Vahiy
Heva ile Heba Olmamak İçin
İnsanın hüsranı, toplumun helakı, hakimiyet hevanın eline geçince başlar… İnsanın bozulmasına yol açan bütün olumsuz içsel etkenlere ise heva diyoruz… İstek, tutku, nefsin arzu ve hevesi, şehvete yönelik şiddetli eğilimi bu kapsamda görebiliriz…
Ramazan Kayan - Milat
Ä°nsanın hüsranı, toplumun helakı, hakimiyet hevanın eline geçince baÅŸlar… Ä°nsanın bozulmasına yol açan bütün olumsuz içsel etkenlere ise heva diyoruz… Ä°stek, tutku, nefsin arzu ve hevesi, ÅŸehvete yönelik ÅŸiddetli eÄŸilimi bu kapsamda görebiliriz…
Vahyi ölçü almayan, Allah’ı razı etmeyi amaç edinmeyen her türlü tutum ve davranış hevanın habercisidir…
BenliÄŸini vahye tabi kılmayan, arzularının güdümüne kendini kaptıran herkes hevanın hedefindedir…
Hevanın egemenliÄŸinde ölçü, kural, kriter, deÄŸer yoktur; sadece çıkar, haz, israf ve isyan vardır…
Hevaya yönelmek, haktan yüz çevirmektir… Åžayet bir yerde heva hakimse orada haksızlık ve hukuksuzluk kaçınılmazdır… O zeminde doÄŸru ve geçerli tek ÅŸey arzuların tatminidir…
Heva, sonuna kadar hazlarını konuÅŸturmaktır… Zevklerini harekete geçirmektir… Yeni literatürde hedonizmin diÄŸer adıdır… Hatta, hedonizmin, pragmatizmin, opürtinizmin, egoizmin, sekülerizmin, narsizmin döl yatağı hevaizmdir…
Tüm cahili yapıların referansı hevadır… Tüm kötülüklerin adresi hevadır…
Bu bakımdan Batı, kocaman ve kocamış bir heva imparatorluÄŸudur… O dünyanın artık hayrı yok sadece hazzı var… Epikür felsefe, hedonist duygular, “ye, iç, eÄŸlen, seviÅŸ” modunda, hayatı manasızlaÅŸtırıyor… Beyinleri midelerine ve cinselliÄŸe indirgenmiÅŸ, mide ve haz medeniyetinin çocukları, hevanın esaretinde ve sefaletinde çırpınıyorlar…
Sınırsız hazların zararı topyekun insanlığın geleceÄŸini tehdit ediyor… HaÅŸarı, asi ve şımarık nesiller hiçbir kural, deÄŸer, ölçü tanımıyor… Daha doÄŸrusu kendini tanımıyor, fıtratıyla zıtlaşıyor, Rabbine ters düşüyor…
Hayatın esas gayesini zevk olarak belirleyen bu öğreti, insanı sürekli öğütüyor, deÄŸerleri örseliyor…
Profan yaÅŸam, popüler kültür aÅŸkın olanı dışlıyor… Hazzın esiri, zevkin zebunu, tadın tabisi kiÅŸiler zamanla kimliksiz, kemiksiz bir kulvara kayıyorlar…
Hevasını putlaştıran; içgüdülerin kulu, iştahın kölesi, şehvetin esiri olmaktan nasıl kurtulabilir?
HuÅŸudan kopup ruhlarına iÅŸkence edenler, hazlarını tatmin ile bedenlerini oyalama yoluna gidiyorlar…
Kışkırtılan anlık hazlar nice günahların tetikleyicisi…
Her ÅŸey zevk almak, keyif çatmak için…
Dostluklar, kardeÅŸlikler, komÅŸuluklar, akrabalıklar, iliÅŸkiler, yaklaşımlar, evlilikler, sanat, kültür, spor, siyaset, eÄŸitim anlamını, ruhunu, özünü yitirdi… Hiçbir ÅŸey kalıcı deÄŸil, köklü deÄŸil… Günübirlik zevkler, anlık hazlar belirleyici ve sürükleyici… Dolayısıyla hayatın hayrı ve bereketi kalmadı… Zevkler konuÅŸuluyor, renkler tartışılıyor, yaÅŸamın ahengi gitti… Bu gidiÅŸatın sonunda baÅŸlayacak “ah”ları ve “vah”ları kimse duymak istemiyor…
Heva kapısından girmek kolay, çıkmak ise zor…
Heva ile heba olan hayatlar… Helak olan kuÅŸaklar… Heder olan halklar… Tüm bunlar neyin habercisi?
Hevaya takılı kalanların dava diye bir derdi kalır mı?
Heva sahipleri hakikatin ÅŸahitliÄŸini sürdüremezler…
Hakikat ve hidayet yoluna örülen duvardır, heva…
Heva hüdaya mesafe koymaktır… Gayrı meÅŸruya çaÄŸrı yapmaktır… BaÅŸlangıçta hevalarına tabi olanlar, zamanla tapınmaya baÅŸlarlar… Ve ÅŸeytan hevacılara yaptıklarını hoÅŸ gösterir…
Artık vahyi hesaba katmayanların hayatlarındaki vehamet ve vahÅŸetleri görmek lazım…
Kendimizle ilgili de bu içsel tehdidin farkında olmamız gerekiyor…
Ertelenen sorumluluklarımızın, ölümcül suskunluğumuzun, iflah olmaz sorumsuzluğumuzun, marazi duyarsızlığımızın sebebi sizce ne olabilir?
SefersizliÄŸimizi ne ile izah edeceÄŸiz?
İradesizliğe, idealsizliğe, iddiasızlığa, ihmale bir teşhis koymak gerekmiyor mu?
Rabbinin isteklerini geçiştiren, canının istediği gibi yaşamayı cana minnet bilen insanımızın acınası haline ne demek lazım?
Kimse hevada huzur olmadığını hatırlamak istemiyor… Heva ile gelecek periÅŸanlığı ve piÅŸmanlığı birilerinin anlatması gerekiyor…
Biz şu nebevi öğretiye inanıyoruz:
“KiÅŸi arzularını benim getirdiklerime tabi kılmadıkça gerçek anlamda iman etmiÅŸ sayılmaz.”
Allah azze ve celle buyurmuyor mu?
“Onların hevalarına tabi olma!”
Çözüm mü?
Heva deÄŸil takva… Heva deÄŸil hüda… Heva deÄŸil ukba…
Çare?
Mistik bir yola girip münzevileÅŸmek deÄŸil… Nefsi öldürmekte deÄŸil… Ä°stikamet ve ihlas üzere bir mücadelede karar kılmak…
Evet, nefsimizi hevamıza tabi kılmadan, vahyin aydınlığında sonsuz lezzetlere müşteri olmamız gerekiyor… Bunun içinde Rasulullah (sav) ÅŸu uyarısını yaÅŸamın serlevhası kılmalıyız:
“Lezzetleri kesen ÅŸeyi(ölümü) çokça hatırlayınız.”
“Hayat ancak ahret hayatıdır.”
Ä°manın tadını ancak o zaman alırız…
Ramazan Kayan, Milat, 16 Åžubat 2018
Henüz yorum yapılmamış.