Sosyal Medya

Güncel

Rıza Sarraf'ın Türkiye'de ki eski avukatı Prof. Ersan Şen: Zarrab rüşvet verdim demedi!

Prof. Ersan Şen, ABD'de yargılanan ve 'tanık' sıfatıyla ifade veren Reza Zarrab'ın iddialarıyla ilgili akıllardaki tüm sorulara cevap verdi.



ABD'de devam eden davada Reza Zarrab itiraflarına devam ediyor. Zarrab, geçen 3 günde verdiÄŸi ifadelerde Ä°ran ile iliÅŸkili iÅŸlemlerin Halk Bankası’nda yapılması için eski genel müdür Süleyman Aslan’a rüşvet verdiÄŸini iddia etti.

Süleyman Aslan'ın o dönem avukatlığını yapan Prof. Ersan Şen ise böyle bir ifadenin kullanılmadığını söyledi.

Prof. Ersan Åžen, Zarrap davasıyla ilgili olarak akıllardaki tüm sorulara cevap verdi.

Ä°ÅŸte Gazete Habertürk'ten Kübra Par'ın röportajı:

"ZARRAB’IN ABD’DEKÄ° Ä°FADELERÄ°NDEN HAREKETLE TÃœRKÄ°YE’DEKÄ° DAVA YENÄ°DEN AÇILAMAZ"

ABD’de görülen davada Reza Zarrab’ın sanıklıktan tanıklığa geçmesi, Türkiye için ne anlam ifade ediyor?

Zarrab’ın sanıklıktan tanıklığa geçmesi meselesinin esasında Türk hukukunda karşılığı yok. Çünkü bizde savcı pazarlık yapmak suretiyle, “Ben bu davada bu kiÅŸiyi tanık olarak dinleteceÄŸim, sanık olarak yargılanmasını istemiyorum” diyemez. Bizde etkin piÅŸmanlık vardır ama yetki mahkemededir. ABD’de ise savcı ile Zarrab, avukatı huzurunda bir anlaÅŸmaya varmış gözüküyor. Burada bu tanıklığın doÄŸrudan Türkiye Cumhuriyeti’ni baÄŸlayan bir tarafı yok. Ã‡Ã¼nkü biz Uluslararası Adalet Divanı’nda veya BM’nin Ä°ran meselesinde tatbik ettiÄŸi herhangi bir kısıtlamayı ihlal ettiÄŸi iddiasıyla itham edilen bir ülke deÄŸiliz. Bu ÅŸahsın tanıklığının Türk hukukunda da baÄŸlayıcı bir tarafı yok. Türkiye’de bitmiÅŸ bir yargılama var. Ayrıca Türkiye Cumhuriyeti’nde Ä°ran ticareti ve yaptırımları konusunda 16 Ekim 2014 tarihinde verilmiÅŸ bir takipsizlik kararı var. 63 sahifeden ibaret bu karara da bakılıp süreç ona göre deÄŸerlendirilmelidir. Türkiye’deki yargılamanın yeniden açılması yeni delil, etkili delil ve sulh ceza hâkimliÄŸinin izniyle mümkün olabilir. Ancak bizde “Suçu kabul ediyorum” baskısı olamayacağı için verdiÄŸi ifadenin burada hukuki baÄŸlayıcılığı yoktur, dikkate alınacağını da düşünmüyorum. Özetlemek gerekirse, Zarrab’ın orada ceza tehdidi altında ifade vermesi ve bu ÅŸekilde bir usulün bizde olmaması nedeniyle burada “Yargılama sürecini tekrar açalım” denilemez.

“Zarrab’ın ABD’deki ifadelerinden hareketle, burada takipsizlik kararı verilen davanın yeniden açılma ihtimali yok” diyorsunuz, doÄŸru mu anladım?

Ben, olmayacağını düşünüyorum. Olmayacağını düşünme sebebim, ABD’nin delillerin oraya taşınmasında usule uygun hareket etmemesi ve dediÄŸim gibi Zarrab’ın ceza baskısı altında tanıklık yapıyor olmasıdır. ABD Reza Zarrab’a bu deliller üzerinden baskı yapıyor ama deliller oraya usule uygun götürülmedi. Türkiye Cumhuriyeti’nden bu belgeleri nasıl götürdünüz? Aramızda Adli Yardım SözleÅŸmesi’nin 20 ve 21’inci maddeleri var. Bunların ne ÅŸekilde Türkiye’den alınacağına dair sözleÅŸme var. Ayrıca o delillerin burada hukuka aykırı olarak elde edildiÄŸi savcılık kararlarına geçti. ABD hukuk sisteminde usule uygun toplanmayan deliller sanık aleyhinde kullanılamaz. Bunu nasıl aÅŸacaklar? O delilleri nasıl muteber hale getirecekler? 

“Milli menfaatlerimiz açısından ABD’nin bu yaptıklarına kesinlikle karşı çıkalım, fakat ortada milyonluk rüşvet iddiaları var. Burada da bunlarla ilgili soruÅŸturma açalım, toplum vicdanını rahatlatalım” de düşünenler de. Bu soruÅŸturma zaten yürütüldü. Bu soruÅŸturmalarda uygulanan usulsüzlükler her ÅŸeye mani oldu. Ama bunların baÅŸlangıcı 2007’lere dayanıyor. O zaman sessiz kalırsan, önünü açarsan, o senin baÅŸbakanını da dinler. EÄŸer hukuk varsa eÄŸilip bükülmemeli ama herkese uygulanmalı. Zaten Türkiye’nin ana sorunlarından birisi bu. Siz kuralları doÄŸru dürüst koyacaksınız ama kiÅŸiye göre uygulamayacaksınız. Hukukun üstünlüğü budur. Ama ‘Türkiye Cumhuriyeti bu ticareti yapmalı mıydı?’ konusunu tartışabiliriz. Ben yapılması gerektiÄŸini söyleyenlerdenim.

"DELÄ°L TOPLAMA TEKNÄ°KLERÄ° HUKUKA AYKIRIYDI"

Bugünden bakınca iÅŸin içinde FETÖ’nün olduÄŸunu görüyoruz ama delillerin usule uygun toplanmadığını neye dayanarak iddia ediyorsunuz?

17 Aralık döneminde bizim ortaya koyduÄŸumuz en önemli savunma ÅŸuydu: Süleyman Aslan’ın genel müdürü olduÄŸu Halk Bankası’nın merkezi Ankara’da ve bölge müdürlüğü Ä°stanbul AtaÅŸehir’de. Yani Ä°stanbul Anadolu Adliyesi mıntıkasında. Buna raÄŸmen neden ÇaÄŸlayan’daki Ä°stanbul Adalet Sarayı’nın soruÅŸturmasına tabi tutulduÄŸu sorusunun cevabını bir türlü bulamadık. Söylenen ‘örgüt üyesi’ olduÄŸuydu ama tutuklandığı anda bile örgüt üyeliÄŸinden tutuklanma gerekçesi yoktu. Åžahsa atfedilen yegâne suçlama, kamu bankası yöneticisi olarak bahse konu Zarrab’dan birkaç defa rüşvet almasıydı. Belki soruÅŸturmada geçen bir bakanı tanıyabilir ama suça konu fiiller itibarıyla baÅŸka birisiyle ilgisi yoktu.SoruÅŸturma ilgisiz iddialardan baÅŸlamış. Zarrab ve etrafındaki birkaç kiÅŸi öncesinde takip ediliyor ama o dönemde rüşvet iddiası yok. 2007-2008’de aralıklarla birtakım takipler olmuÅŸ ancak 2012’ye geldiÄŸinizde polisin birdenbire hareketlendiÄŸini görüyorsunuz. Zarrab’la ilgili “Bu ÅŸahıs kaçakçılık yapıyor olabilir, para aklıyor olabilir” ÅŸeklinde ihbar niteliÄŸinde e-postalar ve fakslar geliyor. Ä°stanbul Emniyeti, Eylül 2013’te birdenbire bununla ilgili harekete geçmek istiyor ve Ä°stanbul Adalet Sarayı’ndaki savcılıktan talepte bulunuyor. Birkaç gün içinde telefon dinleme ve teknik takip, ardından izleme baÅŸlıyor. Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 135 ve 140. maddelerine baktığınızda, son çare olan telekomünikasyon yoluyla yapılan iletiÅŸimin denetlenmesine baÅŸvurulabilecek hiçbir yasal altyapı yok ama Süleyman Aslan’la ilgili dinleme kararını ilk defa o zaman alıyorlar. Hukuku eÄŸip bükemezsiniz. O süreçte delil toplama teknikleri olarak iÅŸletilenlerin kanaatimce tamamı hukuka aykırıdır.

"O PARALAR SÃœLEYMAN ASLAN’A Ä°ADE EDÄ°LMEDÄ°"

Türkiye’de o günlerde görülen davaya geleceÄŸim ama önce ÅŸunu sorayım; siz o dönem Süleyman Aslan’ın avukatıydınız. Hâlâ avukatı mısınız?

Vekâletnamem var ama şu an aktif bir işini takip etmiyorum.

Bu sizin tercihiniz mi, onun mu?

Bu bir tercih deÄŸil. Ben bu iÅŸe 17 Aralık 2013 tarihi gecesi sabaha karşı girdim ama Süleyman Aslan’ın veya bir yakınının davetiyle deÄŸildi. Beni çağıran, Halk Bankası yönetimiydi. GittiÄŸimde ÅŸahsın ev ve iÅŸyeri araması bitmiÅŸti, polisler henüz çıkmamıştı. Kendisini orada deÄŸil, götürüldüğü emniyet binasının nezarethanesinde, zannediyorum 18 Aralık 2013 gecesi 01.30- 02.00 sıralarında gördüm. Öncesinde tanışmıyorduk. Bu iÅŸle sınırlı olarak avukatlığını yaptım.

Ä°liÅŸkiniz tam ne zaman bitti?

16 Ekim 2014’te takipsizlik kararının verilmesi ve devamındaki 1-2 ayda o iÅŸin sonuçlarının takip edilmesinin ardından, yani 2014 sonu itibarıyla avukatlığım sonlandı. DediÄŸim gibi, vekaletnamesi hâlâ mevcut ama aktif bir dosyasını takip etmiyorum.

"ÅžU AN NEREDE, BÄ°LMÄ°YORUM"

Zarrab’ın ABD’de yargılandığı bugünlerde Süleyman Aslan sizinle irtibata geçti mi? Nerede olduÄŸunu biliyor musunuz?

Avukatlık Kanunu sınırları çerçevesinde konuÅŸmak durumundayım; irtibata geçmedim, nerede olduÄŸu konusunda da bilgim yok. BaÄŸlantımız, o dosya kapandıktan sonra bir müddet meseleyi deÄŸerlendirmenin ötesinde devam etmedi. 
Halk Bankası Genel Müdürlüğü görevinden alındıktan sonra Halk Bankası Yönetim Kurulu üyeliğine geçmişti. Sonra da Ziraat Bankası Yönetim Kurulu üyesi oldu.

Şu an aktif görevi nedir, biliyor musunuz?

Bunların hepsini sizin kadar biliyorum. 

Amerika’da görülen davada, Hakan Atilla’nın Süleyman Aslan’a yönelik bazı ithamları var. Atilla’nın avukatı Victor Rokko, “Süleyman Aslan, Zarrab’dan utanmazca rüşvet aldı” diyor. Zarrab da mahkemedeki açıklamalarında Aslan’a rüşvet verdiÄŸini söyledi. Söz konusu dönemde Süleyman Aslan’ın avukatlığını yapmış biri olarak bu iddialara ne diyorsunuz? Siz Aslan’ın rüşvet aldığını düşünüyor musunuz?

Benim kendisini tanıdığım dönem, 17 Aralık 2013 sonrasıdır. Evveliyatıyla ilgili bilgimin olabilmesi mümkün deÄŸil. BildiÄŸim, savunmasını dinlediÄŸim kiÅŸi rüşvet suçlamalarının hepsini reddetti, “Mesleki kuralların bana tanıdığı yetkiler ve haklar çerçevesinde hareket ettim” dedi. Bunları sorgusunda ve poliste verdiÄŸi ifadede de teknik olarak açıkladı. Yani hukuki yardım verdiÄŸim sırada kendisi rüşvet aldığı ya da Zarrab’ın rüşvet verdiÄŸi yönünde herhangi bir açıklamada bulunmadı. Evindeki aramada bulunan paralarla ilgili “Bunlar benim herhangi bir iÅŸi yapıp yapmama karşılığında aldığım paralar deÄŸil” dedi.

Ayakkabı kutularında bulunduğu söylenen, bir iddiaya göre 4.5 milyon dolar, başka bir iddiaya göre 2.5 milyon dolar artı 2.5 milyon Euro olan paralardan söz ediyorsunuz...

Evet, o civarlarda. Farklı para çeÅŸitleri olduÄŸu için ikinci söylediÄŸinizin olma ihtimali var. Kendisi bunların hiçbirini geri almadı. Hep söylediÄŸi ÅŸuydu: “Hodri meydan, benim mesleki olarak Türk kanunları çerçevesinde bu ÅŸahıstan rüşvet almam karşılığında yaptığım bir iÅŸ var mı?” Halk Bankası’ndan gelen raporlar ve savcılığın araÅŸtırması sonucunda, Süleyman Aslan’ın böyle bir suiistimali olmadığı görülüyor. Suiistimal olmadığına göre neyin karşılığında neyi alacaksınız?

“Suiistimal yok”tan kastınız nedir?

Usulsüz bir kredi açmak, vermemesi gereken komisyon oranlarını vermek, yapmaması gereken bir iÅŸi menfaat karşılığında yapmak gibi bir suiistimali yok. Bir banka genel müdürü olarak bu ÅŸekilde hiçbir iddiayı kabul etmediÄŸi gibi, hakkında bir kamu davası açmayı yeterli kılacak delil de bulunmadı. Sonuçta sayın savcı, kovuÅŸturmaya yer olmadığına karar verdi. Zaten bu, Süleyman Aslan’ın veya benim tasarrufumda olamaz. Ben, hukuki yardımda bulunan olarak Süleyman Aslan hakkında ortaya konulan iddiaları, tabii ki onun avukatı olarak destekleyen durumunda olurum. Süleyman Aslan, bu paraların hangi amaçla verildiÄŸini ve nereye harcanacağını ifade etti ve bunlara ait belgeleri de dosyalara koydu. Bu konuda tanıklar da dinlendi.

O paraların Makedonya’daki Balkan Ãœniversitesi ve Çorum Osmancık Anadolu Ä°mam Hatip Lisesi’nin yapımı için kendisine teslim edilen bağışlar olduÄŸunu iddia etmiÅŸti, deÄŸil mi?

Evet, savunması bu şekildeydi.

Sonradan bu okullar yapıldı mı peki?

Evet, bildiÄŸim kadarıyla Balkan Ãœniversitesi’ne daha önce de ödeme gitmiÅŸ. Sonra Çorum Osmancık Lisesi’nin ödemesi de ilgili yere gönderildi. Devamını ben bilemem ama kendisinin benim bilgim dahilinde iade aldığı herhangi bir para yok. Olsa benim haberim olurdu.

Yani ayakkabı kutularından çıkan paralar Süleyman Aslan’a iade edilmedi mi?

Ayakkabı kutularında çıktığı iddia edilen paralar, avukatlığını yaptığım dönemde, Süleyman Aslan’a herhangi bir ÅŸekilde iade edilmedi.

"20 BÄ°N EURO’SU ONUNDU"

Ama “Paranın ‘bağış’ olduÄŸu iddia edilen 1 milyon Euro’luk kısmı Ãœsküp EÄŸitim Vakfı Türkiye TemsilciliÄŸi’ne iade edildi. Ancak savcı, adli emanette tutulan 1 milyon 500 bin Euro ve 2 milyon 500 bin dolarla ilgili herhangi bir karar almadı” ÅŸeklinde bir haber çıkmıştı.

Hâkim rüşvet ve örgüt mensubiyeti suçlamasından kovuÅŸturmaya yer olmadığına dair karar verdi ama o para Yardım Toplama Kanunu’na muhalefet oluÅŸturabileceÄŸi gerekçesiyle baÅŸsavcılık tarafından Ä°stanbul ValiliÄŸi’ne gönderildi. “Bu bir yardım” deniyor ya, yardımsa bunun Yardım Toplama Kanunu çerçevesinde olması gerekir. O dönemde, paranın içinde ufak bir meblaÄŸ Süleyman Bey’in parası vardı.

“Ufak bir meblaÄŸ”dan kastınız nedir?

20 bin Euro veya 25 bin dolar diyebilirim. O kendi birikimiydi. Ancak kendisinin bu parayla ilgili de bir talebi olmadı. Benim bildiğim kadarıyla geri verilmedi.

Ä°yi de milyon dolarlar deÄŸerindeki o paralar neden evindeymiÅŸ, kim vermiÅŸ?

Biz avukatlar, temsil ettiÄŸimiz insanları sıkıştırmayız; onların anlatımlarına ve savunmalarına baÄŸlı kalırız. Zaten savunmasına inanmıyorsan kabul etmezsin, çekilirsin. Süleyman Aslan uzun ifadesini kollukta, kısa ifadesini savcılıkta verdi. Savcı benim ısrarlı talebimle Aslan’ı kısaca dinledi ama hemen tutukluluÄŸa sevk etti. Kanaatim odur ki o anda tutuklanmasını gerektirecek hiçbir ÅŸart da gerçekleÅŸmemiÅŸti. Örgüt mensubu olarak da hakkında hiçbir zaman somut iddia ortaya konulamadı. Sırf o dosyayı Ä°stanbul ÇaÄŸlayan’a çekebilmek için yapıldı. Nitekim bir müddet de tutuklu kaldı, sonra serbest bırakıldı ve yargılama süreci tutuksuz devam etti.

 

"Ä°STERSE YÄ°NE AVUKATLIÄžINI YAPARIM"

O günlerde, “Süleyman Aslan’ı kurban ettiler” demiÅŸtiniz. Bugün hâlâ bir kurban olduÄŸunu düşünüyor musunuz?

O zaman ne söylemişsem, şimdi de arkasındayım. Çünkü ben avukatım, profesyonel meslek icra ediyorum. İşlerini aldığım insanlarla ortak değilim, onların hayatları hakkında kararlar veremem. Aynen sizin icra ettiğiniz gazetecilik mesleğinde olduğu gibi objektif kriterlerle maddi hakikate ve adalete ulaşılması için çaba gösteririm. Dolayısıyla, duygularımla hareket etmem, hareket etmem de beklenmesin.

Subjektif bir soru sorayım; Süleyman Aslan, Ersan Åžen’in vicdanında masum mudur, deÄŸil midir?

O dönem söyledikleri kendisini de beni de bağlar. Avukatlık benim için kutsal bir meslektir. Sır saklama yükümlülüğümüz var. Elbette vicdanınızla hareket edersiniz ama takdir edersiniz ki ifa ettiğiniz mesleğin size öngördüğü birtakım kurallar vardır. O kurallar çerçevesinde savunduğum bu kişinin ifadesi ne ise biz de onu o ifade çerçevesinde temsil etmişizdir.

Süleyman Aslan ÅŸimdi size gelip “Avukatlığımı üstlenir misiniz?” dese. kabul eder misiniz?

Evet, ederim. Netice itibarıyla şu anda vekâlet ilişkim devam ediyor. Devam etmemde hukuki veya vicdani anlamda bir sakınca yok. Bu bir tecrübe.

“Avukatlık masraflarını banka mı ödeyecek, ÅŸahsı mı ödeyecek?” tartışmaları olmuÅŸtu. Sonuçta kim ödedi?

Ödeme banka tarafından yapıldı. Kendisi de yapabilirdi, ama neticede bankacılık faaliyetleri çerçevesinde gerçekleÅŸtiÄŸi iddia edilen olaylar vardı. Halk Bankası’nın ABD’nin kanunlarını ihlal edecek ÅŸekilde birtakım ticari faaliyetlere girdiÄŸi söyleniyor. Bu bankacılık faaliyetleri bu kadar büyük ölçekte olduÄŸunda, sadece Süleyman Aslan tarafından gizli yapılabilir mi? Neticede zaten Sayın CumhurbaÅŸkanı da Ä°ran’la yapılan ticaret konusunda bir sorun görmüyor, ama kanaatimce onun dışında birtakım iddialar varsa, iddia eden iddiasını hukuka uygun yöntemlerle ispatlamak zorundadır.

"REZA ZARRAB RÜŞVET VERDİM DEMEDİ"

Peki siz Reza Zarrab ile tanışıyor musunuz?

Bu soruşturma sürecinde tanıdığım bir insan. Şahsen cezaevinde konuşmuşluğum var ama dışarıda görüşmüşlüğüm veya öncesinde tanımışlığım yok.

Kaç kez görüşmüştünüz?

2-3 kez. Bilgilerim itibarıyla, bugün ABD’de verdiÄŸi ifadelere benzer bir ifadesi olmadı.

“Rüşvet verdim” diye bir ifadesi olmadı mı yani?

Hayır, olmadı.

Zarrab bu iÅŸleri çevirirken, bu tür ticari iliÅŸkileri yürüten herhangi bir insandan farklı olarak; gündelik hayatta öne çıktı, gece ortamlarında racon kesti, bu memleketin vergi veren vatandaÅŸlarının yüzüne karşı “Gayri safi milli hasılanızı ben karşıladım” gibi ÅŸeyler söyledi. Reza Zarrab’ın bu korkunç imajı da kamuoyunda bu dava ile ilgili algıyı etkilemiyor mu?

Zarrab’ı temsil etmedim. Bu dosya nedeniyle tanıdığım biri. Onun davranışlarının toplumda ortaya çıkardığı etki üzerine yapacağım yorumlar isabetli olmaz

"BU SÜREÇTE MİLLİ MENFAATLERİMİZİN YANINDA DURMALIYIZ"

Sizce bu davaya karşı çıkmak bir yurtseverlik ölçütü mü? Milli çıkarlar ile rüşvet iddiaları birbirine karışmıyor mu?

Toplumda yanlış bir algı var. ABD orada, Türkiye’de görülen yargılamaya yönelik suçları ya da rüşvet iddialarını yargılamıyor. Böyle bir yetkisi yok. Dolandırıcılık suçu, ancak hileli hareketlerle ve esaslı hataya düşürme ile mümkündür. Bu konuda ABD’nin ve bankalarının Ä°ran ticareti kapsamında dolandırıldığı söylenebilir mi? Bu suç, ABD’ye gitmeden, ABD vatandaşı ve ÅŸirketi olmayan bir kiÅŸi veya ÅŸirket tarafından nasıl iÅŸlenebilir? ABD ÅŸu an ‘uzun kol yargı yetkisi’ni iÅŸletiyor. Ama ABD’nin Türkiye Cumhuriyeti’ne bu ÅŸekilde bir dayatma yapma hak ve yetkisi yok. “Sen doÄŸalgaz ve petrol alabilirsin, BM ile kendi iÅŸin neyse görebilirsin ancak benim paramı ve benim bankamı kullanarak yapacaksın” diyor. Çünkü dolar kullanıyorsam onun sisteminden geçmek zorundayım. Dolayısıyla, seni mecbur bıraktığı parasıyla esasında senin içiÅŸlerine karışıyor. Burada yapılan ticarette, Halk Bankası para kazanmıştır. Kayıtlara geçmiÅŸtir; 320 milyon TL gibi bir paradan bahsediliyor. Türkiye Cumhuriyeti, Ä°ran’la tarihinde olmadığı kadar ticaret yapmıştır. Bu süreçte Türkiye’nin milli bir bankasının zarar görme ihtimalini dikkate aldığımızda, elbette bu süreçte milli menfaatlerimizin yanında durmak lazım.

"ABD’NÄ°N TÃœRKÄ°YE CUMHURÄ°YETÄ°’NE BU ÅžEKÄ°LDE BÄ°R DAYATMA YAPMA HAK VE YETKÄ°SÄ° YOK"

“Biz Ä°ran’dan petrol ve doÄŸalgaz almak zorundayız, muhtacız ve komÅŸuyuz. Türkiye Cumhuriyeti ÅŸu anda BirleÅŸmiÅŸ Milletler AntlaÅŸması’nı ihlal etmekle de itham edilmiyor. ABD, “Sen benim bankalarımı dolandırdın. EÄŸer dünya üzerinde Amerikan parasıyla alışveriÅŸ yapıyorsan bu birkaç ÅŸekilde mümkün: Bir, Hong Kong, Tokyo, Manila, Singapur’dan iÅŸlem yapacaksın. Onlara benim paramı iÅŸletme imkânı veriyorum. Ä°kincisi, New York’taki bankalarımın yurtdışındaki temsilcilikleri. Ya da sen dolar cinsinden döviz gönderiyorsan, burada Amerikan Hazinesinin gözetleme yetkisi verdiÄŸi bir bankanın kontrolünden geçeceksin. Sen burada bunları kandırdın” diyor. Nasıl kandırdım! Mülkiyet sistemine göre kandırdığını iddia ettiÄŸi ÅŸirketler Amerikan ÅŸirketi deÄŸil. Amerikan vatandaşı veya Amerikan ÅŸirketi olsa sen bunu dünyanın her yerinde tatbik edebilirsin, ama “Türkiye’den de bunu yaptıysan Amerikan bankalarını yanılttın” diyor. Ayrıca mahkemede bazı sorularda, Türk parası cinsinden yapılan ticarete de müdahale etmeye kalktıklarını gördüm. Rüşvet iddialarının senin davanla ne ilgisi var? Zaten ÅŸahıs söylüyor. EÄŸer onun söylediklerine inanacaksan, bunlarla nereye varmaya çalışıyorsun?

Netice itibariyle siz bununla iç siyaseti de ÅŸekillendirebilirsiniz. Amerika BirleÅŸik Devletleri bu tip konuları kullanabilir. Türkiye’de kimi kesimler “Rüşvet gibi birtakım iddialar olmasaydı, biz bu meselenin arkasında dururduk” diyor. Birileri, “Siz ABD’nin gücünü biliyorsunuz, niye buna raÄŸmen yaptınız?” sorusunu sorarsa oturup bunu özeleÅŸtiri ÅŸeklinde tartışırsınız. Biz bunu konuÅŸamıyoruz; biz ÅŸu an Zarrab’ın kime ne verdiÄŸini konuÅŸuyoruz. Böylece içeride birleÅŸemeyerek ve buradan kendine yönelik sonuçlar çıkarmak suretiyle, ABD’de yürüyen bu davanın neredeyse içerideki siyaseti dizayn etmesini bekliyoruz.”

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.