Kürsü
Müslümanlar İslâm milletinde bütündürler. Hiçbir bir ırkın, kişi ve çevrenin üstünlüğünden söz edilemez
Milli gazete yazarı Ali Haydar Aksal Müslüman aleminin parçalanmış halini ve yüz yıllık sorunlarını kaleme aldı.
Yazının Tamamı
Zor bir hayal deÄŸil bu, insan teki olarak iki milyarı aÅŸan Müslüman var yeryüzünde. Ä°ki Müslüman bir araya gelince birlikteliÄŸin ilk adımı atılmış olur. Olması gereken ilk adımın atılması. Sevgili Efendimiz en zor zamanda bir başına attı ilk adımı. Müslümanların her biri Sevgili Efendimizin ümmeti ve halifesi. Mümin olma sorumluluÄŸunu taşıyan her Müslüman’ın yükümlülüğüdür. Birden fazla insan bir araya geldiklerinde birini lider seçerler. Ä°ster buna imam densin ister lider fark etmez.
Müslümanların asıl sorunu dağınıklıkları, çok parçalı oluşları. Parçaların bütünleştirilmesi atılacak olumlu bir adıma bağlı.
Tanzimat sonrası Müslümanların yabancılaÅŸmaları, kendine ait olan kavramlarla deÄŸil de önerilenlere uymaları kaosun asıl baÅŸlangıcı. Ve tabii en büyük sorun da ırk duygusunun öne çıkması. Ä°ttihat ve Terakki ile bu durum kökleÅŸti. Selanik, Kahire öncü merkezler oldu. Tanzimat aydınlarının öncüleri ile Ä°ttihat ve Terakki mensuplarının büyük çoÄŸunluÄŸu mason. Irkçılık onlarla baÅŸlıyor. Devlet’in çöküş ve dağılış süreci de bunların öncülüğünde oluyor. Çünkü Büyük Devlet’in çok unsurlu, ırklı oluÅŸu için en büyük tehlike. Devlet’in uzun ömürlü oluÅŸu adalet özlü oluÅŸu. Hak ve adalet insanlık için en gerekli durum.
Altı yüz yılı aÅŸkın ümmeti derleyen, toparlayan, yöneten Yüce Devlet’in elbette ki iç sorunları vardı, olması da doÄŸal. Ancak, yıkılışın asıl nedenleri önceliÄŸimiz. Bugünün baÅŸ sorunu da bu.
Müslümanlar İslâm milletinde bütündürler. Hiçbir bir ırkın, kişi ve çevrenin üstünlüğünden söz edilemez.
İttihatçı ırkçı ruh günümüzde ne yazık ki gelip merkeze oturdu. Müslümanların birlikte olmasını sağlayacak hamlelerin önü kesildi. İslâm bilincindeki mücadele büyük bir mesafe kat etmişken başka alanlara doğru evrildiler. Yabancı kavramlarla tanımlanmanın getirdiği sonuçlardır bunlar. Kültürel ve siyasal mücadele kırılmaları oluşturan kavramsal oluşlara kendini uyarlama baş neden. Avrupalıların Hıristiyan Demokrat, sosyalist, Marksist, sağ ve sol, muhafazakâr partileri ve oluşları var ise neden bizde de benzerleri olmasın? Oldu da.
Sürekli bir evriliş ve dönüşüm yaşıyorlar. Kimi kavramlar çekiciliklerini yitirdi, kimi başka alanlara kaydı.
Müslümanlar açısından asıl sorun, muhafazakârlığa. Kemalizm’e, ulusalcılığa ve ırkçılığa dönüşmesi oldu. Irkçılık baÅŸ döndürüyor. Ä°slâmcılık iddiasından ırkçılığa geçiÅŸ asıl düşündüren yan. Bugünün ırkçılarının ittihatçılarınkinden hiç farkları yok. Ãœmmetin önündeki en büyük engel. Müslümanların bir araya geliÅŸleri giderek zorlaşıyor.
Müslümanlar ipotek altında. Özellikle petrol ve kimi kaynakları olan uluscuklar. Korku ve endişeden teslim oluyorlar.
Müslümanlara öncülük edeceklerin sayısı giderek azalıyor. Öncü düşünürlerin şu kaotik ortamda bir kasaba siyasa adamı kadar bir değeri yok. Sırdan biri öncüleri, düşünürleri aşağılıyor, tiye alıyor, hakaret ediyor.
Asla karamsar deÄŸiliz. Sahih ve hakiki Müslümanlar yeryüzünde var oldukça umudumuz tükenmeyecek. Özü ve ruhu bozulmayan Kur’an ile sünnet var oldukça ütopyamız ve hayallerimiz sönmeyecek.
Sorunlarımızı ve dertlerimizi kedimize dert edindikçe, çabaladıkça elbette ki karşılık bulacak. Biliriz ki atılacak düşünce tohumlarının da günü gelecek.
Tek derdimiz: İslâm milletinin bütünlüğü, Müslümanları bir araya getirecek bir çatı devletleri -AB gibi-, kardeşlik bilinci ve ruhu ile İslâm ümmeti bilincinin yeniden oluşumu. Dünyevi ve gündelik çıkarların ötelenmesiyle bu durum başlar.
Henüz yorum yapılmamış.