Düşüncenin güzelliğinde var olanlar sözlerini de hayatlarını da güzelleştirirler

Ali Haydar Aksal kelimelerimizden sevginin hızla azaldığını bunun yerini öfke ve nefret aldığını belirtti. Özellikle kentlerde bunun daha yoğun olduğunu söyleyen Aksal bunun modern bir hazstalık olduğunu savundu.

Yazının Tamamı

Bin bir çeşit badireden geçiyoruz. Yolun kendisi sadece yol olarak bilinse dert değil. Yolu kesen, engeller koyan, flulaştıran, bulanık bir ruh hâli oluşturan birçok neden var. Bunlar ayrıntılandırılabilir. Her soluk, her adım bin bir güçlükle karşı karşıya. Yolumuz ve gidiş yönümüz bir derdimiz bin bir.

Söz güzelse, hal ve davranışlar da ona göre olur. Söz anlamlıysa onun üzerinde derin düşünmeyi gerekli kılar. Düşüncenin güzelliğinde var olanlar sözlerini de hayatlarını da güzelleştirirler.

Aşkın dili güzellik saçar. Sevgi yüklüdür. Bir âşığın bakışı, süzüşü, sezişi güzelliklerle dolu. Nereye ne niyetle bakarsa baksın sevgi iledir. O sevgiden başka bir şey düşünmez. İçlidir, dertlidir. Bazen kendinden geçirir. Âşıklar kendilerini ifade etmek için yakıcı olan bir dil iledirler. Bu, onların tercihi değil, derdin kendisini bunu insana yaptırır. Sözünün kendisi gibi bakışı hem içli hem de yakıcıdır. Bu, kimi zaman kişiye zarar bile verebilir. Meczupluk bunun eseri. Genelde sonuçları hayra çıkar.

Şiirler acının ve derdin ürünü. Yanıltıcı kimi durumlar olmaz değil. İnsan bu, ne niyet taşıdığı bilinmez. Niyeti hayır ve iyilik olanın sonuçları da ona göre olur. Kişinin kaderinde dert var ise derdini ancak içinden taşan acıyla dışavurur. Anlatır ya da anlatmaz, bu ayrı. Onun bir bakışı bile yeter. İnsanın içini yakar sonuçta. En katı olunan zamanlarda bile sevgi dili karşısında insan çözülür, kendine gelir.

Sevgi dili gönle ve kalbe hitap eder. Karşılık bulması an meselesidir. Sevgi dili güzelliklere yönelik. Gül güzeldir, kırmızıdır veya bir başka renktedir, insanın ruhuna hitap eder. Bakışı güzel olanın görüşü ve düşünüşü de güzel olur. Güzellikler renklerden insanın içine işler. Bülbül güzel seslidir, yanık ve yakıcıdır. Her bülbülün bir aşk derdi var. İlahi bir soluk gibi yansır. Her gül güzelliğin kendisi. Birbirlerinin dilini de ancak onlar anlar.

Bunalım zamanında insanların iyilik ve güzelliklerinden söz edilemiyor. Modern kentleri saran korkunçluk hayatın hemen bütün alanlarında etkisini gösterir. Ä°nsanın dili ve bakışı soÄŸuk betonarme binaların duvarlarında kendini gösterir. Kirli duvarlar, bulanık ve isli havalar, topraksız sokaklar, bahçesiz evler, çiçeksiz dünyalar… Bu dünyanın insanlarının ne sevgi dili ne aÅŸk dili olur. Bir rezidansın en uç katında daracık bir dünyaya tepeden bakarken kendinden baÅŸka hiçbir ÅŸeyi göremez.

Dünyayı kirleten sevgisiz bakışın sonuçları insanın başının belâsı ve felaketi. Dört duvar arasında, sadece kendisi var. Azgın düşünceler içinde kendisiyle boğuşur, sonra da insanlığın başına belâ olur.

Bu hayat sorunlar üretir. Çözüm aramaz. Gözü güzelliklerde ve iyiliklerde olmaz. Dünyası ve bakışı sınırlı olur. Doğanın güzelliklerini yaşamayanlar güzelliklerin dilini kavrayamazlar.

Sözleri inci gibi saçılanların yeri bu zamanda yerleri yok gibidir ama bir gün karşılık bulur.

Ä°nsanlar arasında dil bağı giderek zayıflıyor. Dil bağı gönül bağıdır aynı zamanda. Birine âşık olunduÄŸunda “sana gönlüm düştü” denir. Gönül düşürmek iki gönlün birlikteliÄŸi olur. Bu, salt karşı cinslerin evliliÄŸi sorunu deÄŸil. Ä°nsan sevgisi geniÅŸ ve oylumlu bir dünya kurmayı saÄŸlar. Dostlar birbirlerine sever ve âşık olurlar, baÄŸlanırlar bir ömür birbirlerinden kopmazlar. Sevgi halesinin geniÅŸlemesi insanlığın hayrına. Güzellikler çoÄŸaldıkça insan huzur bulur. Bu, acıların sonu olmaz ama bir anlamda insan sorumluluÄŸu kendini belli eder.

Âşıklar ve sevenler dert sahibidirler.

Sevgi dile yansıyınca kötülükler azalır ya da ortadan kalkar. Sevgi dili insanın dirilişine öncülük eder. Birlikte yaşamayı sağlar.

Dilinde sevgi olanın aşkı da kendisi de hayatı da güzel olur. Şu İslâm milleti şu sahih ve asli diline bir dönse, bir yakalasa, yeniden içimizde şiir gibi aksa da insanlık kurtuluş yolu bulsa, huzura erse.