Coğrafyamız
ABD'den Sudan'a 'havuç ve sopa' yöntemi
ABD'nin taleplerine karşılık Sudan'la diyalog düzeyini yükseltmesi "havuç ve sopa" yöntemi uyguladığı yorumlarına yol açtı
ABD Dışişleri Bakan Yardımcısı John J. Sullivan'ın Hartum ziyaretinde Sudan'ın terör listesinden çıkarılması konusunda görüşmeye hazır olduklarını açıklaması, bazı şartlara bağlı olsa da ilişkilerin normalleşmesi yolunda bir işaret bekleyen Hartum yönetimini şimdilik memnun etmiş görünüyor.
ABD, Sudan'a 20 yıldır uyguladığı ekonomik yaptırımları geçen ay kaldırdı. Bu kararda, Hartum'un terörle mücadelede ABD ile iş birliği, Güney Sudan'da barışın sağlanmasına destek olunması, insan haklarının gelişimi gibi konularda attığı adımlar etkili oldu.
Sullivan'ın Hartum ziyareti de yaptırımların kaldırılmasından kısa bir süre sonra 16-17 Kasım'da gerçekleşti.
Yaptırımların sürdüğü dönemde ABD'den genellikle büyükelçi, daire başkanı gibi sınırlı yetkilere sahip kişiler Sudan'ı ziyaret ediyordu. Washington yönetiminin bu kez "Dışişleri Bakan Vekili" unvanı taşıyan bir ismi Sudan'a göndererek, sorunların çözümünden ziyade iki ülke arasındaki diyalog düzeyini artırmayı ve ABD'de iç siyasete güçlü bir mesaj vermeyi amaçladığı belirtiliyor.
Ayrıca, ABD'nin taleplerine karşılık Hartum yönetimiyle diyalog düzeyini yükseltmesi "havuç ve sopa" yöntemi uyguladığı yorumlarına yol açıyor.
ABD'NİN ÜÇ TALEBİ
Sullivan, Hartum ziyaretinde resmi yetkililerin yanı sıra sivil toplum kuruluşlarından birçok isimle bir araya geldi. Görüşmelerden çıkan sonuçlara göre ABD'nin, Sudan'dan üç temel konuda talepleri söz konusu. Bunlar sırasıyla "dini özgürlükler, insan hakları ve Sudan'ın Kuzey Kore ile ilişkilerini kesmesi" olarak ifade ediliyor.
Sullivan, Hartum yönetimden dini özgürlüklere ilişkin yuvarlak masa toplantısı düzenlenmesi, isyancı bölgelere saldırıların durdurularak ülkede kapsamlı ve daimi bir ateşkes ilan edilmesi talebinde bulundu. Sullivan ayrıca, Sudan Kurtuluşu Halk Hareketi'ne ABD yardımlarının Amerika Kalkınma Ajansı (USAID) aracılığıyla yapılmasını kabul etmeleri çağrısı yaptı.
ABD'li Bakan Yardımcısı, Sudan'dan ayrılmadan Kuzey Kore ile ilişkilerin kesileceği konusunda da söz aldı. Zaten görüşmelerin başlangıcında Sudan Dışişleri Bakanı İbrahim Gandur, ülkesinin Kuzey Kore ile ticari ya da askeri herhangi bir ilişki içinde olmadığına dair açıklamalarda bulunmuştu.
HARTUM'UN Ä°STEKLERÄ°
Sudan'ın Washington'dan beklentileri arasında ise ABD Dışişleri Bakanlığı tarafından hazırlanan "teröre destek verenler" listesinden çıkarılmak ilk sırada yer alıyor. İkincil hedeflerin başında da borçların silinmesine ilişkin girişimde bulunma fırsatı ve Amerikan yardımlarından faydalanmak geliyor.
Hartum yönetimi, Sullivan'ın ziyaretinde, adının "terörü destekleyen ülkeler" listesinden çıkarılacağına dair kesin bir söz alamadı. Amerikalı diplomat bu konuda açık bir ifade kullanmadığı gibi kendisine yöneltilen sorulara da kaçamak cevaplar verdi. Sudan için hayati öneme sahip "teröre destek veren ülkeler" listesinden çıkarılmasıyla ilgili Sullivan'dan sadece "bu konuda görüşmeye hazır olduklarına" dair bir açıklama geldi.
Ayrıca Sullivan'ın, Sudan'ın ekonomik yaptırımların kaldırılması için ABD'nin şartlarını yerine getirmekte gösterdiği çabaya ilgisiz kalması ve bunları çok fazla dile getirmemesi de gözlerden kaçmadı.
Sullivan yeni süreci "yeni yol haritası" şeklinde isimlendirmese de "dini özgürlükler, insan hakları ve çeşitliliğin korunması" diye özetlenebilecek konulara yoğunlaşmasıyla ülkesindeki lobilere ve insan hakları gruplarına sunacağı dosyaları oluşturmuş oldu. Sullivan, ABD'nin siyasal, dini özgürlükler ve insan hakları temelli ilkeleriyle uyumlu dış politika yapılmadığına dair Donald Trump yönetiminin maruz kaldığı eleştirilere bir nebze cevap verme imkânı elde etmiş oldu.
Her şeye rağmen Hartum yönetimi bu ziyaretle iki ülke arasındaki geçmişteki diyalog dosyalarının takibi için resmi görüşmelere başlanmasından memnun görünüyor.
ABD'NÄ°N SUDAN POLÄ°TÄ°KASI
ABD-Sudan ilişkilerine dair çalışmalarıyla bilinen Sudanlı gazeteci Halid Abdulaziz ise Sullivan'ın ziyaretinin daha çok ABD içine yönelik mesajlar içerdiği görüşünde.
AA muhabirine değerlendirmede bulunan Abdulaziz, "Dini özgürlükler ve insan haklarının ABD'nin Sudan için öncelikli konuları arasında yer aldığını düşünmüyorum. Bu, yalnızca Amerika'nın içine verilecek bir mesaj." dedi.
Abdulaziz, "Duyurusu yapılmamış olan güvenlik, istihbarat, siyaset ve yargıya ilişkin konuların, iki ülke arasında normalleşme gerçekleşmeden çözülmesi mümkün görünmüyor. Bu konuların başında Kenya ve Tanzanya'nın başkentlerinde 7 Ağustos 1998'de saat 10.30'da eş zamanlı ABD elçiliklerindeki patlamalar, 2000 yılında Yemen'de Amerikan silahlı kuvvetlerine ait bir gemiye saldırılardan doğan tazminat konuları yer alıyor." ifadelerini kullandı.
Saldırılarda ölenlerin ailelerine tazminat ödenmeden ABD Kongre üyelerinin Sudan'ı terör listesinden çıkarma konusunda olumlu oy kullanmasına ihtimal vermeyen Abdulaziz, "Kongrenin onayı için ABD'nin Sudan yönetiminde aşırı ve cihatçı olarak nitelediği kimselerin karar mekanizmasından uzaklaştırıldığından emin olması gerekiyor." dedi.
Abdulaziz, ABD'nin Sudan'da yönetim değişikliğinden ziyade, kendisi için stratejik öneme sahip Afrika Boynuzu ve Kuzey Afrika bölgelerinin güvenliğini önemsediğini belirtti.
Sudanlı gazeteci Abdulaziz, ABD Dışişleri Bakan Yardımcısı Sullivan'ın ziyaretine ilişkin ise, "Washington, 'Kuzey Kore'nin yalnızlaştırılması' ve 'Trump yönetiminin özgürlüklerden taviz vermediğinin' ispatı olarak, insan hakları lobilerinin rahatlatılması şeklinde özetlenecek isteklerini elde etmiş görünüyor. Tüm bunları Hartum'a büyük havucu vermeden elde etti." değerlendirmesinde bulundu.
Henüz yorum yapılmamış.