Güncel
İbrahim Kiras: Yeri geldiğinde bir nal bir at kurtarır, bir at bir savaşı kazandırır!
Follow @dusuncemektebi2
Karar Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni İbrahim Kiras, Saadet Partisi'nin 2019 seçimleri için önemini kaleme aldı.
İbrahim Kiras 2019 seçimlerinin Milletvekili seçimlerinden ziyade Cumhurbaşkalığı seçimleri için önem arz ettiğini belirterek burada Saadet Partisi'nin hayati bir önem arz ettiğini kaydetti. MHP'nin söylemlerinin aksine, Saadet Partisiz blokun kaybetmesi Ak Parti hükümetlerinin 15 yıllık kazanımları sıfırlama tehditi taşıdığını iddia etti.
Yazının Tamamı
MHP Genel BaÅŸkan Yardımcısı Semih Yalçın dün Meclis’te düzenlediÄŸi basın toplantısında demiÅŸ ki mealen: “Bizim AK Parti ile yaptığımız ittifak iki partiyi kapsıyor. Burada Saadet Partisi’ne yer yok; ama çok isterlerse AK Parti listesinden aday gösterilebilirler. Zaten oyları yüzde 0,6.”
Oysa bugün konuşulan konu milletvekili seçiminden ziyade cumhurbaşkanlığı seçiminin kaderi. MHP-AK Parti ittifakı, farzımuhal, yüzde 11 oy bile alsa MHP barajı geçip Mecliste sandalye kazanabilecek. Ama AK Parti için önemli olan cumhurbaşkanlığını kazanmak. Cumhurbaşkanlığı seçimi kazanılmadığı takdirde diğer bütün başarılar anlamsız hale gelecek. Hatta Cumhurbaşkanı Erdoğan, birkaç ay önce yaptığı bir konuşmada böyle bir sonucun 15 yıldır elde edilen bütün siyasi başarıları sıfırlayacağını ifade etmişti.
AK Parti’nin kendi tercihiyle yükselttiÄŸi bir çıta var önünde. Her halükârda yüzde 50+1 oy kazanılmasının gerektiÄŸi bu noktada her bir ekstra oya ihtiyaç olduÄŸunu söylemek bile gereksiz. Dolayısıyla -çok basit düşündüğünüzde bile- bu “binde 6” hor görülecek, küçümsenecek bir oy deÄŸil. Yeri geldiÄŸinde bir nal bir at kurtarır, bir at bir savaşı kazandırır.
Kaldı ki Saadet’in herhangi bir ittifak blokuna muhtemel katkısını aritmetik olarak hesaplamak siyaset bilmemek demektir. Saadet’in “Cumhur Ä°ttifakı” içinde yer almasının taşıyacağı sembolik anlamın aritmetik sonuçlarını görememektir çünkü bu yaklaşım…
***
Hatırlayacak olursanız, 1 Kasım 2015’den 5 ay önce yapılan 7 Haziran seçimlerinde Saadet’in aldığı oy yüzde 2 civarındaydı ve bu seçmenin yaklaşık “dörtte üçü” bu kadar kısa bir süre içinde AK Parti’ye geçti. BaÅŸka hiçbir partinin tabanında bu oranda bir geçiÅŸkenlik bekleyemeyiz. Bunun anlamı yeterince açık.
DiÄŸer yandan AK Parti’nin karşısına çıkmış olduÄŸu seçimlerde hep buna yakın miktarlarda oy alabilen bir partiden söz ediyoruz. Ãœstelik yerel seçim oyları bunun yaklaşık iki katına ulaşıyor. Ancak asıl önemlisi, iki taban arasındaki geçiÅŸkenliÄŸin siyasi anlamı elbette.
Diyeceksiniz ki AK Parti toplumun çok geniÅŸ kesimlerinden oy alabilen bir parti. Hatta her kesimden oy alabilen tek parti. Bu anlamda Saadet tabanının desteÄŸine çok ciddi bir ihtiyacı yok. Hatta o çevreden uzak bir noktaya konumlanışı sayesinde diÄŸer kesimlerden oy alarak merkez partisi haline gelebildi. ErdoÄŸan’ın çok tartışılan “Millî Görüş gömleÄŸini çıkardık” sözü bununla ilgiliydi. Zaten geçmiÅŸteki Millî Görüş kitlesi büyük ölçüde AK Parti’nin çekirdek tabanını oluÅŸturmuÅŸtu... vs… Buraya kadar sorun yok AK Parti açısından… Ancak önümüzdeki cumhurbaÅŸkanlığı seçimi söz konusu olduÄŸunda farklı bir parametre devreye giriyor artık.
Düşünün, Millî Görüş hareketinin içinden çıkmış bir kadronun kurduÄŸu ve özellikle son dönemde adeta Millî Görüşçülerin bütün hayallerini gerçeÄŸe dönüştüren bir partinin mevcudiyetine -ve 15 yıldır iktidarda olmasına- raÄŸmen “dışarıda” kalmayı tercih eden ama konjonktüre baÄŸlı olarak (1 Kasım’daki gibi) kimi zaman AK Parti’ye de destek verebilen bir toplum kesimi var karşımızda.
Üstelik bu kesimin 7 Haziran ve 1 Kasım seçimlerinde gösterdiği iki farklı tutumun ne tür siyasi sonuçlar tevlit edebildiğini hep birlikte gördük.
***
Demem o ki Saadet Partisi tabanındaki siyasi tutumları AK Parti tabanının hiç değilse bir bölümünün tutumundan ayrı değerlendirmek doğru görünmüyor.
DiÄŸer yandan, toplumdaki dindar-muhafazakâr duyarlıkları temsil etme özelliÄŸi Saadet Partisi’nin durduÄŸu yere tabiri caizse dindar ve muhafazakâr kesimler nezdinde ekstra bir meÅŸruiyet saÄŸlıyor. Dolayısıyla Saadet’in içinde yer alacağı bir ittifakın kazancı bu partinin bir önceki seçimde aldığı oy miktarından kat kat fazla olur.
Saadet lideri Temel KaramollaoÄŸlu’nun “kesinlikle hayır” anlamına gelen cevabına raÄŸmen AK Parti cephesinin bu konuda kapıyı bir türlü kapatmak istemeyiÅŸi boÅŸuna deÄŸil. AK Partililer ne olursa olsun bir ÅŸekilde bu iÅŸ birliÄŸinin saÄŸlanabileceÄŸine inanıyorlar. MHP sözcüsünün “Bizim ittifakımızda Saadet’e yer yok, zaten ne kadar oyları var ki” mealindeki açıklaması ise muhtemelen bu iÅŸin olmayacağına iliÅŸkin kanaatlerinin ifadesi… Yoksa yüzde 50+1 çıtasının aşılmasını gerektiren bir seçim söz konusuyken “Saadet’i istemeyiz” deme lüksüne sahip olmadıklarını bilmemeleri düşünülemez.
Henüz yorum yapılmamış.