Sosyal Medya

Güncel

12 Mart 1971 muhtırası neden verildi?

Düşünce Mektebi yazarlarından Arif Arcan 12 Mart muhtırasının tüm detaylarını yazdı.



Genel hatlarıyla 1960 Askeri darbesi Marksist olmayan, devletin vesayeti altında toplumun bütün kesimlerini bütünleÅŸtirmeyi hedefleyen bir tür toplumsal dayanışmacı ideolojik bir darbedir.    27 Mayıs 1960 Askeri Darbesine kadar Türkiye’nin “BatılılaÅŸma ve ModernleÅŸme” düşünce ve eylemleri, devletin aktif yürütücülüğünde ancak dar bir çevre ve çerçevede vuku bulmuÅŸtur. 1960 Askeri Darbesinin yapmış olduÄŸu 1961 Anayasası siyasal anlamda geniÅŸ bir ifade ve örgütlenme özgürlükleri getirmiÅŸ, toplum hızla “politize” olmuÅŸ, BatılılaÅŸma ve ModernleÅŸme düşünce ve eylemlerinin aktif yürütücülüğü devletin hakemliÄŸinde toplumsal organlara devredilerek tabana yayılmaya çalışılmıştır.

 

Bu baÄŸlamda baÅŸta sol ideoloji olmak üzere Türkiye’deki bütün siyasal yönelimler dış dünyadaki siyasal ve toplumsal düşünce ve pratiklerle tanışma imkânına kavuÅŸarak Türkiye’nin ideolojik haritasını oluÅŸturmuÅŸlardır. Bu imkân 1960 Askeri darbesinin öngördüğü bir sonuç deÄŸil, ancak bir “ters dalga” mahiyetinde oluÅŸmuÅŸtur. 1960 darbesi, Demokrat Parti döneminde açığa çıkan toplumsal dinamizmi, devletçi CHP’nin politik liderliÄŸinde merkezileÅŸtirerek bu defa örgütlü bir dinamizm ÅŸeklinde, “planlı ve vesayetçi” bir anlayış dâhilinde devlet ile bütünleÅŸmiÅŸ bir millet inÅŸa etmeyi öngörmüştür. 1960 darbesinin teorisine göre; Tek Parti döneminde inkâr edilen millet, özgürlükçü ve özgürlükçü olduÄŸu kadarıyla da “kurumsal vesayetçi” 1961 Anayasasının öngördüğü “Anayasal YurttaÅŸlık” kavramı marifetiyle millet, devleti ile bütünleÅŸecekti.

 

1961 Anayasası Türkiye’de devlet/millet bütünleÅŸmesini saÄŸlayamadığı gibi Türkiye toplumunu toplumsallığının doÄŸal ritmini bozacak ÅŸekilde hızla politize etmiÅŸtir. Ekonomik kalkınmayı saÄŸlayacak sermaye birikiminden yoksun Türkiye’de devlet imkânları ile sermaye elde etmek en yaygın ekonomik yönelimdi ve Türkiye’de politika yapma iradesini harekete geçiren temel gerçek de bu yönelimdi. Devlet imkânlarına el koyma odağında ÅŸekillenen politik yaÅŸam, saÄŸ ve sol ideolojik kutuplaÅŸmayı meydana getirmiÅŸ, seçkinci siyasal elit ile geniÅŸ halk yığınları arasında yaÅŸanan dikey bölünme ve çatışık çeliÅŸki bu defa yatay bölünme ve çatışık çeliÅŸkiye dönüşerek toplumsallığın doÄŸal ritmini bozmuÅŸtur.

 

1961 Anayasasının özgürlükçü ortamında tercüme kitaplar yolu ile dış dünya ile tanışan gençlik, nasıl bir ülkede yaÅŸadıklarına dair karşılaÅŸtırma yapabilmiÅŸler, özellikle sol ideoloji, Türkiye gerçeÄŸi ile yüzleÅŸen gençliÄŸin öfkesini politik bir güce çevirmiÅŸtir. DiÄŸer taraftan Anadolu’nun küçük giriÅŸimcileri ile orta ölçekli sermaye sahipleri, kendilerini ifade ve temsil edebilecekleri yeni politik arayışlara giriÅŸmiÅŸler, sonuç itibariyle Batıcı olmayan modernleÅŸmeci taleplerini dillendirmiÅŸlerdir.

 

1961 sonrası Türkiye’de siyasal yaÅŸam daha çok koalisyonlar ile kurulan hükümetlerin iÅŸ başında olduÄŸu siyasal bir kargaÅŸa dönemi ÅŸeklinde cereyan etmiÅŸtir. Milli mutabakatı saÄŸlamaktan uzak koalisyonlar siyasal yozlaÅŸmayı beraberinde getirdiÄŸi gibi toplumsal ayrışmayı betimleyen siyaset yapma biçimine cesaret vermiÅŸtir. Zira koalisyonlar geniÅŸ kitleleri temsil eden siyasi partilerin mutabakatı ile deÄŸil, küçük partilerin desteÄŸi ile vuku bulmuÅŸtur. Bu durum siyaseti aritmetik hesaplara mahkûm ederek, Türkiye’nin ilkeli ve sorumlu siyaset yapma biçimi ile tanışmasını engellemiÅŸtir.

 

Türkiye’de askeri darbeler birbirlerinin eleÅŸtirisi olarak vuku bulmuÅŸtur. 12 Mart 1971 Askeri Muhtırası/Darbesi 1960 Askeri Darbesinin eleÅŸtirel önsözüdür. Sonsözü söyleyecek olan ise 12 Eylül 1980 Askeri darbesidir. 12 Mart darbesi, 1961 Anayasasının aşırı özgürlükçülüğünü eleÅŸtirmiÅŸ ve bahanesi olan terör olayları ile ve kardeÅŸ kavgasının nedenlerini 1961 Anayasasına baÄŸlamıştır. Nitekim 12 Mart askeri darbesi sürecinde 1961 Anayasasının yaklaşık yarıya yakın maddesi deÄŸiÅŸtirilmiÅŸtir.

 

12 Mart 1971 Askeri Muhtıra/Darbesinin esas nedenlerinden birincisi; “kominizim tehlikesinin” bertaraf edilmesidir. Ãœniversitelerde ve orduda Marksist akım yükselerek ideolojik taraftar bulmuÅŸ ve bu durum dolaysız olarak ABD aleyhtarlığına dönüşmüştür. Hatta 9 Mart 1971 tarihinde ordu içinde sosyalist etiketli bir darbe giriÅŸimi ortaya çıkarılmış ve bastırılmıştır.

 

ABD aleyhtarlığı sadece sol kesimde yükselmiyordu; saÄŸ kesimde de Amerikan iliÅŸkilerinde soÄŸuma emareleri vardı. Süleyman Demirel, inÅŸa etmek istediÄŸi demir çelik fabrikalarına finansman ve teknik desteÄŸi vermeyen ABD’ye cevap olarak Sovyetler BirliÄŸinin desteÄŸi ile bu fabrikaları inÅŸa etmiÅŸ ve ABD’ye raÄŸmen Sovyet Rusya ile ekonomik ve ticari iliÅŸkileri devam ettirmiÅŸtir. ABD tarafından talep edilen haÅŸhaÅŸ ekimi yasağının yerine getirilmemesi, 1967 Arap-Ä°srail savaşında Sovyet savaÅŸ uçaklarına Türk hava sahasını kullanma izninin verilmesi, ABD’nin U2 casus uçaklarının uçuÅŸuna sınırlama getirilmesi gibi siyasal kararlar 12 Mart 1971 darbesine giden süreçte not alınmıştır.

 

12 Mart 1971 Askeri Muhtıra/Darbesinin esas nedenlerinden ikincisi; Anadolu sermayesinin güç ve etkinlik kazanma giriÅŸimlerinin önlenmesidir. Süleyman Demirel liderliÄŸindeki Adalet Partisi hükümetleri sistematik bir ÅŸekilde Anadolu’da oluÅŸan kırsal sermayeyi kalkınmanın motoru haline getirmek istiyordu. DiÄŸer taraftan Necmettin Erbakan kırsal kesimde oluÅŸan sermayenin kendi içinde bölgesel bir kalkınma için deÄŸil de özellikle tekelci Ä°stanbul sermayesine ucuz krediler ÅŸeklinde akmasına karşı çıkıyordu. Sendikal faaliyetlerden çekinen ve ucuz nakit akışının sekteye uÄŸrayacağından endiÅŸe eden tekelci sermaye askeri kesimi darbeye zorluyordu.

 

12 Mart Darbesi özellikle radikal sol muhalefeti ezmiştir. Fakat kardeş kavgasını önleyemediği gibi radikal solun legalize olabilme ihtimali ortadan kaldırarak illegal bir forma girmesine neden olmuştur. 12 Mart askeri darbesi ve onun sivil uzantıları kardeş kavgasını bir kan davasına dönüştürmüş, Türkiye toplumsallığına ağır travmalar yaşatmıştır. 12 Mart 1971 darbesi sosyal mühendislik yönü bulunmayan Türkiye siyasetini kaba bir şekilde dizayn etme faaliyetidir ve bu yönü ile de toplumsal çelişi ve çatışmayı tırmandıran merhametsiz bir girişim olarak laneti hak etmektedir.

 

Kaynak: dusuncemektebi.com

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.