Sosyal Medya

Kürsü

'Zarrab davasında komplonun kesin delili ortaya çıktı, ABD Türkiye'ye dava açacak'

"Amerika bir devlet politikası olarak 2013 yılında Türkiye'yi hedefe koymuş"



Habertürk yazarı Serdar Turgut, ABD'nin Ä°ran'a yönelik yaptırımlarını deldiÄŸi iddiasıyla tutuklanan iÅŸ adamı Reza Zarrab'ın 'tanık' olmayı kabul ederek ifade verdiÄŸi davada Amerika'nın asıl amacının baÅŸka olduÄŸunu ifade etti. ABD'nin bir devlet kararı olarak 2013 yılında Türkiye'yi hedefe koyduÄŸunu söyleyen Turgut, katıldığı Zrrab davasında kesin deliller elde ettiÄŸini belirterek, "Amerika aslında 'teröre yardım eden, hukukun iÅŸlemediÄŸi, dış politikasında tehlikeli oyunlar oynanan bir ülke' olduÄŸu iddialarıyla ilerde Türkiye’ye davalar açmaya çalışacak ve Türkiye’yi daha da zorlayabilmek için kimi yaptırımlara yasal temel saÄŸlamaya uÄŸraÅŸacak gibi görünüyor" dedi.

Serdar Turgut'un, "Türkiye’ye komplonun kesin delili ortaya çıktı" baÅŸlığıyla (18 Aralık 2017) yayımlanan yazısı şöyle:

Washington'un derin komploların şehri olduğunu teorik olarak hep biliriz.

Åžehir hakkındaki önyargılarımız arasında “Burada kimbilir ne komplolar düzenleniyordur” düşüncesi hep vardır. Bu düşüncenin her zaman haksız olduÄŸunu söylemek de mümkün deÄŸil.

Washington’a gazetemizin temsilcisi olarak ilk geldiÄŸim gün, çok sevdiÄŸim halde komplo teorilerine raÄŸbet etmeme kararı almıştım.

Çok okunması ihtimali büyük olan, internet tabiriyle çok “tıklanacak”yazılar yazma fırsatını böylece kaçırmama raÄŸmen bir saygın gazetenin temsilcisinin pek raÄŸbet etmemesi gereken bir yoldu komplo teorileri yapmak.

Üstelik şehirdeki eski bağlantılarım yüzünden bana çok güzel komplo teorilerinin tüyosunu verecek kaynaklarım olmasına rağmen eğer bana anlatılanın gözle görülür, elle tutulur delili yoksa komploları anlatma amacı bulunan çok yazı yazmamaya çalıştım bugüne kadar.

“Hiç yazmadım” demiyorum, ama o yazılarda mutlaka anlatanın bizzat kendisinin delilleri belgeleri görmüş olduÄŸuna inanmışımdır ya da anlatan bana bazı ÅŸeyler göstermiÅŸtir.

Bu yüzden burada öğrendiklerim nedeniyle Amerikan yönetiminin Türkiye’yi hedefine koyduÄŸuna ve ülkemiz hakkında bazı komplolar yaptığına daima inandım.

Rüyamda görsem inanmazdım

Belki de bir gazeteci/yazarın rüyasında görse inanamayacağı bir şey başıma geldi; belki de çok az insanın yaşama şansına sahip olduğu bir şeyi yaşadım ve kurulan komplonun aslında ne olduğu ciddiyetiyle bilinen bir yargıcın önüne delil olarak getirildi ve ben de bunun her detayını görme imkânına sahip oldum.

Evet, Zarrab’ın tanık olduÄŸu Hakan Atilla’nın sanık yapıldığı davadan bahsediyorum. Büyük ihtimalle bugün son haftasının baÅŸlayacağı bu davada Türkiye’ye kurulmaya çalışılan, aslında çok da kapsamlı olan komplonun, başımıza örülmeye çalışılan belanın temeliyle ilgili bazı ipuçları edindim.

Bu yeni davalara hazırlık davası

Bu davayı izlerken aslında Amerikan devletinde çok daha büyük başka davaların hazırlığının yapılmakta olduğunu sunulan delillerden, savcıların kullandığı cümlelerden, çağrılan tanıkların tavırlarından anlamış durumdayım.

Aslında bunun var olduÄŸunu Washington’daki bazı güvendiÄŸim kaynaklar da bana söylemiÅŸlerdi ama dava sayesinde bunun ilk kez deliliyle mahkemede ortaya dökülmesine ÅŸahit oldum.

Amerika aslında “teröre yardım eden, hukukun iÅŸlemediÄŸi, dış politikasında tehlikeli oyunlar oynanan bir ülke” olduÄŸu iddialarıyla ilerde Türkiye’ye davalar açmaya çalışacak ve Türkiye’yi daha da zorlayabilmek için kimi yaptırımlara yasal temel saÄŸlamaya uÄŸraÅŸacak gibi görünüyor.

Amerika Türkiye’yi hedefine koymaya 2013 yılında çoktan karar vermiÅŸ bile, yani bu Trump’ın kararı deÄŸil bir devlet kararı.

Bir süre OrtadoÄŸu politikalarında bir arada hareket eden Türkiye ve ABD bir aÅŸamada ayrışmaya baÅŸlamışlar ve Amerikan devleti büyük ihtimalle bugün ortaya konulacak yeni ulusal güvenlik stratejisi doÄŸrultusunda hareket etmemeye baÅŸlayan, yeni OrtadoÄŸu planına uymayan Türkiye’yi hedefine koymuÅŸ. Washington bunun sorumlusu olarak Recep Tayyip ErdoÄŸan’ı görüyor ve onu hedef alıyor.

Bu davada sanık kim?

Bugün son haftasına girilen bu davada resmen sanık olarak Hakan Atillaolsa da asıl amacın baÅŸka olduÄŸu davanın neredeyse her dakikasından belli oluyor.

- Bir dava düşünün, savcıların delil olarak sunduÄŸu, üzerine “Amerikan Devleti belgesidir” damgasının vurulduÄŸu nerdeyse bütün belgeler, ses kayıtları, tapeler 17-25 Aralık tarihinde düzenlenen ve Türkiye’de darbe giriÅŸimi olarak yargılanan operasyonlardan elde edilmiÅŸ.

- Aslında 15 Temmuz darbe giriÅŸiminde FETÖ ile ABD iÅŸbirliÄŸinin olduÄŸunu düşünen Türkiye, bu davada savcıların sunduÄŸu belgeleri delil olarak Washington’a gönderebilir.

- Savcının en büyük tanığı olarak çıkardığı David Cohen eski CIA BaÅŸkan Yardımcısı, para avcısı olarak tanınıyor ve Amerikan Hazine Bakanlığı’nda da baÅŸkanlık yapmış bir insan. Yıllardır Hakan Atilla ile görüştüğü biliniyor ve hatta Hakan Atilla ilk tutuklandığı gün “Onu tanıyor musunuz?” diye FBI yetkililerine sormuÅŸ, ama buna raÄŸmen onun tutuklanmasını da içeren planın yapılmasında David Cohen’in de büyük rolü olduÄŸuna inanıyorum ben. Çünkü eski bir CIA görevlisi olarak bu, onun görev tanımları arasında yer alıyor.

- Cohen, Amerikan devletinin terör finansmanı konularını araÅŸtıran en önemli yetkilisi. EÄŸer Türkiye’ye de bir terör finansmanı iftirası atılacağı, bu davada ortaya çıktığı gibi doÄŸruysa, bunun da hazırlığını DavidCohen’in başını çektiÄŸi devlet birimlerinin yapmış olması büyük ihtimal.

- Davada Deutsche Bank ve Citibank’ın terörün finansmanının takibini iyi bilen üst düzey yetkilileri savcı tarafından tanık olarak getirildi; onlar da Türk bankalarından yapılmış olduklarını söyledikleri bazı iÅŸlemleri anlattılar.

- Savcılığın delil olarak sunduÄŸu evrakları getiren firari eski polis, hiç durmadan Türkiye’de olduÄŸunu, hukukun olmadığını, yasal güvencelerin kalmadığını iddia etti ve ErdoÄŸan’ı suçladı. Savcılık bunu devlet kayıtlarına geçirdi.

Bana uzun zamandır Washington’daki baÄŸlantıları çok iyi olan Amerikalı gazeteci arkadaÅŸlarım, PYD’lilerin ve Åžam rejiminin, yakaladıkları El Kaide’cilerin sorgulamalarından çıktığını söyledikleri ve Türkiye baÄŸlantılarını gösterdiÄŸini iddia ettikleri dokümanları CIA’ya verdiklerini ve bunların Washington’da bir dosyada toplandığını anlatıyorlardı.

Başımıza belanın, komplonun nasıl adım adım örülmekte olduğunu görüyorsunuz değil mi?

Yani Washington’da, ABD’nin bugün açıklanabilecek yeni ulusal güvenlik stratejisi konsepti doÄŸrultusunda ‘Türkiye’yi hedefe koyma kararı’ çoktan verilmiÅŸ, ama son günlerde bu davayla bundan sonra yapılacak iÅŸlere de yasal kılıf hazırlanmaya çalışıldığı ortaya çıktı.

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.