M.Mazlum Çelik: Sözünü Kestik Hikmet Amca Kızılmaz Gerçeklere

“…üç yanı denizlerle çevrilmiÅŸ olan ülkemizin yanıdır oÄŸlum Salim. Salim iki numara tıraÅŸla o kocaman başını kaldırdı. O ne demek oluyor Hikmet Amca? Güney sınırlarımızın yarısı karadır da ondan. Yapma Hikmet Amca, öğretmen kızar böyle ÅŸeylere. Kızmaz oÄŸlum, gerçeklere kızılmaz.” (OÄŸuz Atay – Tehlikeli Oyunlar)

DoÄŸru mudur Hikmet Amca, kızılmaz mı gerçeklere? Çok önemi olmasa gerek güney sınırlarımızın hudutları. Çünküdür hala çekmemiz gereken sınırlar var aÄŸzımıza, dilimize, çenemize… Öyle gerçekler var ki Hikmet Amca bunun için bize çok kızacak öğretmenlerimiz var.

“Gerçek nedir Hikmet Amca? Alıştırma defterini çıkar da yazdıralım gerçekler havada kalmasın.”  (Age.)

Biz de çıkaralım alıştırma defterlerimizi de öğretmenlerimizin çok kızacağı gerçekleri havada bırakmayalım.

“Gerçek, iki nokta üst üste koydun mu? Gerçek baÅŸkalarının bize uygulamaya çalıştığı tatsız bir ölçüdür.” (Age.)

Tam burada sözünü keseceğiz Hikmet Amca, aklımızın ve yüreğimizin almadığı bu ölçüye ilk olarak medyamızı örnek verebilir miyiz? Hocalarımız kızsa da söylesek her türlü kötülüklerini bildiğimiz, tek tek not etsek alıştırma defterimize. Sözünü kestik Hikmet Amca buyurun.

“GerçeÄŸin birimi var mı Hikmet Amca? Birimi insandır Salim, kalemin mavi tarafını aÄŸzına soktu ucunu ıslattı, insanın altını çizdi.”(Age.)

Gerçeğin ölçütü insandır diyorsun Hikmet Amca; ama insanın ölçütü ne ola? Senin altını kalınca çizdiğin insanın şimdilerde üstünü çizmek evla! Asgari ölçülere sığdırılmış hayatın asgari çalışanı belki de sırtında taşıdığı iktidarın asgari seçmeni en fazla Hikmet Amca!

“Bundan baÅŸka ülkemin dört bir yanı köylülerle çevrilidir… En son kurulan medeniyet ekmek medeniyetidir. Bu medeniyetin sürekli oluÅŸunu saÄŸlamak için ülkemizin birçok yerinde buÄŸday yetiÅŸir. Fakat ülkemizin en çok yetiÅŸen ürünü köylüdür. Köylü bütün iklimlerde yetiÅŸir. Köylünün yetiÅŸmesi için çok emek vermeye ihtiyaç yoktur.” (Age.)

Hikmet Amca buÄŸday yetiÅŸtirmese de buÄŸday gibi yetiÅŸen ve hatta köyde yaÅŸamasa da bugün ne çok köylümüz var deÄŸil mi? Onlar da tüm iklimlerde yetiÅŸir ve çok emeÄŸe ihtiyaç gereksinim duymazlar, belki de ekmeÄŸe de çok ihtiyaç duymuyorlar. Sonra bir ÅŸiir bilirim Hikmet Amca; “Köylüleri Niçin Öldürmeliyiz?” çok şükür öldürmediler köylüleri Hikmet Amca çünküdür öyle yazdı Ä°smet Özel “Köylüleri Öldürmesek de Olur.” Bağışladılar canlarını köylü efendinin, çok yaÅŸasınlar!

“Ãœlkemiz büyük adamlar da yetiÅŸtirmiÅŸtir… Hemen hepsi birer heykel olan bu büyük adamlar ülkemizi bir baÅŸtanbaÅŸa kaplar. Ne yazık ki haritaların ölçekleri elveriÅŸli olmadığı için bu heykelleri gerçek yerlerinde göstermek mümkün olmamıştır.” (Age.)

Hikmet Amca bu heykeller hapse niyedir adam atarlar? Belki de hapse atacak adam olmayan coÄŸrafyalarda gerek görmemiÅŸtir devletlûmuz. Ayrıca Cemil Meriç ne demek istemiÅŸtir “Öldürülmesi gereken ölüler var!” diye. Hikmet Amca söylesek büyük adamlarımıza bulamazlar mı koca heykellerin altında gölgelenen küçük adamlara baÅŸka yerler, belki o zaman koymazlar adamı mahpusa.

“Bu ülkede çocuklara yer yok. BaÅŸka ülkelerde varmış her tarafı yeÅŸil ülkelerde. Biz büyük bir sabırsızlıkla çocukların büyümesini bekliyoruz. Onların kafalarına vuruyoruz adam olmaları için. Senivezitseni olarak görüyoruz onları. Kafalarını tıraÅŸ ediyoruz çabuk büyüsünler diye. Benim içimdeki çocuk büyümedi.” (Age.)

Oysa Hikmet Amca vermiyor mu büyük adamlarımız koltuklarını çocuklara bir defa en az. Kaç kez gördüm Hikmet Amca, ışıl ışıl ışıklarda denk geldiğinde köpük savuran çocuklara çil çil metelik saçan insancıklara. Onlar ki ne candan ve ne camdan insanlardır Hikmet Amca.