Sosyal Medya

Güncel

Cuma hutbesi: İslam'da ticaret ahlakı

Diyanet İşleri Başkanlığı Din Hizmetleri Genel Müdürlüğü tarafından hazırlanan 2 Mart Cuma hutbesi yayımlandı. Bu haftaki cuma hutbesinin konusu "İslam'da ticaret ahlakı" olacak.



Diyanet İşleri Başkanlığı Din Hizmetleri Genel Müdürlüğünün hazırladığı Cuma hutbesinin konusu bu hafta "İslam'da ticaret ahlakı" olacak.

 

 

Cumanız Mübarek Olsun Aziz Kardeşlerim!

Allah Resûlü (s.a.s.) ihtiyaçlarını temin etmek için zaman zaman Medine pazarına giderdi. AlışveriÅŸ yapan insanları izler, onlarla sohbet ederdi. Yine bir gün pazar yerinde dolaşırken bir buÄŸday satıcısı dikkatini çekti. Kuru görünen buÄŸday yığınına elini daldırdı. Ancak çuvalın altı göründüğü gibi deÄŸildi. Parmakları ıslanan Peygamberimiz, satıcıya bu ıslaklığın sebebini sordu. Adam buÄŸdayların yaÄŸmurdan ıslandığını söyledi. Bunun üzerine Resûl-i Ekrem Efendimiz, “Öyleyse insanların görmeleri için ıslak olan kısmı üste koyman gerekmez miydi?”buyurdu ve şöyle uyardı: “Bizi aldatan, bizden deÄŸildir!”[1]

Aziz Müminler!

Dinimize göre, kiÅŸinin bir baÅŸkasına muhtaç olmadan hayatını sürdürmesi ve aile fertlerinin nafakasını temin etmesi esastır. Bu maksatla helal ve meÅŸru yoldan kazanç temin etmek, iÅŸ ve ticaret hayatının içinde bulunmak övgüye lâyık bir durumdur. Allah rızasının, kul hakkının ve helal-haram hassasiyetinin gözetilmediÄŸi her türlü alışveriÅŸ ise dinimizce yasaklanmıştır. Nitekim hutbemin başında okuduÄŸum ayetlerde Yüce Rabbimiz şöyle buyurmaktadır: “Ölçü ve tartıda hile yapanlara yazıklar olsun. Onlar, insanlardan bir ÅŸey aldıklarında tam ölçüp tartarlar. Kendileri baÅŸkalarına vermek için ölçtüklerinde ise eksik tartarlar...”[2]

KardeÅŸlerim!

Ä°nsanlığa huzurlu, dengeli ve hakkaniyetli bir hayatın yol haritasını çizen Ä°slam, alışveriÅŸ ve ticaret ahlâkına dair de birtakım ilkeler koymuÅŸtur. Şüphesiz ticaret ahlâkının en önemli ilkesi kazancın helal olmasıdır. Müslüman, sadece dünya kârına deÄŸil, çok daha önemli olan ahiret yatırımına ağırlık verir ve kazancına haram bulaÅŸtırmamaya özen gösterir. Yüce Allah’ın haram kıldığı ÅŸeyleri alıp satmaz. Helal olmayan yollardan servet edinmez. Haksız kazançtan, faizden, karaborsacılıktan, kamu malına el uzatmaktan ve vergi kaçırmaktan uzak durur. Ötekini yok eden, rakibini ortadan kaldırmaya çalışan tekelci ve fırsatçı bir anlayışı asla kabul etmez. BencilliÄŸi deÄŸil, diÄŸerkâmlığı ÅŸiar edinir. KardeÅŸim de kazansın anlayışıyla hareket eder.

Muhterem Müslümanlar!

Ticaret ahlâkının bir diÄŸer ilkesi de doÄŸruluk ve dürüstlüktür. AlışveriÅŸte açık sözlü ve ÅŸeffaf olmak, yalan, hile ve aldatmadan kaçınmaktır. Nitekim Peygamber Efendimiz (s.a.s), “Dürüst ve güvenilir tüccar, peygamberler, sıddıklar ve ÅŸehitlerle beraberdir.”[3] buyurmuÅŸtur.

DoÄŸru sözlü ve güvenilir bir insan olmak, mümin olmanın gereÄŸidir. Mümin, helal kazanç uÄŸruna ter dökerken, attığı her adımda ibadet bilinci taşır. Ä°ÅŸte bu bilinçle hareket eden ecdadımız “Ahîlik” geleneÄŸini oluÅŸturmuÅŸ, çarşı pazarlarda hukuka riayet kadar, ahlâka da uygun davranılmasını temin etmiÅŸtir. Her bir ustayı, zanaatkârı ya da tüccarı, meslekî becerilerin yanı sıra güzel ahlâk ve maneviyatla da donatmıştır. Tarihte Müslüman tüccarların ticaret ahlâkından etkilenerek Ä°slam ile müşerref olan nice topluluk vardır.

Kıymetli Kardeşlerim!

Peygamberimiz (s.a.s) “Bir Müslümanın kusurlu bir malı, kusurunu açıklamadan satması helâl deÄŸildir.”[4]buyurur. Zira malın kusurunu gizlemek, insanların birbirine olan güvenini ve alışveriÅŸin bereketini yok eder. Her ne kadar kısa vadede kâr etmiÅŸ gibi görünse de aslında gerçeÄŸi gizleyen satıcının sonu hüsrandır. Bunun bilincinde olan bir mümin, kâr elde etmek için her yolu mubah görmez; geçici dünya malına kalıcı ahiret saadetini deÄŸiÅŸmez. Bir baÅŸkasının kaybı ve zararı üzerinden kazanç ve menfaat devÅŸirmez. Aldatıcı reklamlarla, haksız rekabetlerle piyasayı bozmaya tevessül etmez.

KardeÅŸlerim!

Ticari hayatımızda dikkat etmemiz gereken önemli hususlardan biri de alışveriÅŸ meÅŸgalesinin Allah’a karşı kulluk görevlerimize engel olmamasıdır. Nitekim Yüce Rabbimiz şöyle buyurur: “Öyle adamlar vardır ki onları ne bir ticaret ne de alışveriÅŸ Allah’ı zikretmekten, namazı dosdoÄŸru kılmaktan ve zekâtı vermekten alıkoyabilir.”[5]

Ne hazindir ki, hayatımızda helal kazanç duyarlılığının, kanaat, tevazu, dürüstlük ve insaf gibi erdemlerin gün geçtikçe zayıfladığını görüyoruz. Hırs ve tamah, servete ve mala olan düşkünlük, lüks ve ihtiyaç fazlası tüketim bir çığ gibi büyüyor.

Geliniz hep birlikte bu gidiÅŸata dur demek için hayatımızı gözden geçirelim. Kazancımızı doÄŸruluk ve samimiyet üzerine inÅŸa edelim. Helale, iyiye ve temiz olana yatırım yapalım. Harama, kötülüğe ve sahteciliÄŸe giden yolları kapatalım. Hak Teâlâ’nın rızası için kazanan ve kazancını hayır yoluna harcayan müminler olalım.

[1] Müslim, İman, 164; Darimî, Büyû', 10.

[2] Mutaffifîn, 83/1-3.

[3] Tirmizî, Büyû', 4.

[4] İbn Mâce, Ticaret, 45.

[5] Nur, 24/37.

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.