken, zihninde bir anda ÅŸekillenen bir lafı söyleyiverdi. Ve Suriye’den çekileceklerini dile getiriverdi. Ãœstelik de bu konudaki cümlelerinin başı ve sonunda söyledikleriyle bu konunun direkt bir ilgisi yoktu. 

Evet, ekonomi ile ilgili konuÅŸmasının bir yerinde sözü Amerika’nın Suriye'deki harcamalarına getiren Trump, ‘Suriye’den de yakın zamanda çekileceÄŸiz. Sizin paranızı bu saçma savaÅŸa niye harcayalım.. Amerikan askerlerini oralarda niye tehlikeye atalım. Orada bulunmamızın tek nedeni IŞİD idi. BaÅŸka bir sebebi yoktu. Bu hedefe büyük ölçüde ulaÅŸtık. 7 trilyon dolar harcadık.. DEAÅž’la biraz da baÅŸkaları uÄŸraÅŸsın.. ‘Halifelik'diye adlandırdıkları ÅŸeyi yüzde 100 bitireceÄŸiz. (DEAÅž'ın elinden)Hepsini geri alacağız" diyordu. 

*** 

Åžimdi, ‘Trump’ın bu sözlerinin OrtadoÄŸu sahasında ve dünya siyaset sahnesinde bir karşılığı olur mu’ konusu tartışılıyor. Bunun çetinliÄŸi daha ilk anda belli olmaya baÅŸladı. Çünkü henüz bir ay öncelerde ‘Suriye’den asla çekilmeyeceÄŸiz’ diyen de Trump idi. Ãœstelik de, etrafına, daha bir ‘ÅŸahin’ sayılan eski asker veya sivil generalleri dolduran da kendisi.. 

Aynı Trump’ın yarınlarda neler söyleyeceÄŸi de kestirilemez. 

Öte yandan, Amerikan Savunma Bakanı Jim Mattis de böyle bir karardan haberinin olmadığını söyledi. Amerikan Dış bakanlığı Sözcüsü ise bu konudaki soruları Beyaz Saray’a sormalarını istedi, muhabirlerden... Yani, kimse bir ÅŸey bilmiyor. Ancak, Trump’ın zihninde çakıveren tasavvurları, dünya siyasetinin ÅŸekillenmesinde ister istemez yeni bir dalga meydana getirecektir. 

Yani, Amerika ile nasıl bir dış siyaset belirlemenin çetinliÄŸi anlaşılmalı..   

*** 

Ama unutulmamalı ki, önceki Amerikan BaÅŸkanı Obama da seçim vaatlerinde, kendisinden önceki Amerikan BaÅŸkanı olan Bush zamanında, 2002’de Afganistan’a saldıran Amerikan güçlerinin, kendi ülkelerini savunmakta olan Afgan savaşçılarından yüzlercesini ‘esir’ alıp Küba’daki Amerikan Ãœssü ‘Quantanamo ’ya hapsediÅŸlerinin mâkul olmadığını ve bu üssün kapatılacağını açıkça vaat etmiÅŸ, ama, 8 yıllık iktidarı döneminde bu sözünü yerine getirmemiÅŸti. O ‘esir’ Müslüman savaşçılar 16-17 senedir, o hapishanede yargılamaksızın tutuluyor.. Kezâ, Obama, Amerikan askerlerini Afganistan’dan çekeceÄŸini de vaat etmiÅŸti. Ama, tam tersini yapıp, Afganistan’a ek askeri birlikler göndermiÅŸti. 

Åžimdi muhtemelen, Trump da aynı ÅŸekilde davranacaktır. Çünkü onu baÅŸa getiren emperial sistemin de bir takım ‘Derin Devlet’ mekanizmaları vardır. 

*** 

Ayrıca, Trump, kendisinin seçilmesinde Rusya’nın elini olduÄŸuna dair ciddî iddialar yüzünden Amerikan Parlamentosu Kongre’de zor günlerin kendisini beklediÄŸini de biliyor. 

Bu sıkıntılı günlerinde, Rusya’nın B. Amerika’daki 60’dan fazla diplomatını ülkeden kovmakla kalmayıp, bütün Batı dünyası ülkelerinden de aynı yönde bir kampanya baÅŸlatarak durumu geçiÅŸtirebileceÄŸi hesabını yapmakla suçlanan Trump, ÅŸimdi de bu ÅŸaşırtıcı açıklamayla gündemi deÄŸiÅŸtirmeye çalışıyor. Ama, Amerikan kamuoyunda, ‘Yani, Suriye’yi Rusya’ya mı bırakacağız?’ ÅŸeklinde itirazlar yükselmeye baÅŸladı bile.. 

*** 

Batı kültüründe ‘Catopeblas’ denilen bir canavardan bahsedilir.. Bu canavar devamlı yer ve devamlı büyür ve ama, bir gün devrilir ve yerinden kalkamaz ve kendi gövdesinin altında can verir. 

Amerikan emperyalizmi de aynı noktaya varır mı dersiniz?