Yorum - Analiz
Geleceğin savaşlarında 'drone/İHA takımı' saldırıları
Gelecekteki savaşlar açısından, diğer teknolojik gelişmelerin ve diğer elektronik alt sistemlerin de nasıl gelişeceğine bağlı olarak drone/İHA’ların savaş/çatışma sahasını nasıl şekillendireceği değişkenlik gösterebilir
A. SEFA ÖZKAYA* - AA
Kamuoyunda birbiri ile karıştırılan iki kavram var. Bunlar ‘Drone’lar ile Ä°HA-mini Ä°HA’lar. ‘Drone’lar 30 cm civarında, çoÄŸunlukla pervaneli hava araçları iken, Ä°HA ve mini Ä°HA’lar daha çok sabit kanatlı ve boyları 1-2 m’den baÅŸlayıp 20 m'ye kadar ulaÅŸabilen araçlardır. Dolayısıyla gazetelerde yazıldığı üzere geçtiÄŸimiz yılın son günlerinde Rus üssüne yapılan saldırı, ‘drone’ saldırısı deÄŸil, bir mini Ä°HA saldırısıdır.
Gelecekteki savaÅŸlar açısından, diÄŸer teknolojik geliÅŸmelerin ve diÄŸer elektronik alt sistemlerin de nasıl geliÅŸeceÄŸine baÄŸlı olarak drone/Ä°HA’ların savaÅŸ/çatışma sahasını nasıl ÅŸekillendireceÄŸi deÄŸiÅŸkenlik gösterebilir. Fakat büyük kırılma, bu sistemlerin yapay zekâ ve aÄŸ merkezli harp konseptleriyle bir arada uygulanmasıyla gerçekleÅŸecek. Yani hava aracının, bir unsurun dost mu düşman mı olduÄŸuna karar verme aÅŸamasında karargâha ortak olması, yahut bir baÅŸka tabirle "ÅŸirk koÅŸması", insan merkezli karar alma konseptinden, algoritmik karar alma konseptine geçiÅŸ sürecini hızlandıracaktır ki bu süreç 1991’de baÅŸlamıştı.
Elektronik harp birliklerinin önleme kabiliyetlerinin, bu silahları önleme imkân-ihtimali var mı diye soracak olursanız, teknik olarak evet, var. Fakat elektronik önleme veya elektronik karıştırma yapabilmesi için önce ‘drone’ların tespit edilebilmesi lazım. Bu da ÅŸu andaki radarlarla çok ama çok zor. Sadece X Band gibi çok yüksek kabiliyetli radarlar bunu yapabiliyor. Ama bu radarları da bu gibi küçük hava aracı saldırıları ihtimali olan her yere koymak çok zordur. DaÄŸ, tepe, her yere bu radarı kuramazsınız. Bu da harbin sürdürülebilirliÄŸinin bu anlamda önünü kesiyor. Ayrıca elektronik harp yapabilmeniz için drone/Ä°HA’ların hedefe dalış anında (terminal fazı) GPS vericilerini kapatması durumunda elektronik önleme veya karıştırma da yapamazsınız. Pekala hedefine çok yaklaÅŸan drone sürüsü, radar ikazı algıladığı zaman GPS’ini kapatıp, birlikte hareket ettiÄŸi drone ve karargâhla olan irtibatını kesip hedefe dalışını da gerçekleÅŸtirebilir. GPS’yi kapattığı için de sinyal yaymayı kestiÄŸinden, ‘drone’u radarla tespit etmek imkânsız hale gelebilir.
Diğer taraftan birkaç bin dolarlık bir mini hava filosu için milyonlarca dolar tutan bir füzeyi kaldırıyorsunuz. Bu 1,5 milyon dolarlık bir füzenin, başarılı bir şekilde birkaç bin dolarlık drone sürüsünü vurmasını başarı olarak mı kabul edeceksiniz yoksa başarısızlık olarak mı? İşte bu soru kritik, asimetrik güçlerin elini kuvvetlendiren bir desantralizasyon etkisi sözkonusu.
Bir baÅŸka husus da bu gibi geliÅŸmelerin geleceÄŸin savaÅŸlarını nasıl etkileyeceÄŸi hususu. ‘Drone’lar ya da modifiye edilmiÅŸ drone’larla yapılacak filo saldırılarıyla gelecekteki savaÅŸların seyrinin deÄŸiÅŸip deÄŸiÅŸmeyeceÄŸi, daha çok savaÅŸ meydanında kurmayların aldıkları kararlara baÄŸlıdır. Ä°nsanoÄŸlu top teknolojisinin karşısında duramayacağını anladığı zaman, buna daha yüksek bir teknoloji ile cevap vermek yerine, daha maliyet-etkin bir karar alarak topraÄŸa metrisler (siper) kazdı. Bu teknik, 17. yüzyılda sık karşımıza çıkar mesela. Fakat yine aynı insanoÄŸlu, bu siperlere yapılacak olan saldırı için top teknolojisinden daha da düşük bir teknoloji ile iÅŸi kotardı. Elle fırlatıldığı zaman yuvarlanarak siperin içine düşen ve orada patlayan, son derece basit ama topun yapamadığını yapan bir silah: El bombası. Dolayısıyla mühendislik, yapay zekâ ve komuta kademesinin bu sektörden beklentilerinin verimli bir ÅŸekilde karşılanıp karşılanamaması, savaÅŸ meydanında temel belirleyicilerdendir. Drone-Ä°HA’lara karşı, tankların etrafına yapılan kafes zırhlar gibi uygulamaların sabit karargâhlar için de ileride uygulanabileceÄŸi kanaatindeyim. Yani drone veya Ä°HA karargâha kadar gelecek, ama aÄŸa takılacak. Daha sonra ‘drone’ teknolojisi de geliÅŸecek, belki de ‘drone’ların önüne, helikopterlerdeki tel kesme makasları gibi ağı kesen makaslar yapılacak. Daha sonra gerileyen teknoloji yerine geliÅŸen radarlar ve radar güdümlü drone-savarlar bu iÅŸi çözecek, ki ÅŸu anda da ‘drone’ları fırlattıkları aÄŸlarla durdurup etkisiz hale getiren ‘drone-savar’ları es geçmeyelim. Bu, ‘drone’lar için ÅŸimdilik en etkili silahlardan biri.
DiÄŸer taraftan “çivi çiviyi söker” anlayışı ile, ‘drone’ları havada karşılayan kontra-drone ÅŸeklinde bir sistem üzerinde de durulabilir. SavaÅŸta bazen “bi’l-misl-i mukabele” metodunu uygulama yoluna gidilebilir. Bu anlayış Hz. Muhammed’in hadisinde geçen ve Türk ordularının bazı savaÅŸları kazanmasına sebep olan bir anlayıştır: “Düşmanın silahı ile silahlanınız.” Tabii burada “silah”tan anlamamız gereken sadece silah deÄŸil; hem düşmanın silahı, hem de düşmanın yöntemi. Nitekim uzunca bir süre Osmanlı ordusunun en baÅŸarılı yaptığı iÅŸlerden biri de buydu.
Yine 'drone'larla alakalı bir diÄŸer husus yapay zekâ meselesi. Drone’lara yapay zeka ile kısmen serbestlik verilerek hedefini seçmesi saÄŸlanabilir. Çok da uzak olmayan bir vadede, bu mini hava araçlarının ileride özellikle düşmanı belirleme inisiyatifini devralacağı düşünülüyor. Tabii bu husus çok tartışma götürecek. Yani “Ya drone yanlış bir hedefi düşman olarak tanımlarsa?” sorusu, bizden olmayan herkesi düşman olarak tanımlama sorununu beraberinde getiriyor. Sadece karargâh ve binaları düşünmeyelim. Mesela, “üzerindeki kamuflajdan dost birliÄŸi tanımlayan ‘drone’, üzerinde bizim dost birlik üniforması taşımayan küçük bir çocuÄŸu da düşman olarak tanımlayacak mı?” gibi sorular, bu araçları yapay zekâ ile mücehhez hale getirmenin ilk aÅŸamasında karşılaşılacak olan sorunlar. DiÄŸer taraftan, özellikle Çin’in son yıllarda büyük yatırımlar yaptığı uzay platformlarının da, ileride drone-Ä°HA tipi hava silahlarının aÄŸ merkezli harp entegrasyonu ve güdüm teknolojileri bakımından da büyük önemi olacağı muhakkaktır.
Rus üssüne yapılan saldırının bir baÅŸka yönü de Rusların ima yoluyla ABD’yi suçlaması. Drone saldırısı öncesinde havada bir ABD predatörünün kuyruk izinin olduÄŸu söyleniyor. Bu iddia, drone’ların bir ABD uçağının yönlendirmesi ile uçup uçmadığı sorusunu akla getiriyor.
Hatırlanacağı üzere Humeymîm'deki Rus üssüne saldırıda Ruslar ABD'lileri suçlamıştı ve 'drone' saldırısı öncesinde de havada bir ABD predatorunun kuyruk izinin olduÄŸu söylendi. Burada iddia edilen ÅŸu: ABD, bu 'drone'ları bir uçaktan mı fırlattı? Bu mümkün mü? Bu soru özelinde bu hususa net cevap verebilmemiz için radar görüntülerini bizzat görüp teyit etmek lazım ama genel olarak ÅŸunu söylemeliyiz ki bu mini hava araçlarının uçaktan, hedefe yakın bir konumda bırakılması ve bu araçların hedefe kendilerinin angaje olma konsepti, daha önceden beri var. Zaten bu küçük hava araçlarının 1 saatin bile altında havada kaldıklarını kabul edersek çok uzak mesafelerden hedeflerine gelemedikleri için baÅŸka bir araçla getirilmeleri lazım. Nitekim ABD’de Stratejik Kabiliyet Ofisi (Strategic Capabilities Office/SCO) ve Deniz Havacılığı Sistemleri Komutanlığı’nın (Naval Air Systems Command) ortaklığında, California’daki Çin gölünde bir test yapılmıştı. 2016 yılının Ekim ayında yapılan bu testte mikro drone sürüsü, Amerikan F/A 18 Super Hornet jetinden bırakılmıştı. Dolayısıyla ‘drone’ların hedefe yaklaÅŸtırılarak uçaktan bırakılması metodu, baÅŸlangıçtan beri var. Öteki türlü çok küçük hacimli bir ‘drone’un yakıt deposu da o nispette olacağı için büyük mesafeleri kat etmesi imkânsızdır. BahsettiÄŸimiz testte F/A 18 Super Hornet jeti 103 adet mikro ‘drone’u (Perdix drone kullanıldı) baÅŸarılı bir ÅŸekilde bırakıyor ve ‘drone’lar, uçaktan bırakılma ÅŸokunu atlatabilerek hedefe angaje oluyorlar. Burada bu ‘mikro drone’lar, neredeyse bitiÅŸik bir ÅŸekilde birbirlerine çarpmadan uçarak ortak karar alma, kol düzeninde uçuÅŸ, beklenmedik durumlarda kendi başına hareket edebilme kabiliyeti gibi sürü davranışları göstererek baÅŸarıyla testi geçtiler. Fakat Rusya-ABD veya baÅŸka rakipler arasında yapılan bu tip suçlamalar, askerî anlamda yayınlanan radar izi, kalıntı-buluntu vs. gibi deliller ortaya konulursa yüzde yüz bir hükme varılabilir.
*[A. Sefa Özkaya harp tarihi-askerî strateji ve İstanbul uzmanıdır]
Henüz yorum yapılmamış.