Sosyal Medya

Güncel

Kenan Alpay: Tuhaf ve hukuksuz yolların devreye sokulacağına dair lakırdılar da neyin nesi oluyor?!

Yeni Akit Yazarı Kenan Alpay UBER uygulaması mahkemesinde yaşanan gelişmeleri köşesine taşıdı.



Kenan Alpay, UBER uygulaması ve sonrasında taksicilerin taşkınlık yaratan uygulmalarını mahkemeye de taşını belirterek yapılan savunmanın tehdit içeriği taşıdığını belirterek eleştirdi.

Yazının Tamamı

Yerli ve milli ilan edip koruma altına alamayacağımız, dokunulmaz kılamayacağımız hemen hiçbir söylem ve pratik yok şu dönemde. Aksi de mümkün: Kökü dışarıda ve gayrı milli ilan edilen farklı düşünce ve davranışlara karşı girişilecek her türlü muameleyi de meşru ve zaruri bir nefsi müdafaa kategorisine sokup işin içinden sıyrılmak hiç zor değil. Çünkü mevcut iklim sadece siyaset açısından değil ticaret, kültür, düşünce hatta din yani İslam anlayış ve pratiği açısında dahi yerli ve milli olanı makbul olarak dayatmaya kalkıyor.

Son haftalarda hassaten Ä°stanbul’da taksi esnafı ile UBER arasında yaÅŸanan gerilim mahkeme salonlarına uzanacak kadar iyiden iyiye tırmanıyor. HoÅŸ sadece son haftalarda deÄŸil yıllar yılı vatandaÅŸlarla taksi esnafı arasında yaÅŸanan sıkıntıların, tartışma ve kavgaların mahkeme salonlarına uzanmasa bile Ä°stanbulluların zihin ve duygu dünyasında karabasan gibi yıkıcı izler bıraktığı kimseye sır deÄŸil. Ne var ki UBER gibi cazibe gücü yüksek yeni pazarlama ve hizmet sektörleri piyasaya girdikçe belirli alanları parsellemiÅŸ ve hiçbir serbest rekabete hayat hakkı tanımayarak hükümranlığını sürdürebilen taksi esnafını hafakanların bastığı göreceÄŸimiz günler de varmış. Temizlikten nezakete, dürüstlükten hakkına razı olmaya deÄŸin taksi esnafıyla alakalı kronik ve neredeyse ümitsiz bir manzara yaÅŸanıyor.

Adalet Farklı Karar Verirse

Dün Ä°stanbul ÇaÄŸlayan Adliyesi’nde UBER’e eriÅŸimin engellenmesine dair açılan davanın ilk duruÅŸması vardı. Kamuoyuna görüşlerini doÄŸrudan duyurmak üzere Ä°stanbul Taksiciler Odası kalabalık bir konvoyla Adliye’nin önüne gelip protesto ve basın açıklaması yaptı. Burada bir sorun yok, aksine olaÄŸan tepkiler. Ancak bu eylemde yapılan açıklamalarda ciddi sorunlar var. Çünkü Taksiciler Esnaf Odası BaÅŸkanı Eyüp Aksu’nun konuÅŸmasında açık ÅŸantaj ve tehditler var. Bu ÅŸantaj ve tehditlerin muhatabı zannedildiÄŸi gibi sadece alternatif hizmet üreten sistemin çalışanları deÄŸil. 

Öteye, epeyce öteye sokaklara hatta Meclis’e yönelen bir konuÅŸma yapıyor BaÅŸkan Aksu. Protesto konuÅŸmasında ‘global hırsızlık’ olarak niteliyor, ‘korsan taşımacılık’ olarak suçluyor, sadece taksi esnaflarının deÄŸil ‘bütün bir ülkenin aleyhine kaygı ürettiÄŸi’ iddia ediliyor. BaÅŸkan Aksu, son dönemde yapılan bazı saldırıların taksi esnafının aleyhine iÅŸletilen bir algı operasyonu olarak tertiplendiÄŸini de iddia ediyor. Görüş ve itirazlar için takdir ilgili mahkemenin ve kamuoyunundur. Lakin açıklamanın ilerleyen safhaları oldukça sertleÅŸmeye, içeriÄŸi ÅŸantaj ve tehditlerle teçhiz edilmeye baÅŸlanınca iÅŸin rengi epeyce deÄŸiÅŸmeye baÅŸlıyor.

Kalabalık bir grup olarak eline bayraklar almış olunca, 18 bin taksici adına konuÅŸunca, ekmeÄŸi namus kadar önemli ilan edince bir ticari faaliyetin yasaklanıp ülke dışına çıkarılmasını talep etmek doÄŸru ve haklı olmuyor elbette. DoÄŸru ve haklı olmuyor çünkü 10. Asliye Ticaret Mahkemesi hâkiminin bilirkiÅŸi raporu istemek üzere iki hafta ertelediÄŸi duruÅŸma için alınması gereken kararı hem ihsas ediliyor hem de aksi yönde çıkacak karar için oldukça tehditkâr bir nutuk çekiliyordu. 

Ticarette serbest rekabetin, kaliteli ve ucuz hizmetin, nezaket ve güvenin deÄŸil sanki ÅŸantaj ve tehdidin belirleyici olacağını ilan edercesine atılan nutkun bir bölümü şöyle: “Avrupa ülkelerinde taksicilerin eylem yapıp sağı solu yakıp yıktığı gibi biz de burada böyle bir eylem yapmak istemiyoruz. EÄŸer Meclisimiz bu konuda gerekli çalışmayı yapmazsa eÄŸer adalet farklı bir karar verirse taksici esnafının sabrı taÅŸar taksici esnafı ekmeÄŸi için emeÄŸi için her ÅŸeyi yapar.” Eylem tamam da bu yakma yıkma hatırlatması, farklı bir karara karşı sabrın taÅŸmasıyla her ÅŸeyi yapma filan gibi tuhaf ve hukuksuz yolların devreye sokulacağına dair lakırdılar da neyin nesi oluyor?! 

Cazibem Yok, Devlet DesteÄŸi Ä°sterim

Taksi esnafı yerli ve milli bir hizmet görüyor da diÄŸerleri global hırsızlık çetesi hesabına korsan faaliyetler mi yürütüyor? Maliye’den, Emniyet’ten, Belediye’den gerekli izinler alınmışsa cam çerçeve kırarak, yol kesip adam döverek sıkı bir mıntıka temizliÄŸi yaptıktan sonra eve ekmek götürmek namusluca bir iÅŸ olur mu hanımlar, beyler? Bu yöntemler makul, faydalı ve namusluca ise elektrik-elektronik, otomotiv, tekstil, gıda vs. diÄŸer esnaflar da derhal genel bir seferberlik ilan ederek harekete geçsin bari.

Son dönemde kadınların durumuna dair yapılan bazı tartışmalarda da dikkat çekici bir biçimde kestirmeden bir çözüm olarak “yerli ve milli bir Ä°slam” tavsiyesi çaÄŸrıları sürat ve yaygınlık kazandı. Sahih ve salih olup olmamasından önce epeyce bir kesimin kendisine uygun ve uyumlu bir din arayışında olduÄŸu gözlerden kaçmıyor. Hoca, vaiz, hatip yanlış, eksik veya aşırı yorumlar yaparsa hakkı ve sabrı tavsiye etmek üzere diÄŸer makamı, mevkisi, sıfatı her ne olursa olsun tüm müminler devreye girer, girmelidir. Maalesef bu beklenti ve tavsiyeyi boÅŸa çıkarmak üzere adeta kaotik bir atmosferin organize bir biçimde devreye sokulduÄŸuna ÅŸahitlik ediyoruz. 

Sol-sosyalist, liberal-sol veya milliyetçi-ulusalcı versiyonlarıyla Kemalist ideoloji ve iktidar sınıflarının Ä°slam ve Müslümanlar karşısındaki duruÅŸu askeri darbelerle örülü yakın siyasi tarihimizde yeterince tebarüz etti. Hadım edilmiÅŸ, kamusal alandan tecrit edilmiÅŸ ve yalnız acil ihtiyaç durumlarında kullanılmak üzere sahaya sürülmüş bir dini hamasete rıza gösteren seküler iktidar sınıflarının hazımsızlık durumuna, saldırgan duruÅŸuna ÅŸaşırmıyoruz. Fakat bunlardan ziyade fırsattan istifade “onu alma, beni al, beni al” diye podyuma çıkan ‘tevazu timsali irfan abideleri’ne dikkat etmek lazım asıl. 

Bizim haberimiz yok ama meÄŸer siyasi kaygılarla tıpkı Afganistan’da olduÄŸu gibi Türkiye’de de “irfansız ve hikmetsiz bir Sünnilik inÅŸa ediliyormuÅŸ”. Ömrünü Ä°ran’ın kültür ataÅŸesi gibi Åžii-Batıni yorumların Türkçeye kazandırılmasına adamış bir ‘hoÅŸgörü hocası’ bu toplum ve coÄŸrafyadan kazınacak sapkın din anlayışı diye HanefiliÄŸin ve SünniliÄŸin VahhabiliÄŸe kaymış halini iÅŸaretliyor. Haklı olduÄŸu yönler yok deÄŸil. Ancak çözümü asli, birincil kaynaklara ve maslahata uygun evrensel tecrübelere deÄŸil baÅŸka bir adrese yönlendiriyor hocamız: “Yüzde yüz yerli Selçuklu-Osmanlı ilim geleneÄŸi tohumunu ihya edin.” Ä°slami çözüm ve modeli Ä°bn Arabi, Hoca Ahmet Yesevi, Mevlana veya Feriduddin Attar geleneÄŸine sabitlemenin mantıksızlığı ortada zaten. Ä°ÅŸin garibi bu hocamız hep VahhabiliÄŸin ürettiÄŸi kötülük, sapma ve cinayetleri nazara verirken Ä°ran merkezli Batıni-ÅžiiliÄŸin estirdiÄŸi teröre hemen hiç temas etmiyor. Oysa bu ikisi birbirini besliyor öteden beri. Ä°ran toplumu Sadi Åžirazi, Mevlana, Hafız vs. okuyor hiç istemediÄŸiniz kadar. Ama gözünüzü Suriye, Irak, Afganistan, Yemen, Lübnan’a doÄŸru biraz kaydırın bakalım neler göreceksiniz. 

Şunu bunu korsan ilan etmekle hakikati, iyiliği ve güzelliği temsil etmek mümkün olmuyor.

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.