Güncel
Abdulaziz Tantik: Amerika'nın yeni dünya düzeni çökerken...
Düşünce mektebi yazarlarından Abdulaziz Tantik; dünyanın yeni bir siyasal sistem arayışında olduğunu, Amerikanın kurmaya çalıştığı yeni dünya düzeninin ise çoktan çöktüğünü yazdı
Uluslar arası siyasal sistemde ve ülkemizdeki siyasal geliÅŸmelerin arka planına dair bir bakışımız yoksa olan biteni anlamlandırmada yetersiz kalır ve anlamsız tepkiler oluÅŸtururuz. Ayrıca siyasal mühendisliÄŸin nesnesi haline gelerek baÅŸkalarının oyuncağı duruma düşmek de cabası…
Önce ÅŸunu tespit edelim: dünya yeni bir düzene doÄŸru son hızla yürüyor. Amerikan Yeni Dünya Düzeni tezi tutmadı. Çünkü tek güçten çoklu güçlere bir geçiÅŸ yaÅŸanıyor ve siyasal sancıların nedeni de bu çoklu güçlerin bir nizam üzerinde uzlaÅŸamamalarıdır. Yani ortada ciddi bir pasta var. Ve bu pastanın paylaşımı konusunda sorunlar var. Hatta pastaya yeni talipler ortaya çıkıyor. Bölgesel güçler gibi…
Önemli bir değişimi daha dikkate sunalım: modern dönemin siyah beyaz ilişkisi yerine post modern dönemin göreceli davranışı öne çıkmaktadır. Yani kesin bir düşman veya dost tanımı yok. Lokal düzeyde dostluk veya düşmanlık yâda yerel seviyede ortaklıklar, çıkar ortaklığı olarak tanımlanmaktadır. Bu çerçeve göz ardı edildiğinde siyasal olayların anlamsızlığa duçar olduğu gözlenmektedir.
Bu iki temel parametre bize hem uluslar arası ilişkilerde hem de ülkemizde olup bitenin neye tekabül ettiğini ayrıca politik güçlerin birbirleri ile mücadele stratejisini de ortaya koyacaktır. Eğer mesele ihanet üzerinden tanımlanıyorsa bilinmeli ki karşı cephenin zayıflatılması ve oyundan düşürülmesine dönük bir güçlü hamle geliyor. Yâda iktidara yöneltilmiş her türlü akıl dışı suçlamalar, hukuksuz yargılamaları içeren ifadeler, yargılarda mevcut oyuncuyu devre dışı tutmaya matuftur. Yani aslında her politik güç, neyi niçin yaptığı konusunda açık bir bakışa sahipken, propagandaya maruz kalan kahır ekseriyet ise aldatıldığını bilmeden oyuna katılıyor ve ne kadar ikna edilirse o kadar destek sunarak, kendi çıkarını önceliyor. Burada bütün taraflar için çıkarın öncelik kazandığını söylemek yanlış değildir. Bu, bize post modern kültürün nasıl içselleştirildiğini göstermesi bağlamında önemli bir göstergedir.
Suriye’de meselenin bu kadar uzatılmasının temel nedeni bu deÄŸiÅŸimin mihverinin hala belirginlik kazanamamasıdır. Ä°ktidarın bu ülkede çok belirleyici olması ve iktidardaki partiye yönelik bu kadar yoÄŸunlaÅŸtırılmış saldırının temel nedeni de bu güç savaşında bulunan cephelerin farklılığındandır. Milliyetçilik ile muhafazakârlığın ortaklaÅŸa siyaset yapmaya yönelmesi ‘beka’ sorununu aynı ÅŸekilde gözlemledikleri içindir. Karşı cenahta ise bugüne kadar antiemperyalist olma halleri ile övünenlerin birlikte hareket etmelerini saÄŸlayan ve tam da karşıt bir ideolojik kampa destek vermeleri baÅŸka türlü izah edilemez. Ä°slamcılığın muhafazakârlığa evrilmesi de bu yeni konsepte uygun bir tavır olarak kabul edilmeli… Ve bugün din ve dinin yorumu üzerine kopartılan fırtınaların da bu baÄŸlamda bir deÄŸer taşıdığı göz ardı edilmemeli ki meselenin ne olduÄŸu konusunda açık bir fikre sahip olalım…
ABD, Rusya ve İran ile bazı noktalarda; yani çıkarımız kesiştiğinde birlikte hareket ediyoruz, çıkarımız çatıştığında ise karşıt cephede yer alıyoruz. Bütün mesele yeni bir dünya sisteminde ne kadar pay alacağımızla ilişkilidir. Bu yüzden çok yönlü bir cepheleşme ile karşı karşıyayız. Bu konuda iş birliği umduğumuz gruplar, güçler, hareketler, çok rahatlıkla karşı karşıya gelebilirler. Çünkü ya şimdiki çıkarları veya uzun erimli çıkarları çatıştığında bu meşru bir zemini işaret ediyor. Bu noktada ideal, doğru, hakikat, dürüstlük, iyilik gibi tamamen soyut ve akli ve ahlaki kavramsallaştırmalar duyuların göreceli hallerine tevdi edilmiş ve kişinin kendi yorumunun kutsallığına sığınılarak yeni bir bakışı inşa edecek kültürel yapı kurgulanarak hayata geçirilmiştir.
Bu ülkede CHP yeni konseptte kendisine yer kalmadığını gördüğü için, kendince yeni ortaklıklar arayışındadır. Çok garip bir ÅŸekilde sosyal demokratlıktan aşırı sola doÄŸru ciddi bir evrim geçirmektedir. Hatta bir kısım sol Ä°slamcıları da yedeÄŸine alarak ve idealize edilen bir söylem üzerinden eleÅŸtiri yaparken kendisini bundan müstaÄŸni kılabiliyor. CHP ve kurucu misyonu olduÄŸu cumhuriyet ciddi anlamda içerik ve kabuk deÄŸiÅŸimine uÄŸramaktadır. Ä°ÅŸsiz kalan bu yapıya el uzatanlar var. Ama onlarda bu ülkenin çıkarını düşünmeyenler olarak betimleniyorlar. Yani ‘Türkiye’nin kendi sınırlarına rıza göstermesi ve dün olduÄŸu gibi bugünde kendisine sunulan ile yetinmesini bilmelidir’ diyenler. Bu tez ve bu tezin göstergelerini CHP ve paydaÅŸlarının ortak söylemi olarak dillendirildiÄŸini gözlemleyebiliyoruz. Hem içeride hem de dışarıda oluÅŸan siyasal duruma tepkilerini bu çerçeve içinde veriyorlar. Ak Parti iktidarında sonuç itibarıyla ortak paydaÅŸlarıyla bu yeni dönemin iktidar partisi olarak somutlaÅŸmak isteÄŸi belirleyicidir. Yani aslında Türkiye ikinci bir cumhuriyet dönemine geçiÅŸ yaparken hem ideolojisini hem de iktidar partisini deÄŸiÅŸtirmektedir. Bu yeni döneme uygun yeni bir yaklaşımın da göstergesidir.
Şimdi eğri oturup doğru konuşalım: bugün kim nerede ve nasıl bir söylemle ortaya çıkıyor, neler söylüyor ve bu söylemin şiddetini nasıl belirliyorsa kendi konumunu da deşifre ediyor. Kendisinin bir şey söylemesi gerekmiyor. Ya kendi çıkarı için bir şey söylüyor ve bunu ifade ederek ortama katılarak kendi çıkarını öne çıkartıyor veya farkında olmadan başka çıkarların hedefi konumuna gelerek edilgen bir şekilde bu söylemlere katılarak başkasının çıkarı için çırpınıp durmaktadır. Şimdi dinin güncellenmesi meselesi ve İslamcılığa yöneltilen eleştiri ve itirazların arka planına dair bir düşünce egzersizi kaçınılmaz oluyor:
Türkiye Cumhuriyetinde dün olduÄŸu gibi bugünde her fikri düşünce ve akım kendi temsiliyetini taşıyamayacak gruplar ve kiÅŸiler tarafından temsil edilerek yapı bozumuna uÄŸratılmıştır. Bugün de Ä°slamcı olmayan ve dindarlıkla öyle çok da arası iyi olmayan kiÅŸilerin bu alanda eleÅŸtiri yapmaları ve yeni düzenlemelerin gerekli olduÄŸu tartışmasını baÅŸlatmaları bir sosyal mühendislik faaliyetidir. Buna bilerek veya bilmeyerek katılan binlerce kiÅŸi vardır, olacaktır da…
‘Ä°deolojiler çağı bitti’ mottosu aslında bize çok ÅŸey anlatmalıdır. Ä°lk algılamamız gereken ÅŸey; uluslar arası iliÅŸkilerde ideolojilerin bir deÄŸer olarak kabul edilmeyeceÄŸidir. Bu da bize modernliÄŸin ve post modernliÄŸin algıya sunduÄŸu göstergelerin zihnimizi nasıl inÅŸa ettiÄŸini gösterir. Görmenin belirleyici olduÄŸu bir dünyaya sahibiz. Her görme ise yararı ortaya çıkarır. Böylece deÄŸer dediÄŸimiz ÅŸey ise görmeye dayalı olmakla zorunlu hale gelir. Ve son nokta: ahlaksızlığın bu kadar dip yapmasının tek nedeni çıkarın ve dolayısı ile bencilliÄŸin tek belirleyici olduÄŸu bir gösteri dünyasında yaÅŸadığımız gerçeÄŸidir.
HesaplaÅŸma aslında yeni kurulacak olan sistemin karşıt olarak kendini konumlandırdığı Ä°slam’ın yeni duruma uygun hale getirilmesinden baÅŸka bir ÅŸeyi taşımıyor. Bunu zaten iki yüzyıldır yapma uÄŸraşısındadırlar. MüsteÅŸriklerin dışarıdan yerli müsteÅŸriklerinde içerden yapmak istedikleri ÅŸey buydu. ModernliÄŸin idealize ettiÄŸi bir yaÅŸam formunu süreklileÅŸtirmek ebedileÅŸmiÅŸ bir insanın inÅŸa edilmesine yönelik tehdidin kaldırılmasıdır. Ä°slam, bu tehdidin en temel gösterenidir. Çünkü Hinduizm ve Taoizm gibi benzerleri de batı düşüncesi tarafından ele geçirilmiÅŸtir. Hatta sol, sosyalist ve komünist düşünce de teslim alındı. Karşılarında tek bir güç kaldı: Ä°slam; o da sadece potansiyel olarak var, birde bunu temsil etmeye çalışan Ä°slamcılık akımı ki o da binlerce parçaya sahip olsa da temel tezi modernliÄŸe karşıtlık üzerinden gerçekleÅŸtiÄŸi için hala en büyük tehlikedir. Mısır sürecinde gerçekleÅŸen siyasal hamleleri bu çerçevede yorumlayabilir, Ak Parti’yi Ä°slamcılığın belirleyiciliÄŸinden kurtarmanın yollarının aranmasının nedeni de böylece ortaya konabilir. Ä°hvan ve ErdoÄŸan üzerinden estirilen bu saldırıların arka planında Ä°slam dininin sahip olduÄŸu yeni yaÅŸam kodunun deÄŸiÅŸime uÄŸramasını saÄŸlamak ve dinden arındırılmış yeni bir dünyada gücün belirleyiciliÄŸinin rehberliÄŸinde kiÅŸisel hazzın iktidarına yönelmektir.
Aslında yeni bir ahlak çağına uyanıyoruz. Bu çağda ahlak tamamen kişisel bir konuma sahip olacaktır. Bu yüzden kişisel çıkarlar için her türlü kişi veya kurumla işbirliğinin zemini inşa edilmiştir. Bu kadar çok savrulmaların arka planında yatan temel gerçeklik bu yeni ahlaki tutumla ilişkilidir.
Meseleyi birde bu çerçeveden analiz edelim…
Allah her zaman daha iyisini bilendir…
Henüz yorum yapılmamış.