Sosyal Medya

Düşünce Platformu

Davamızın Gizli Kahramanlarına Selam Olsun

Reklamcılık ve vitrincilik, gösteriş ve abartılı tavırlar onların karakteriyle asla uyuşmaz. Onlar, daima gizli kahraman olmayı tercih eder. ‘Allah görsün yeter’ anlayışı temel felsefeleridir. Çileli işlerin tamamı onların sırtından geçer. Yapılan iş Allah içinse, çekilen çile ibadettir bilinciyle hareket ederler. En çok onlar terler, en çok onlar yorulur, en çok onlar eleştirilir; ama en az onlara değer verilir. En az onlar konuşturulur. En az onlar bilinir. İşte onlar Allah’ın razı olduğu meçhul adamlardır.



Abdulaziz Kıranşal - Milli Gazete
 
Bir gün Hz. Ömer yanında oturanlara: “Ecir yönünden insanların en büyüğü kimlerdir” diye sordu. Onlar da oruçtan, namazdan, çokça ibadet yapanlardan bahsettiler. Hz. Ömer: “Kimin büyük olduÄŸunu size söyleyeyim mi? Atının gemini tutarak Ä°slâm ülkesinde mücahidlik yapan, mücadele eden ve canavar mı yiyecek, zehirli bir hayvan mı sokacak, düşman mı yakalayacak diye hiç bir tehlikeyi umursamayan o meçhul adam var ya, iÅŸte o saydığınız kimselerden de, Mü’minlerin emirinden de kat kat üstündür” dedi.
 
Meçhuller, yaptıkları çalışmaların karşılığını sadece Allah’tan bekleyen adamlardır. Desinler, görsünler, bilsinler, sevsinler, övsünler diye parmağını bile kıpırdatmanın, ÅŸirk kadar büyük bir günah olduÄŸu bilinciyle tüm niyetlerini Allah rızasına endeksleyen adamlardır.
 
Reklamcılık ve vitrincilik, gösteriÅŸ ve abartılı tavırlar onların karakteriyle asla uyuÅŸmaz. Onlar, daima gizli kahraman olmayı tercih eder. ‘Allah görsün yeter’ anlayışı temel felsefeleridir. Çileli iÅŸlerin tamamı onların sırtından geçer. Yapılan iÅŸ Allah içinse, çekilen çile ibadettir bilinciyle hareket ederler. En çok onlar terler, en çok onlar yorulur, en çok onlar eleÅŸtirilir; ama en az onlara deÄŸer verilir. En az onlar konuÅŸturulur. En az onlar bilinir. Ä°ÅŸte onlar Allah’ın razı olduÄŸu meçhul adamlardır.
 
Tarih boyunca Ä°slam Davası bu meçhullerin sırtında yükselmiÅŸtir. Onlar insanlar tarafından pek deÄŸerli görülmese de, Rasûlullah’ın (s.a.s) dilinden onların dualarının asla geri çevrilmediÄŸini öğreniyoruz.
 
Efendimiz (s.a.s) bir gün ashabıyla sohbet ederken şöyle buyurdu:“Paranın, servetin ve gösteriÅŸin kölesi olan kimseler sürünsünler. Böylesi (dünya düşkünü) kimselere istedikleri makam ve menfaatler kendilerine verilirse, memnun olurlar, eÄŸer umdukları verilmez ise, kızar ve bırakıp giderler. Allah bunları kahretsin. Ama cennet ve her türlü hayır ve saadet ÅŸu kula layıktır ki O, Allah için cihad yolunda kendisini atının dizginine baÄŸlamıştır. (Yani Hakka davet için dolaşıp durmaktadır.) Onun üstü başı periÅŸandır. EÄŸer kendisine cihad teÅŸkilatında öncü hizmetlerde görev verilirse, bunu hakkıyla yapar. Yok, eÄŸer geri hizmetlerde bırakılsa, yine bütün gücüyle çalışır. Böylesi (isimsiz ve rütbesiz kahramanlar) bir meclise girmek istese, yüz verilmez. Herhangi bir kiÅŸiye aracı ve yardımcı olmak istese, iÅŸi görülmez. (Ancak, Allah katındaki deÄŸerleri ve dereceleri öylesine yüksektir ki) onların hiç bir duaları geri çevrilmez.”
 
Hadiste Rasûlullah’ın (s.a.s) övgüsüne mazhar olan ve bize örnek olarak sunulan kahramanlar, makam, mevki ve menfaat elde etmek için deÄŸil, adanmışlığın bir gereÄŸi olarak Allah’ın rızası için gayret ederler. Bu yolda kendilerine ne görev verilirse yerine getirirler. Önde ya da arkada olmak, tanınmak ya da tanınmamak onlar için önemli deÄŸildir. Önemli toplantı ve buluÅŸmalarda, meclislerde bir yerleri de yoktur. Ama Allah katında en deÄŸerli kullardandır.
 
Öyle ki Rasûlullah, bu meçhul adamları Allah’ın asla yalancı çıkarmayacağı garantisini vermiÅŸtir. Efendimiz (s.a.s) buyuruyor: “Allah’ın nice pejmürde, saçları dağınık ve eski elbiseleri olan öyle kulları vardır ki; kendilerine iltifat edilmez. Ancak onlar Allah Teâlâ’ya yemin etseler, Allah onları yalancı çıkarmaz. ” Allah’ımız bu meçhullerden olabilmeyi cümlemize nasip eylesin.

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.