Güncel
YÖK'teki 'Türkiye ve Güvenlik' konferansı
YÖK Başkanı Prof. Dr. Saraç:- 'Türk akademisi, gerek ülkemizin güvenlik politikaları inşasında gerekse savunma sanayine yönelik Ar-Ge çalışmalarında Türk Silahlı Kuvvetleri ile ihtiyaca yönelik iş birliği halinde olmalı'- 'Ordumuzun milletimizin gözündeki itibarı, sadece harp meydanlarında kazandığı zaferlerle değil sulh zamanlarında da kazanılmış bir ordu-millet birlikteliğinin sonucudur.
Yükseköğretim Kurulu (YÖK) Başkanı Prof. Dr. Yekta Saraç, "Türk akademisi, gerek ülkemizin güvenlik politikaları inşasında gerekse savunma sanayine yönelik Ar-Ge çalışmalarında Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) ile ihtiyaca yönelik işbirliği halinde olmalı." dedi.
Saraç, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hulusi Akar'ın YÖK Konferans Salonu'nda verdiği "Türkiye ve Dünya: Güvenlik Politikaları ve Eğitim" başlığı altında, "Türkiye ve Güvenlik" konulu konferans öncesinde bir konuşma yaptı.
Orgeneral Akar'ı aralarında görmekten mutluluk duyduğunu ifade eden Saraç, Türkiye'deki 185 üniversitenin rektörü, siyasal bilimler fakültelerinin dekanları, uluslararası ilişkiler bölümlerinin başkanları ve konu ile ilgili akademisyenlerin Akar'ın konferansını takip ettiğini dile getirdi.
Türkiye'nin her alanda hızla geliştiğine işaret eden Saraç, üniversiteler ile yeni YÖK olarak ülkenin kalkınma hedeflerine destek olacak çalışmalar yaptıklarını anlattı. Bu süreçte tüm paydaş kurumlarla iş birliği yaptıklarını, TSK'nin de güçlü Türkiye hedefinin en önemli paydaşlarından biri olduğunu vurgulayan Saraç, "Bugün Zeytin Dalı Harekatı ile Türk Silahlı Kuvvetleri, sınır ötesinde bir kahramanlık destanı yazmakta. Bu zor coğrafyada, Türk milleti şanlı ordusuyla 'Ben varım ve kıyamete kadar burada var olacağım.' demekte. Bu destan, ülkemizin birliği, beraberliği ve dirliği sürecinde tarihte bir dönüm noktası olarak yerini alacak. Bir defa daha, dost düşman gördü ki Türk ordusunun vatan sevgisi ve şehadet arzusu hesaba kitaba gelmeyecek kadar büyük ve derin." diye konuştu.
Türkiye'nin Ortadoğu'da, Birinci Dünya Savaşı'nın bitiminin 100. yılında, masa başında hazırlanan haritalarla oluşturulan sorunlu bir coğrafyada çözüme yönelik olmayan, Ortadoğu topraklarının halklarına acıdan başka bir şey getirmeyen yeni planlara karşı mücadele verdiğini belirten Saraç, şöyle devam etti:
"Bu insafsız planları bozmak için gerçekleştirilen El-Bab ve Afrin operasyonları zaferle taçlandırıldı. Yürüyen bu süreçte milletimiz, ordusuna gönülden destek vermektedir. Fakat bu mücadele sadece Türk halkının mücadelesi değildir; bu mücadele aynı zamanda bölgedeki ezilen, sömürülen halklara da umut vermekte. Unutmaya başladığımız kavramla çekinmeden, eğip bükmeden ifade etmemiz lazım. Bu coğrafyada huzur, ancak emperyalistlerin bu topraklardan çekip gitmesiyle ve bu toprakları, asıl sahiplerine bırakmasıyla mümkündür."
- "Bir gün elbette geldikleri gibi gidecekler"
Dünyadaki çok az sayıda ülkenin ordusunun milletiyle bu kadar bütünleştiğine işaret eden Saraç, şöyle devam etti:
"Türk ordusu, Türk milletinin dışında bir oluşum değildir, milletin bir cüzüdür. Bu millet, ancak ordusuyla bir bütündür. Ordumuzun milletimizin gözündeki itibarı, sadece harp meydanlarında kazandığı zaferlerle değil sulh zamanlarında da kazanılmış bir ordu-millet birlikteliğinin sonucudur. Türk ordusunun zaferleri, ezilen halklara muştudur, Peygamber ocağının askerlerinin zaferleri, emperyalist güçlerin galibiyetleri gibi kan ve gözyaşı getirmez, mazlum halklara huzur ve umut getirir.
İnancımız tam, bu coğrafyaya on binlerce kilometreden öldüren, yok eden gemilerine uçaklarına binerek bu toprakları ve insanları sömürmek için gelenler, bir gün elbette geldikleri gibi gidecekler. Fakat arkalarında harabe haline getirdikleri şehirler, çoluk çocuk demeden kırdıkları milletler, işkence ve zulüm ile incittikleri onurlar bırakarak. İnanıyoruz ki onların iddiaları batıldır, iddiaları ve davaları gibi varlıkları da batıldır ve batıl elbette yok olucudur."
Genelkurmay Başkanı Akar'ın, ülkenin istiklal ve istikbali için karada, denizde, havada, yurt içinde ve sınır ötesinde yüksek bir vazife bilinciyle görevlerini ifa eden TSK'nin, Türk ordusunun değerli mensubu askerleri temsilen YÖK'te bulunduğunu belirten Saraç, "Ve bugün burada bulunuşu, Türk ordusunun bilime ve demokrasiye olan inancının da bir nişanesi. Orgeneral Hulusi Akar, gerek 15 Temmuz hain darbe girişiminde gerekse şu an üstlendiği tarihi ehemmiyeti haiz görevlerdeki başarısı ile ordumuzun güçlü Türkiye için üstlendiği rolü en iyi şekilde temsil etmekte. Bu zaferler dolayısıyla sizin şahsınızda Türk ordusuna, size ve Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı ve Başkomutanımız Recep Tayyip Erdoğan'a bir kez daha şükran duygularımızı ifade ediyoruz." diye konuştu.
Vatan uğruna canlarını feda eden aziz şehitlere, şehadet mertebesine ulaşan aziz vatan evlatlarına Allah'tan rahmet dileyen Saraç, "Mehmetçik olarak, adını aldıkları Peygamberimize layık bir ümmet olduklarını en güzel şekilde onlar ispatladılar, mekanları cennet olsun." dedi.
Yekta Saraç, YÖK'te üniversitelerin rektörleri ve alan uzmanları ile Orgeneral Akar'ın görüşlerini dinlemek için toplandıklarına işaret ederek, şöyle konuştu:
"Türk akademisi, gerek ülkemizin güvenlik politikaları inşasında gerekse savunma sanayine yönelik Ar-Ge çalışmalarında Türk Silahlı Kuvvetleri ile ihtiyaca yönelik iş birliği halinde olmalı. Ülkemizin güvenlik süreçlerine yönelik tüm adımlarda doğru tespitler yapabilmek çok yönlü ve çok disiplinli bir çalışma gerektiriyor. Terör örgütleri ile mücadelenin bugün Zeytin Dalı Harekatı'nda da görülen ordumuzun başarıyla yürüttüğü askeri alanla sınırlı olmadığı da malumdur. Psikoloji, sosyoloji, siyaset bilimi, uluslararası ilişkiler, tarih gibi farklı disiplinlerin desteği ile yürütülecek akademik çalışmalar, ülkemizin güvenlik alanındaki kamu politikalarının etkinliğine katkı sağlayacaktır."
Dünyada güçlü ülkelerin dış politika, güvenlik politikaları gibi süreçlerin inşasını akademik araştırmalarla raporlarla ve uluslararası toplantılarla desteklediğini gördüklerini belirten Saraç, "Biz de Türk akademisinin ülkenin uluslararası alanda etkin ve aktif temsili için daha fazla katkı sunmasını hedefliyoruz." dedi.
Bu kapsamda, YÖK olarak doktoralı insan kaynağı oluşturdukları öncelikli alanlardan birini "uluslararası güvenlik ve terör" olarak belirlediklerini bildiren Saraç, bu tematik alanda doktora burs programları bünyesinde birçok başarılı öğrenciye burs verdiklerini anlattı.
Saraç, bu öğrencilerin, danışmanlarının katkısı ile alanda çok önemli çalışmalar yapacaklarını ve gelecek yıllarda mezuniyetleri ile alan uzmanları olarak ülkenin yarınlarına katkı sağlayacaklarını dile getirdi.
- "Üniversitelerimizde huzur ve güven ortamı yeniden tesis edilmiştir"
Akademinin bu süreçteki diğer bir önemli rolünün ise "vatan sevgisi" ile dolu, ülkesinin güçlü yarınları için çalışan gençler yetiştirmek olduğunun altını çizen Saraç, şunları kaydetti:
"Gençlerimizin terör örgütlerinin etkisine girmekten korumak bizim görevimizdir. Verdiğimiz eğitim, evrensel bilimsel yetkinliğine sahip, milli değerlerimizin öneminin altını çizen ve yetişen her gencimize bu toprakların tarihini, ülküsünü ve birliğinin değerini anlatan bir eğitim olmalı. Ülkemizin bütünlüğüne tehdit oluşturan her türlü yapıya karşı aldıkları eğitimle mücadele edebilen erdemli ve vicdanlı gençler, ülkemizin geleceğini de şekillendireceklerdir. Ülkemizin çok önemli bir dönemeçten geçtiği 15 Temmuz 2016'daki hain darbe girişiminden sonra üniversitelerimize yerleşmiş terörist yapının yarattığı tahribatın izalesi çalışmaları başarıyla sürdürülmekte olup üniversitelerimizde huzur ve güven ortamı yeniden tesis edilmiştir. Bu süreçte, eğitim ve araştırma faaliyetlerimiz aksamadan yürümüş ve oluşan milli birlik ve beraberlik ortamı, geleceğe umutla bakmamızı sağlamıştır. Güvenlik çalışmaları alanında çalışan akademisyenlerimizin etkin kamu politikalarının üretimine destek olması bu süreçte geçmişte olduğundan daha da merkezi bir önem taşımaktadır."
Yaşanan sürecin, mili birliğin korunmasına yönelik hassasiyetlerin, akademi tarafından da bilimsel çalışmalarla desteklendiğini bir kere daha ortaya koyduğuna değinen Saraç, savunma sanayi alanında da akademi ve TSK arasındaki dolaylı ilişkilerin bugün çok yönlü paylaşımlarla sürdüğünü aktardı.
Yakın dönemde, akademik yeterliliğe sahip personelin savunma projelerinde görevlendirilmesi ile savunma sanayisi alanında kritik teknolojilerin millileştirilmesi ve başarıyla sonuçlandırılması noktasında ASELSAN-üniversite ve TAI-üniversite iş birliğinde çok ciddi ve önemli adımlar atıldığını anlatan Saraç, ülkenin güvenli yarınları için savunma sanayinde öz kaynaklar ile Ar-Ge çalışmalarını yürütmenin azami öneme sahip olduğunu vurguladı.
Savunma sanayinin, ülkenin kaynaklarını değerlendirerek araştırma fonlarının etkin kullanımıyla üniversiteler tarafından desteklenmesinin bu sürecin merkezinde olduğunu dile getiren Saraç, bu yatırımların sonucunda ortaya çıkan Ar-Ge çalışmalarının çıktılarının, Türkiye'nin farklı alanlarda gelişimine de yansıyacağını söyledi.
Yekta Saraç, ülke kaynaklarının çalışılması, Ar-Ge süreçleri için alan uzmanlarının yetiştirilmesi, gerekli fonların doğru alanlara yönlendirilmesi, yapılan araştırmaların sanayi iş birliği ile ürüne dönüştürülmesi, sonuçların farklı alanlarda değerlendirilmesi için akademinin katkısı, bu uzun döngüde TSK ile akademi dünyasının görüş alışverişinde bulunmasının bu sürecin başarıya ulaşması için önemli olduğunu vurguladı.
YÖK'te TSK ile üniversitelerin güçlü Türkiye hedefine katkı sağlayacak biçimde görüş alışverişinde bulunmasını desteklemek için toplandıklarını ifade eden Saraç, şunları söyledi:
"(Orgeneral Akar'ın) Konuşmanız, hocalarımıza yol gösterecek ve hem güvenlik alanında kamu politikalarının inşası hem de savunma sanayimizin güçlenmesi için yeni fikirlerin doğmasına bir vesile olacaktır. Biliyoruz ki ülkemizin istiklali ve istikbali devletin tüm kurumlarının birlikte çalışması ile mümkündür. Akademiye düşen ise alan uzmanlarının, verimli ve etkin politikaların inşası ve sürdürülmesine çalışmalarıyla katkı sağlamasıdır."
Saraç, akademisyenlerin de bu süreçte akademik katkı sağlayacak çalışmalar yapacaklarına olan inancının sonsuz olduğunu belirterek, "YÖK olarak bizler de koordinasyona ve kolaylaştırıcı rol üstlenmeye hazırız." dedi.
Teorik ve pratik çerçeve olmak üzere iki bölümden oluşan sunumun tamamlanmasının ardından YÖK Başkanı Saraç, Genelkurmay Başkanı Akar'a plaket takdiminde bulundu.
Saraç, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Akar'a ayrıca, kendisinin yayına hazırlardığı, Osmanlı döneminde yaşamış ve dini ilimler, edebiyat, tarih, tıp, matematik, geometri, mimarlık, musiki gibi alanlarda eserler vermiş bilim insanlarını tanıtan Mehmet Tahir'in "Osmanlı Müellifleri" adlı üç ciltlik eserini hediye etti.
Henüz yorum yapılmamış.