Kürsü
Ali Haydar Haksal: Kendine bir yer edinen bir başkasına yer açmak istemiyor!
Follow @dusuncemektebi2
Milli Gazete yazarı Ali Haydar Haksal modern insanın güncel zafiyetlerini kaleme aldı.
Haksal yaşadığımız günlerde insanın son derece hodbinleştiğini gönül dilinden hızla uzaklaşarak büyük yolculukta yoldan saptığını kaleme aldı.
Yazının Tamamı
İnsan, varlık bilinci. İnsan kutlu varlık, yaratılmışların en üstünü.
Eşef-i mahlûkat, yani yaratılmışların en şereflisi.
En zor, en karmaşık kimi zaman en anlaşılmazı.
İyilik ile kötülük, güzellik ile çirkinlik, hayır ile şer arasında bocalayan, giden gelen varlık.
Uçurumuna bile gidebileni.
Kendini bildikten sonra sorumluluk sahibi. Sadece kendinden değil, alanına giren herkesten sorumlu.
İdeolojiler dünyasında çok parçalı. Çok dağınık. Husumet alanları giderek genişliyor. Birbirini tüketen, yok eden bir sürecin içinde.
Siyasal yapılanmalar sürecinde çıkar dünyasındaki çekişmelerde sınırlar aşılıyor. Yer edinme, kapma hırsı bir çabaya dönüşüyor. Dava ve ideali olan siyasal yapılar içinde de ne yazık ki bu durumlar yaşanıyor. Kendine bir ye edinen bir başkasına yer açmak istemiyor. Siyasal mücadele bir dava bilincinin ötesinde yer edinmenin çabasıyla bir mesleğe dönüşüyor. Orada kimsenin yer edinmesine fırsat verilmiyor. İnsanın yeteneği, birikimi göz ardı oluyor. Öncelik kendisidir. Bu dava ve inanç bilinci ötesinde bir durum.
Büyüyen yapılarda çıkar duygusu her şeyin önündedir. Öteleme, yer kapma çabası ağır basar. Hemen her an ve durumda beni ağır basar.
Büyük ideale olan yolculuk kutlu ve değerlidir. Bu yol uzun ve çileli. Yolun amacı inancı ve davasıdır. İslâm milleti olma bilinci ile bütünleşmedir. Kendinden daha değeri olana yol açmadır. Her insanın kendine göre ve kendine ait bir sınırı var. Kimi daha yetenekli, kimi daha bilgili ve birikimli, kimi daha mahir. Bu özellikler çıkar hırsına dönüşmedikçe değer ve karşılık bulmalı. Bu, ümmetin hayrı için önemli.
Sorumluluk makamı ağır ve zor. Hakkıyla yerine getirilmeyince vebali artar. Bu, hem kendine hem de insanlığa zararı var. Birliktelik bir güç alanıdır, insana fırsat verir. Mahallecilik, kabilecilik, ırkçılık alan daraltmaya neden.
İslâm milletinden olma onuru ve erdemi önceliğimiz.
Makam ve konumların verdiği gurur ve kibir insanı küçültür.
Åžu siyasal yapılar içinde konum sahibi olanların tevazularını aÅŸan davranış biçimleri kabul edilebilir deÄŸil. Arabalar, korumalar, üstünlük için kullanılan basit araçlar. Kibirlenmelere ve insanlara tepeden bakmaya neden. Bir Müslüman’ın en önemli özelliÄŸi makamın kendisi deÄŸil, insanın ona kattığı deÄŸerdir. Makamlar somut konumlu yerler. Orası bir han gibidir. Konaklayanları gelir gider. Sürekli deÄŸiÅŸenleri var. Yüksek makamlardan düşenler konumlarını yitirince boÅŸlukta kalıyorlar. Bütün forsları yerle bir oluyor.
İnsan en değerli varlık. İnsanı değerli kılan iyilikleri, güzellikleri yararlılıkları ve erdemleri.
İnsanı iten, uzaklaştıran irrete eden her hâl ve davranış zarar verir.
Şu zamanda iyilik ve güzellikleri çoğaltmanın zamanı. İnsanlık hayrına olan iyilikleri arttırmalı. Büyük okyanusa duru sular taşıma görevinin bilincinde olunmalı. Okyanuslar küçük bulanık sularla kirlenmez ama zamanla etkisi olur. Bulanık sularda yıkananlar duru olanın hem kıymetini bilmezler hem de zamanla bulundukları durumu kanıksarlar.
İnsan hata ve yanlış yapabilir. Hata ve yanlışının bilincinde olanlar bir daha hataya ve yanlışa düşmemek için çabalarlar. İyi niyet en belirleyici olanı.
Büyük düşünüş geniş düşünmeden geçer. Büyük oluşlar içtenlikten ve samimiyetten geçer.
Büyük oluşlar haddini ve sınırlarını bilmede geçer. Her insanın gücü oranında bir katkısı olur.
Gönül dilimiz sevgi yüklü. Kalplere açılan kapı. İnsanın gönlüne girme sevgi diliyle girilir. Bize düşen gönül kapımızı hiçbir çıkar ve bencilliğe kapılmadan açık tutmak.
Bilinç… Bilinç… Bilinç…
Henüz yorum yapılmamış.