Salih Müslim: Türkiye Musul ve Kerkük'e kadar ilerleyecek

Türk Silahlı Kuvvetleri'nin Suriye'nin kuzeybatısında bulunan Afrin'deki PYD hedeflerine yönelik başlattığı Zeytin Dalı Operasyonu konusunda sık sık ABD ve Avrupa'ya çağrı yapan Salih Müslim bir kez daha seslendi.

Bu sefer Fransız yayın organı Euronews'e konuşan PYD'nin eski Eş Genel Başkanı Salih Müslim, "Türkiye Musul ve Kerkük'e kadar ilerleyecek" dedi.

Müslim, "Türkiye girdiği hiçbir yerden çekilmedi. Kılık değiştirebilir ama oradan çıkmaz. Erdoğan Misak-ı Milli'den bahsediyor öyle görülüyor ki Musul'a Kerkük'e kadar gidecekler. Rusya her şeyi Türkiye'ye bıraktı. Kurtulmamız için başta Amerika ve uluslararası güçlerin bunları görüp muhakkak bir şeyler yapması gerekiyor" dedi.

BM, AB ve NATO'YA ÇAĞRI

AZADİ Hareketi, PDK-Bakur, PAK ve PSK tarafından yapılan ortak açıklamada da BM, AB ve NATO'ya çağrı yapıldı:

"Türkiye'nin Afrin'e karşı ÖSO güçleri eÅŸliÄŸinde baÅŸlattığı askeri operasyon üçüncü gününe girdi. Söz konusu askeri harekat nedeniyle daha ÅŸimdiden ciddi can kayıpları yaÅŸandığı ve yüzlerce insanın yaralandığına iliÅŸkin acı haberler geliyor. Savaşın ve silahlı çatışmaların her yerde olduÄŸu gibi Afrin'de de büyük insani acılara, gözyaşı, yıkım, siyasi istikrarsızlık ve toplumsal kırılmalara yol açması kaçınılmazdır. Türkiye, Kürt meselesinde yeniden ÅŸiddet politikasına yöneldiÄŸinden bu yana, bölge ülkelerindeki Kürtlerin her türlü hak ve özgürlük talebini kendisi için bir tehdit olarak görmeye baÅŸladı. Bu anlayışla Türkiye, Ä°ran ve Irak ile iÅŸ birliÄŸi yaparak Kerkük'ün Irak ordusu ve HaÅŸdi Åžabi güçleri tarafından iÅŸgaline destek verdi. Türkiye, aynı zihniyetle iÅŸin başından itibaren Suriye'de Kürtlerin belli bir statü kazanmalarına karşı çıkıyor, Kürtlerin Suriye'deki kazanımlarını kendisi için bir ulusal tehdit olarak açıklamaya çalışıyor. Afrin'e karşı baÅŸlattığı askeri operasyonu da güneyinde bir “Kürt koridoru”nu önlemek amacıyla gerçekleÅŸtirdiÄŸini iddia ediyor. Oysa “Kürt koridoru” olarak tarif edilen yer Kürtlerin binlerce yıldır üzerinde yaÅŸadığı Kürdistan'ın bir parçasıdır. Türkiye ve diÄŸer bölge ülkelerinde olduÄŸu gibi, Suriye'de yaÅŸayan Kürtlerin de kendi kendilerini yönetme, kendi ülkelerinde özgür ve onurlu bir ÅŸekilde yaÅŸama hakları vardır. Kürtlerin özgürlük ve eÅŸitlik talebi ayrıca haklı ve meÅŸrudur ve bölgede barış ve istikrarın da gereÄŸidir. Suriye'de Kürtlerin statü talebinin ve olası bir “Kürt koridoru”nun Türkiye için bir tehdit oluÅŸturduÄŸu iddiası gerçek dışıdır.

Bu çerçevede Türkiye'nin Afrin'e karşı başlattığı askeri operasyonun, Suriye'de hiçbir sorunun çözümüne hizmet etmeyeceği, tersine mevcut karmaşık durumu daha da içinden çıkılmaz hale getireceği açıktır. Ayrıca bu türden askeri hareketlerin Türkiye'nin kendi Kürt meselesinin çözümünü daha da zorlaştıracağı deneylerle sabittir.
Türkiye, hem bölge hem de kendi iç istikrarını tehdit eden, mevcut kaotik durumu daha da derinleştirecek söz konusu askeri operasyonu bir an önce durdurmalıdır.
Kürtler Türkler; barış, demokrasi ve özgürlükten yana bütün toplumsal kesimler her türlü şiddet ve savaş anlayışına dur demelidirler. Uluslararası kamuoyu, BM. AB, NATO, İslam İşbirliği Teşkilatı söz konusu savaşın son bulması ve sorunların barışçıl çözümü için aktif inisiyatif almalıdır. Savaş çözüm değil, çözümsüzlük ve kaostur. Her türlü sorunun çözümünde diyalog, karşılıklı anlayış esas alınmalı, barışçıl yöntemler tercih edilmelidir. Türkiye, Kürt meselesinin çözümünü askeri operasyonlarda, sınır ötesi askeri harekâtlarda değil, kendi içinde aramalıdır. Kürt meselesi daha çok demokrasi, karşılıklı diyalog ve barışçıl müzakerelerle ve Kürt halkının ulusal demokratik haklarının tanınması ile mümkündür. "