Sosyal Medya

Yorum - Analiz

Afrin ve ötesi

ABD’nin yardımıyla PYD/YPG’nin “Kuzey Ordusu” veya 30 bin kişilik “Suriye Sınır Güvenliği Gücü” oluşturma gayreti, rejimin İdlib’de ilerlemesi ve Soçi’deki toplantıya SDG’nin Rusya tarafından çağrılabilecek olması Afrin harekatını gündeme getirdi.



Prof. Dr. Cengiz Tomar - AA

Geçen sene Mart ayında yayımlanan “Suriye satrancında deÄŸiÅŸen dengeler ve ittifaklar” baÅŸlıklı yazıyı ÅŸu açık uçlu soruyla bitirmiÅŸtik: “Åžimdilik bilmediÄŸimiz noktalar, Rakka’nın ve DEAÅž’tan temizlenecek diÄŸer yerlerin kimin müstakbel nüfuz alanı olacağı ve eÄŸer Türkiye’nin Rakka ve Menbiç’te önü kapanırsa batıya dönerek Afrin kantonuna yönelip yönelmeyeceÄŸi?”

Trump’ın Suriye politikasının iyice tebellür etmesinin ardından Temmuz ayında yayımlanan “Afrin-Münbiç sarkacında Türkiye” baÅŸlıklı yazıda da bu sorununun muhtemel cevaplarını kaleme almıştık. Trump yönetiminin Suriye’de PKK’nın Suriye Demokratik Güçleri (SDG) adıyla yumuÅŸatılan türevi PYD/YPG ile yoluna devam edeceÄŸinin aÅŸikâr olmasının ardından, “Bu can sıkıcı ve nazik durumda, Türkiye’nin askeri alanda neler yapabileceÄŸi sorusu hayati önemini hâlâ koruyor. ABD’nin ‘Fırat’ın batısında bir PYD/YPG varlığı olmayacak’ sözüne raÄŸmen, Menbiç’te bu örgütü korumaya alması, bu bölgeye yapılacak bir operasyonu ÅŸimdilik imkânsız kılmakta. Ancak kantonların zayıf halkası durumundaki, üstelik Türkiye (Amanoslar, Hatay ve KahramanmaraÅŸ) açısından sürekli güvenlik riski barındıran Afrin kantonu, son günlerde Türk Silahlı Kuvvetleri’nin (TSK) baskısı altında” diyerek ifade etmiÅŸ ve yazıyı Fırat Kalkanı harekatından sonraki hamlesini Afrin’e yapmasının Türkiye’nin çıkarları açısından çok önemli belirterek bitirmiÅŸtik.

AÄŸustos’taki analizimizde ise Ä°dlib’in Türkiye açısından stratejik önemini izah ederek Akdeniz’e uzanan bir PYD/YPG kuÅŸağımın önlenmesi açısından Türkiye’nin müdahalesinin ne kadar hayati olduÄŸu ifade etmiÅŸtik. Nitekim Türkiye çok geçmeden Astana çatışmasızlık anlaÅŸmasıyla Ä°dlib’te varlık göstermeye baÅŸladı.

Suriye’de üçüncü oyun bozucu hamle

Türkiye Fırat Kalkanı harekatı ile yapmış olduÄŸu baÅŸarılı ön alıcı ve oyun bozucu hamlenin ardından, Astana’da Rusya ve Ä°ran’la yaptığı çatışmasızlık anlaÅŸmasıyla, Akdeniz’e çıkış noktasındaki Ä°dlib’de de varlık göstererek önemli bir kazanım elde etmiÅŸ ve ABD’nin Suriye’deki planları açısından ikinci oyun bozucu hamleyi yapmıştı (Ä°dlib’de bu anlaÅŸmanın hilafına son günlerde meydana gelen geliÅŸmeler baÅŸka bir yazının konusu olabilir). Böylece PYD/YPG terör örgütünün Akdeniz’e uzanan koridor hayalleri yerle yeksan olmuÅŸtu.

Sayın CumhurbaÅŸkanımızın son açıklamalarıyla bundan sonraki ilk hedefin (Suriye’deki üçüncü ve dördüncü oyun bozucu hamleler olarak) Afrin ve ardından Menbiç olduÄŸu teyit edilmiÅŸ oldu. Ancak daha da önemlisi Afrin’in de ötesinin olduÄŸu ve zaman içerisinde diÄŸer iki PYD/YPG terör kantonunun da (Kobani ve Cezire) Türkiye’nin hedefleri arasında olduÄŸu beyan edildi. Türkiye Irak’taki tecrübesinden de faydalanmak suretiyle, Suriye’de hemen sınırında bir PYD/YPG kuÅŸağını ÅŸimdiden önlemeye çalıştığı gibi, kendisine alan açarak Suriyeli mültecilerin en azından bir kısmını bu kurtarılan bölgelere yerleÅŸtirmek istiyor. Bunun pilot uygulamalarını daha önce Fıtrat Kalkanı harekatında DEAÅž’tan temizlenen bölgede görmüştük.

Afrin’in önemi?

Tarihi Hititlere, M.Ö. 1000’lere kadar uzanan ve önemli tarihsel kalıntıları barındıran Afrin çok erken dönemde, Kudüs’ün de fethedildiÄŸi 637 yılında Müslümanların hâkimiyetine girdi. Osmanlı döneminde Afrin Kilis’e baÄŸlı bir kaza konumundaydı. Haritaya bakıldığında Afrin, Türkiye içlerine bir koç başı gibi uzanan coÄŸrafi bir mevkiye sahip. Åžayet Afrin bölgesi de teröristlerden temizlenirse, Türkiye’nin güney sınırında yaklaşık 10 bin kilometre karelik bir alan Türkiye nüfuzunda olacak. Suriye savaşının ilk dönemlerini hatırlarsak, Türkiye’nin tampon bölge kurmayı planladığı alanlar 5 bin kilometre kare civarındaydı. Fırat Kalkanı harekatının icra bölgesi ve Ä°dlib’in ardından Afrin’de yapılacak bir harekatla, DoÄŸu Akdeniz’e ulaÅŸmayı hedefleyen PKK kuÅŸağı tamamen engellenmiÅŸ olacak. Böylece ABD’nin desteÄŸiyle Rakka ve Deyr ez-Zor gibi Suriye’nin kuzeydoÄŸusu ve doÄŸusundaki Arap bölgelerinde de nüfuz kurmuÅŸ olan PYD/YPG’nin DoÄŸu Akdeniz’le ilgili emelleri sona erdirileceÄŸi gibi, Türkiye ile nüfuz bölgeleri arasında neredeyse bir ada gibi kalmış olan Afrin tehdidi bertaraf edilerek diÄŸer iki kanton için de önemli bir uyarı yapılmış olacak. Sonuçta Türkiye (Rusya ve ABD’den sonra) Suriye topraklarında en büyük nüfuz alanı oluÅŸturan üçüncü ülke olarak daha sonra yapılacak anlaÅŸmalarda da elini kuvvetlendirmiÅŸ olacak.

Muhtemelen hem Türkiye hududundan kuzeyden hem de Azez, Mari ve Ä°dlib’den Afrin’e bir harekat yapılması ve bu harekatta Ã–zgür Suriye Ordusu (ÖSO) güçlerinin kullanılması olası. Türkiye’nin Afrin’in hemen güneyindeki Åžeyh Berakat tepesinde bir üs oluÅŸturduÄŸu biliniyor. Güneyde Tel Rıfat-Cenderis hattının alınması, Afrin’i tam manasıyla Türkiye ve ÖSO tarafından muhasara edilmiÅŸ bir adaya dönüştürebilir. Özellikle bu bölgede bulunan MinniÄŸ askeri havalimanın kurtarılması sevkiyat açısından önemli. Halep’ten MinniÄŸ ve Azez’e uzanan 214 numaralı karayolu ve yine Halep’ten Afrin’e uzanan 62 numaralı karayolları ise ele geçirilmesi gerekli stratejik noktalar.

Türkiye’nin güvenliÄŸi açısından son derece önemli bu operasyonla ilgili olarak Rusya ile zımnî bir anlaÅŸma yapıldığı düşünülebilir. Tabiatıyla Suriye’de yapılacak her operasyonun muhtemel riskleri barındırdığını da unutmamak lazım. ABD Suriye’deki en önemli müttefiki olan PYD/YPG’nin üçüncü kantonuna Türkiye’nin yapacağı operasyondan rahatsız olmakla birlikte, DEAÅž neredeyse tamamen ortadan kaldırıldığından, Barzani’nin referandum hadisesinde olduÄŸu gibi bunu da çok dert etmeyebilir. Afrin harekâtı, Fırat Kalkanı harekatında olduÄŸu gibi herkes tarafından terörist olduÄŸu hususunda ittifak edilen DEAÅž’a karşı deÄŸil, Türkiye’nin terörist olarak gördüğü PYD/YPG üzerine yapılacağından, dünya kamuoyuna “Kürtlere karşı bir operasyon” olarak yansıtılarak Türkiye sıkıştırılabilir. Dahası Aynü’l-Arab (Kobani) hadiseleri hatırlatılabilir.

“Peki, Afrin harekâtı neden ÅŸimdi gündeme geldi” sorusuna cevap arayacak olursak, son günlerde ABD’nin yardımıyla PYD/YPG’nin “Kuzey Ordusu” veya 30 bin kiÅŸilik “Suriye Sınır GüvenliÄŸi Gücü” oluÅŸturma gayreti, rejim ordusunun Ä°dlib’de ilerleme kaydederek Ebu’z-Zuhûr havalimanını ele geçirmesi ve Soçi’de yapılacak Ulusal Diyalog Toplantısı’na SDG’nin Rusya tarafından çaÄŸrılabilecek olması, muhtemel cevaplar.

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.