Güncel
'Dök bakalım heybendekileri...!' deseler ne heybemiz var ne biriktirdiğimiz anılar...
Arif Arcan bugünki yazısında 'En çok neleri, hangi zaman ve hangi şartlar dâhilinde hatırlar, önemlisi, bu hatırlamaları neden yaparız?' diye sordu.
Hayat yolculuğumuzda hafızamızda birikmesine izin verdiklerimize kıymet atfeder, onları birer sembol ile kayıtlarız. Biriktirdiklerimizin kıymetini, sembollerin hareket geçirdiği çağrışım sıklığı ile değerlendiririz.
En çok neleri, hangi zaman ve hangi şartlar dâhilinde hatırlar, önemlisi, bu hatırlamaları neden yaparız?
Ä°lk kelimemizin, ilk adımımızın bizim için bir kıymeti yoktur. Ama ebeveynlerimiz için çok kıymetlidir. Zira faili ve mefulü, mensubu ve ÅŸahidi, içinde ve dışında, aktarılan ve bizatihi öğrenilen her bir olay ve olguyu, “bilinç” ile anlamlandırıp, esasen, sosyal genetiÄŸimizle sonraki kuÅŸaklara aktarılmak üzere kaydederiz.
Sembollerin harekete geçirdiÄŸi hatırlamalar daha çok bir kıyastır. Hayat yolculuÄŸunun uÄŸraklarında biriken anlam yüklerinin “an” ile olan kıyasıdır. Hatırlama, anda yaÅŸanan “sorunlar”, “aksamalar” ile açığa çıkar.
Mesela;
Bir hasta, hasta ve hastalık ile ilgili hatırlamalarını sadece aldığı sağlık hizmetinin ulaşılabilirlik hız ve kalitesini, geçmiş ile kıyaslayarak yapmaz.
Doktor hasta iliÅŸkisindeki insaniliÄŸi,
Hasta olmanın özel bir durum olduğu kadar toplumsal bir yönünün bulunduğunu,
Eş dost, hısım akraba ziyaretlerini,
Gösterilen şefkati, yumuşayan yürekleri,
Hatırlar.
Neden? Sorun nedir? Aksayan, eksikliÄŸi hissedilen ÅŸeyler nelerdir?
...
YAZININ DEVAMI İÇİN TIKLAYIN
Henüz yorum yapılmamış.