Ve yol bitti...
ABD'nin Kudüs'ü İsrail'in başkenti olarak tanımasını protesto amacıyla İstanbul'dan yürüyüş başlatan Nurettin Koç, 1150 kilometrelik yürüyüşünü Suriye sınırında sona erdirdi.Filistin bayrağıyla 17 Aralık'ta İstanbul'dan yola çıkan Koç'a, Hatay'ın Reyhanlı ilçesinde vatandaşlar eşlik etti.Yürüyüşü kapsamında 1150 kilometre yol kateden Koç, yolculuğunu Cilvegözü Sınır Kapısı'nda dualar eşliğinde bitirdi.
Bu yol size ne öğretti?
Bu yol öncelikle sabretmeyi ciddi bir ÅŸekilde öğretti. Allah’ın yardımını somut olarak görebiliyorsun. Gündelik hayatta bunu çok fark edemiyorsunuz belki ama yol bunu size gösteriyor. Düşünce Mektebi’nde Mutlu ile bir defasında konuÅŸmuÅŸtuk, o zaman Kuran kıssaları üzerine çalışıyordu. Bu Kuran kıssalarını ne zaman paylaÅŸacağız diye sormuÅŸtum. Bana şöyle cevap vermiÅŸti;
“Bir mücadelenin içinde deÄŸilsen peygamber kıssaları sana bir ÅŸey veremez.”
Gerçekten de bir mücadelenin içine girmediÄŸimiz sürece Kuran’ın birçok ayetinin bizim için ne anlam ifade ettiÄŸini fark edemiyoruz. Mücadele tabi ki sadece yürümek deÄŸil, birçok kiÅŸi kendi istidadı ve alanınca mücadele verebiliyor. Bu mücadeleyi verirken Allah’ın yardımını somut olarak görüyorsun bir ÅŸekilde birilerini vesile kılarak bu yardımı ulaÅŸtırıyor.
Bu yolda İslam kardeşliğini görüyorsunuz. Değişik vakıflar ve cemaatler ile beraber oluyorsunuz ihtilafları bir kenara bırakarak.
Bundan sonra da Kudüs için değişik eylemlerde bulunmayı düşünüyor musunuz?
Åžu an bir planım yok. Benden kaynaklanmayan sorunlardan dolayı yolculuÄŸumu sonlandırmak zorunda kaldım. Yetkililer deÄŸiÅŸik sebeplerden dolayı bize müsaade etmedi. Biz pratik olarak bu yola ve yolculuÄŸa bir nokta koyacağız; ama Kudüs kalbimizde hep bir virgül olarak kalacak. Bu virgülü bir gün ortadan kaldırıp Kudüs’e yürümeyi ben mi baÅŸarırım bir baÅŸkası yapar bunu bilemiyorum. Bu eylem benim için yarım kalmış bir eylem olarak kalacak.
Kudüs’e farklı yollarla ve araçlarla da olsa gitmeyi düşünüyor musunuz?
Şuan mümkün gözükmüyor malesef. Ben yola çıkarken Filistin'li kardeşlerimizin yanında olduğumuzu bir de böyle hissettirelim istedim.
Bu yolculuk Kudüs’e yönelik mücadelede size ümit verdi mi?
Bir ÅŸeyin meyvesini almak zamana yayılabiliyor. Üç örnek var aklımda: EreÄŸli’de Müslüman kardeÅŸlerimiz ile oturmuÅŸtuk. Orada ben Ä°slam kardeÅŸliÄŸinden bahsettikten sonra orada bulunan bir imam arkadaÅŸ dedi ki “DeÄŸiÅŸik vakıflarla biz de yürüyebiliriz.” Orada bulunan bir baÅŸkası ise “Yürüsek yine ihtilaflara gireceÄŸiz, yürüyüşü tamamlayamadan geri döneceÄŸiz.” Ben de naçizane tavsiye olarak onlara dedim ki: “ Bir namazda sözleÅŸip buluÅŸun, önce birlikte bir namaz kılın ve sonra kucaklaşın. Ondan sonra EreÄŸli’nin birçok sorununu konuÅŸabilirsiniz. En azından namazda birleÅŸebilin.”
Sonra Ceyhan’da beni misafir eden deÄŸiÅŸik cemaat üyeleri beni misafir etti ve beraber yürüyebilir miyiz dediler, olur dedim. O gün yürüdüğümüz kiÅŸilerle ihtilaflı konulara girmeden yürüdük ki bazı fikirlerimizin uyuÅŸmadığını biliyorduk; ama birlikte yürüyebildik. Ä°ttifak ettiÄŸimiz konuları konuÅŸtuk bir gün idi; ama baÅŸarabildik ortaya bir pratik çıkarabildik.
Kadirli’de Müslümanlar ile konuÅŸurken orada görevli bir vaiz arkadaşımız vardı. KonuÅŸmamızdan sonra dedi ki ben artık diÄŸer cemaatlere ön yargı ile bakmıyorum. Onları da kardeÅŸim olarak görmeye baÅŸladım dedi.
Tabi bunlar bu yolda gördüğüm birkaç küçük olaydı. O yüzden ben ümidimi kaybetmiyorum. Zaten umudumuzu kaybedersek mücadele de edemeyiz. Vücut fiziksel olarak yorulabilir; ama zihni olarak ümit gitti mi hiçbir şey yapamazsınız.
Sadece Kudüs sorunu deÄŸil Gazze’de ciddi bir abluka altında. Öte yandan Ä°srail ile ciddi bir iÅŸbirliÄŸi içinde olan Müslümanlar da var bunun için ne düşünüyorsunuz?
Tarih boyunca maalesef Müslümanlar olarak birbirimizden çok çekmişiz. Yeri gelmiş savaşmışız. Şu anda değişik varyantları yaşıyoruz. Bu Gazze ile de sınırlı değil. Değişik İslam coğrafyasında Müslümanlar birbirleri ile savaşıyor. Bu ayıp olarak bize yetiyor ve tamamen düşmanın ekmeğine yağ sürüyor. Birbirimiz artık anlamak zorundayız.
Aileni ve çocuklarınız ne diyor, artık dön çağrısı yapılıyor muydu?
52 günden fazla oldu. Ä°lk zamanlar çocuklar kanıksamadı. Ä°lk iki hafta küçük oÄŸlum Yahya benimle hiç konuÅŸmadı. Ondan sonra iki hafta da abisi konuÅŸmadı. Sonra ikisi ile de barıştık. Kızım ise hiç küsmedi, ama biraz benden soÄŸumuÅŸ özlediÄŸinden herhalde, onun ismini de Kudüs koymuÅŸtuk. En son bana söyledikleri “Baba çabuk yürü çabuk gel.”
Henüz yorum yapılmamış.