Güncel
İlhami Işık: Seçimi erkene almak isteyen güç AK Parti değil, MHP'dir
Superhaber TV yazarlarından İlhami Işık olası erken seçim iddialarını köşesine taşıdı.
İlhami Işık, siyasi mekanizmanın çoktan beridir seçim atmosferine girdiğini ama sanılanın aksine seçimi daha çok isteyen tarafın Ak Parti değil, MHP olduğunu iddia etti.
Yazının Tamamı
Tarih ileriye doğru hareket ederken, tarih bilgisi her zaman geriye doğru seyahat eder; öyle ki kendi yakın geçmişimizi yazarken, sürekli öteki yönden gelen kendimizle karşılaşırız. Bu döngü kimi zaman bize tarihin tekerrür ettiği hissi verse de, gerçekte olan şey tarihin tekerrürü değil, tarihsel dönem ve olaylar içinde karşı yönde gelen kendi suretimizle karşılaşmamızdır.
AK Parti’nin 2002 yılında baÅŸlayan siyasal tarihini yazmaya çalışan bir tarihçinin, 2018 yılına geldiÄŸinde kendini 1977 yılının ‘’milliyetçi cephe’’ atmosferinde bulup ÅŸaşırmaması mümkün deÄŸil.
2002 yılının reformist AK Partisi 2018 yılında MilliyetçiliÄŸin en ikonik sembolü olan ‘’Bozkurt’’ iÅŸaretini kullanma zorunluluÄŸunu hissediyorsa, bunun bir tek açık anlamı olur; siyaset bir seçime hazırlanıyor.
Erken seçim iÅŸaretlerini sıralamaya çalışmadan önce, yaygın siyasi davranışların, tipik bir seçim atmosferi içinde icra edildiÄŸini hemen belirtmeliyim. Bugün itibari ile siyaset kültürü ve ritüelleri Türkiye’nin bir erken seçim atmosferi içinde olduÄŸunu gösteriyor. Bunu ifade etmek, bir yanlışı dile getirmek ya da bir yanlışta ısrar etmek demek deÄŸildir; tam tersine, hazırlığı yapılan bir gerçeÄŸi herkes ile paylaÅŸmaktır. Onlarca seçim görmüş benim gibi tecrübelere sahip olanlar, siyaset sınıfının harıl harıl bir seçime hazırlandıklarını görebiliyorlardır.
Bugünün siyaset denklemi içinde her ne kadar AK Parti’nin bir seçim zaferine ihtiyacı varsa, esas olarak seçimi erkene almak isteyen güç AK Parti deÄŸildir; yaygın inanışların tam aksine, erken seçimi talep eden, bunda ısrar eden güç MHP’dir. Çünkü iktidar olmayı varlık nedeniyle birleÅŸtiren güç, MHP’dir.
Devlet Bahçeli önderliÄŸindeki MHP çok iyi biliyor ki, iktidar ve dolayısı ile devletin imkanları olmaksızın, bugünkü konumlarını bu siyasal konjonktürde korumaları ve sürdürmeleri mümkün deÄŸildir. O nedenle 15 Temmuz’dan bu yana MHP ciddi bir siyaset deÄŸiÅŸikliÄŸi içine girdi.
15 Temmuz FETÖ’cü darbe kalkışmasından sonra, devlet kurumlarından temizlenen FETÖ’cü kadroların oluÅŸturduÄŸu büyük boÅŸluÄŸu doldurmak amacıyla MHP, o güne kadar izlediÄŸi anti AKP-anti ErdoÄŸan siyasetini hızla terk ederek, devlet kurumları içinde yeniden yapılanmayı öncelikle hedef olarak önüne koydu. Aslında siyaseten de baÅŸka alternatifi yoktu. MHP içindeki muhalifler uzun zamandan beri kazan kaldırmıştı. MHP tabanını ciddi biçimde etkilemeye devam ediyorlardı. Normal koÅŸullarda yapılacak bir kongrede Bahçeli’nin koltuÄŸunu koruması neredeyse mucizeye kalmıştı.
İşte bu koşullarda Devlet Bahçeli, 16 Nisan referandumuna giden yolu açtı. AKP ve Erdoğan arasında var olan bütün ihtilafları halının altına süpürdü. Amaç, AK Parti ile yakınlaşıp biran önce devlet kurumlarında yer almak ve bu imkanın verdiği güç ve enerji ile ömrünü uzatmak.
Anlaşılan o ki, MHP kendi stratejisinin birinci etabını baÅŸarılı biçimde sonlandırdı. AK Parti ve ErdoÄŸan’ın güvenini kazandı. Åžimdi sıra bu güveni siyasi bir temsile dönüştürüp kalıcı hale getirmektir. Bunun tek yolu da seçimlerdir.
Milliyetçi Hareket Partisi yapısal olarak, milletten çok devleti önemseyen bir karaktere sahiptir. Geçmiş siyasal pratiği bu tespitin yegane kanıtıdır. Kaldı ki 1977 ve 1999 seçim sonuçlarından sonra iktidara ortak olmanın getirilerini de yakında tecrübe etmiş bir partidir.
Ä°kinci bir neden ise, Ä°yi Parti’nin kurulmuÅŸ olmasıdır. Herkesin bildiÄŸi gibi Ä°yi Parti esas olarak MHP‘in iç muhalefet partisidir. MHP’nin içinden çıkmıştır ve bugün MHP içinde yaÅŸanan siyasi erozyonun biricik nedenidir. Aynı sosyolojiye seslenen bu iki partiden biri söz konusu sosyolojiyi temsil edecektir. Henüz Ä°yi Parti, tam anlamıyla kurumsallaÅŸmasını tamamlamadan bir seçime gitmek, MHP’nin siyasi taktiklerinden biridir. Bu taktik ve endiÅŸenin AK Parti saflarında da hissedildiÄŸi bilinmektedir.
Henüz yorum yapılmamış.