Güncel
'Birisi yakmayan kefen satar, diğeri 'elimi öpen cennete gidiyor' der
Allah’ın dinini paçavraya çevirirlerken bakışlarımızı mı kaçıracağız sağa sola? Yakışacak mı bu bize?
Yeni Şafak yazarı İsmail Kılıçarslan bugünkü yazısında din istismarcıları ve onların ellerinde bulunan medya kurulşlarıyla ilgili Gümrük ve Ticaret Bakanlığ'nın son adımını gündeme getirerek, ''milletin beden ve akıl sağlığıyla oynayan bir takım medya kuruluşları'' nın kapatılmasının elzm olduğunu ifade ediyor.
Dinimizle, dini duygularımızla fütursuzca, insafsızca, vicdansızca oynuyorlar. Güya birisi âlim, güya diğeri de şeyh efendi. Birinin adı Cübbeli bilmem kim, diğerinin adı Nurullah bilmem ne.
Mahalle kahveleri şöyle dursun, mahalle karılarının performansını aratmayacak bir sosyal medya kavgası yürütüyorlar. Güya biri Ehli Beyt’i savunuyor, güya diÄŸeri de Efendimiz(sav)’in tüm sahabelerini sevmemiz gerektiÄŸini… Türkçe yok. Kendilerini ifade edebilme kabiliyeti yok. Nezaket yok. Letafet yok. Kibarlık yok. Ãœslup yok. Yerine mahalle karıları gibi lakırdı var. Hakaret var. Alay var.
Hani insanın aÄŸzını doldura doldura “siz bir ÅŸeyi savunmayın ulan” diyesi geliyor. “Ne Allah’ın dinini savunun, ne Ehli Beyt’i savunun, ne sahabe efendilerimizi savunun, ne SünniliÄŸi savunun. Çünkü sizin ‘savunma biçimi’niz tam bir felaket. Ä°nsanları dinden soÄŸutmaktan, uzaklaÅŸtırmaktan baÅŸka hiçbir ÅŸeye hizmet etmiyorsunuz. Bütün hayatı karşınızda oturan yahut videolarını seyreden insanlardan ibaret sanıyorsunuz” diye isyan edesi geliyor insanın.
Yahu, hangi birinizle nasıl mücadele edelim bilemedik ki! Mesela bu Nurullah bilmem kim “elimi öpen cennete gidiyor” diyor. Âlemlere rahmet olarak gönderilen Efendimiz(sav) kızına “ey Fatıma, sakın babana güvenme, insanı cennete güzel amelinden baÅŸkası götürmez” buyururken bu toraman “elimi öpen cennete gidiyor” diyor. Cennet o kadar mı düştü ayaÄŸa? Efendimiz(sav)’in deÄŸil kızının, kendisinin dahi gireceÄŸinden emin olmadığı cennet senin kıllı ellerinde mi be?
Ya ötekine ne demeli? Yakmayan kefen satıyor yahu adam. Ä°ÅŸine gelince her ÅŸeye takır takır “helaldir/haramdır” yaftası yapıştıran adam, iÅŸine gelmeyince “biliyorsunuz nassen haramlar vardır, hükmen haramlar vardır” diyerek nefsinin hoÅŸuna gideni legalleÅŸtirmekten de geri durmuyor. Ä°ÅŸi gücü Müslümanları tekfir etmek… FetoÅŸ’a toz kondurmayan bu adam, Mehmet Görmez Hoca’ya ağız dolusu sövmedi mi yahu? Hepimiz mi yutacağız dilimizi? “The Cemaat”e övgüler dizen bu adam önüne gelen Ä°slâm âlimine “kâfirdir” demedi mi yahu? Hepimiz mi saklanacağız kovuklarımıza? Allah’ın dinini, O’nun hükümlerini savunmak konusunda bu kadar mı düştük acze?
“Ne yapalım, bu hocalarımız da böyle iÅŸte” mi diyeceÄŸiz? Allah’ın dinini paçavraya çevirirlerken bakışlarımızı mı kaçıracağız saÄŸa sola? Yakışacak mı bu bize? Yarın hesap günü “benim dinim kendisine hoca, ÅŸeyh, bilmem ne diyenler tarafından paçavraya çevrilirken neredeydiniz?” diye sorarsa Rabbimiz, ne cevap vereceÄŸiz? “YaÅŸadığınız ülkede bu madrabazlar yüzünden insanlar dinden soÄŸudu, imanlarını kaybettiler, siz ne yaptınız?” derse Rabbimiz, ne diyeceÄŸiz?
Hadi kanalı değiştirelim.
Ä°stismarın en kötüsü, en çirkini, en aÅŸağılığı din istismarıdır. Ve ülkemiz, giderek bir “din istismarı pazar”ına dönüşmektedir. Adının önünde “Ä°slâmî” ibaresi olan bazı televizyon ve radyolar bir “madrabaz sirki”ne dönmüş durumdadır.
Elli kez yazdım, yine yazayım. Bayram FM bilmem ne gibi patronu bile belli olmayan şer yuvaları halkımızın en temel dini duygularını vicdansızca paraya tahvil etmektedirler. Aşağılık bir tellallık diliyle din pazarlamaktadırlar. Bunları kapatmak, hem de kökünden kapatmak gerçekten bu kadar zor mudur bilmem ki?
“Yetmez ama evet” dediÄŸim yere geleyim. Gümrük ve Ticaret Bakanı Bülent Tüfenkci, bir açıklama yaptı. Bakanlığına baÄŸlı Reklam Kurulu eliyle din istismarcılarına göz açtırmayacaklarını söyledi. “Bu kiÅŸiler hem tüketicilerimizin ekonomik çıkarlarına zarar vermekte, hem de tüketicilerimizin saÄŸlıkları ile oynamaktadır. Daha da önemlisi bu kiÅŸiler temel ilkeleri dürüstlük ve doÄŸruluk olan yüce dinimize ve milli kültürümüze de zarar vermektedir” dedi. “RTÃœK’e de, bu mecraların kapatılması için rapor verdik” diye ekledi.
Güzel açıklamalar bunlar. Niçin yetmez peki? Çünkü “din istismarı” dediÄŸimiz ÅŸey çok daha etkin mücadeleyi gerektiren bir meseledir. Diyanet, RTÃœK, İçiÅŸleri Bakanlığı, SaÄŸlık Bakanlığı v.d. bu istismarı engellemek için bir dizi tedbir almalıdır.
Sosyal medya gülü kitle hocaları da, cennetin anahtarını elinde sayan şeyh bozuntuları da, milletin beden ve akıl sağlığıyla oynayan bir takım medya kuruluşları da usulünce kapatılmalıdır. Geleceğimiz için bunun böyle olması elzemdir.
Henüz yorum yapılmamış.