Sosyal Medya

Güncel

Hakan Albayrak: Suriye denince bunları konuşuyoruz artık

Karar Gazetesi Yazarı Hakan Albayrak Suriye direnişinin 7. yılında yaşanan son gelişmeleri köşesine taşıdı.



Hakan Albayrak Suriye direnişinin yıl dönümü münasebetiyle yaşanan son gelişmeleri Suriye Muhalif ve Devrimci Güçler Ulusal Koalisyonu eski Başkanı Halid Hoca'nın sözlerini köşesine taşıyarak değerlendirdi.

Yazının Tamamı

Rusya Suriye’de ne istiyor? ABD Suriye’de neyin peÅŸinde? Ä°ran’ın Suriye’deki konumu ne idi, ne oldu? “IŞİD” bitti mi, bitiyor mu? PKK’nın Suriye uzantısı olan PYD’nin Türkiye’yi tehdit edemez hale gelmesi için Zeytin Dalı Harekâtı nereye kadar uzanmalı?
 
Suriye denince bunları konuşuyoruz artık.
 
Tabii ki konuÅŸacağız, konuÅŸmalıyız…
 
Suriye meselesinin esasını; Esed rejiminin baskılarına, işkencelerine, cinayetlerine isyan eden Suriyelilerin devrim hareketini konuşmayı da ihmal etmemeliyiz ama.
 
Bilhassa, Suriye Devrimi’nin baÅŸlangıcının 7’nci yıldönümünü idrak ettiÄŸimiz ÅŸu günlerde.
 
***
 
Kimine göre devrimin miladı, 15 Mart 2011’de baÅŸta Åžam olmak üzere birçok ÅŸehirde rejime karşı protesto gösterilerinin düzenlendiÄŸi “Öfke Günü”dür.
 
Kimine göre ise devrimin asıl baÅŸlangıç tarihi, Der’a ÅŸehrinde Cuma namazından sonra halkın ayaklanıp zalim valiyi tartakladığı 18 Mart 2011’dir. (Birçok protestocunun rejim güçleri tarafından katledildiÄŸi 18 Mart Olayları, Der’a ÅŸehrinin kuÅŸatılmasına yol açmıştı.)
 
Bugün 15 Mart.
 
Bu vesile ile, Suriye Muhalif ve Devrimci Güçler Ulusal Koalisyonu eski BaÅŸkanı Halid Hoca’dan bir genel durum deÄŸerlendirmesi istirham ettim.
 
Şunları söyledi:
 
“Hüsnü Mübarek’in devrilmesi ardından Suriyeli 15 yaşındaki Hamza Hatib ve arkadaÅŸlarının diktatör BeÅŸÅŸar Esed’i kastederek bir duvara “Ey doktor senin de sıran geldi’ yazmaları ve bunun yüzünden rejimin  istihbaratı tarafınca gözaltına alınıp iÅŸkenceden geçirilmeleri ve Hamza Hatib’in ÅŸehit edilmesi sonucu 18 Mart 2011’de Deraa kentinde  baÅŸlayan sokak hareketi, sadece Suriye’de bir devrin deÄŸil Arap coÄŸrafyasında Sykes-Picot anlaÅŸması gereÄŸince dizayn edilen bir yüzyılın sonunun beklenen bir ilanı idi.
 
“Bu coÄŸrafyadaki rejimler, ülkeleri adeta kendi çiftlikleri gibi yönetmiÅŸler, halklara da köle gibi davranmışlardı . Siyaset, sosyal hayat ve ekonomi hep iktidarda olan  bir zümrenin tekelinde olmuÅŸtur. Suriye’de 1971’den beri devletin tüm kaynakları Esed ailesine hizmet etmekteydi. BeÅŸÅŸar Esed , babasının ölümünden sonra açılım vaatleriyle  muhaliflerin ortaya çıkmasını saÄŸlayarak onları bertaraf edip sosyal patlamayı hızlandırmıştır .
 
“Suriye halkı: ‘BÄ°R, BÄ°R, BÄ°R. Suriye halkı birdir’ Ve ‘Allah, Suriye, Özgürlük. Bu kadar!’ gibi Suriye’nin tarihine ve medeniyetine yakışan sloganlar atarken Esed’in ÅŸebbihaları’Ya Esed yada hiç kimse’, ‘Ya Esed kalır yada ülkeyi yakarız’ diyerek rejimin gerçek yüzünü ortaya koymuÅŸlardır. DehÅŸete neden olan ÅŸey Esed’in, dünyanın gözü önünde bu tehditlerini her türlü silah kullanarak gerçekleÅŸtirmesidir. 
 
“Devrimin 7’inci yılında rejim tamamen yıkılmıştır, halihazırda 
 
devrimin önündeki meydan okuma rejim deÄŸil Rusya, Ä°ran ve ABD’dir. Rus gazetelerinin Esed’e ‘köpek kuyruÄŸu’ vasfını layık görmesi ve Putin’in her karşılamada aÅŸağılayıcı biçimde Esed’e davranması Esed’in iÅŸgalci Rusya’nın gözünde de deÄŸerini kaybettiÄŸini gösteriyor .
 
“Arap coÄŸrafyasında farklı halk devrimlerinden deÄŸil, kapsayıcı tek bir devrim hareketinden bahsetmek gerekir. Aynı ÅŸekilde iktidarların oluÅŸturduÄŸu karşı devrim hareketi için de bu teklik geçerlidir... Onur devrimi diye anlatılan bu kapsayıcı hareket, devrimin ilk adımını yani iktidarları yıkmayı baÅŸarmıştır ama alternatif iktidar inÅŸa etme konusunda henüz acı mücadele veriyor, bunun en büyük sebebi BAE, Mısır ve Suudi Arabistan’ın liderliÄŸinde oluÅŸan karşı devrim ekseninin bütün gücüyle domino etkisine karşı kıymasıdır  Bu tüketme savaşında devrimden daha ziyade karşı devrim ekseninin gücü tükeniyor ve bu gidiÅŸte OrtadoÄŸu’da ve özellikle Ä°srail’i koruyan güvenlik çemberinde daha büyük çöküş bekleyebiliriz.
 
“Türkiye, Fırat’ın batısında elde edilen kazanımları farklı ittifaklar kurarak Fırat’ın doÄŸusuna taşıyıp mevcut dengeleri deÄŸiÅŸtirerek Suriye’nin bütünlüğünü koruyup yeni özgür Suriye’nin inÅŸasında kritik rol oynayabilir ve en önemlisi Rusya  Ä°ran ve Esed’in çeteleriyle sürdürülen ÅŸehir yıkımı, kuÅŸatmalar ve katliamlara son verebilir.”
 
***
 
Suriye Devrimi’ne ve ÅŸehitlerine selam olsun.
 
Bu karanlık gecenin de bir sabahı vardır elbet.
 

 

Medet, Yâ Hû!

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.