Özel / Analiz Haber
Dilipak: Türkiye Dünya mazlumlarının yükselen sesi olacak!
Yeni Akit Gazetesi yazarı, gazeteci-yazar Abdurrahman Dilipak ile Ak Partide yaşanan değişim rüzgarını, bölgemizdeki gelişmeleri ve mütedeyyin kitlenin iktidarda ki yerini konuştuk.
DÜŞÜNCE MEKTEBİ / SÖYLEŞİ
-Siz özellikle Müslüman hassasiyetli kitlenin yakından takip ettiÄŸi bir kiÅŸisiniz. Sizce son dönemde kendini “Ä°slamcı” bir kimlik ve çizgide gören kitle ve aydınları belli konularda incitildiÄŸini düşünüyor musunuz?
-Evet. Hem birbirimizi incitiyoruz, hem baÅŸkaları, ötekiler saldırmaya devam ediyor. Biz “mürteci” deÄŸil miyiz! Ötekileri anladım da peki biz niye birbirimize zarar veriyoruz? Hani hakeme gidecektik, hani arabulacaktık.. Dedikodu, gıybet, iftira bize yakışıyor mu?
Akıllılarımız aklının kibri ile maÄŸrur, avam ise bilgisizliÄŸinin kurbanı. Söz konusu olan “Biz” isek, hem inciniyoruz, hem de incitiyoruz, aynı zamanda. Merhametimiz gazabımıza, sevgimiz nefretimize galib gelmeli. Ä°stiÅŸare ve ÅŸurayı ihmal etmemeliyiz. Ãœstünlük kurma çabalarından vazgeçmeliyiz. Aynı ÅŸeyi düşünmüyor olabiliriz. Ä°ttifak ettiÄŸimiz zaman birlikte hareket etmemiz gerek, ihtilaf ettiÄŸimiz zaman birbirimizi mazur görürüz. Kendisi gibi düşünmeyeni Tekfir, hızına alamayıp iftiraya varan sözler bize yakışmıyor.
-İktidar bloğu nasıl bir kompozisyon arz ediyor? Politik anlamda Mütedeyyin kitle iktidarın neresindedir?
-Mevcut iktidar merkezinde mütedeyyin gelenekten gelen insanların olduğu, ama İttifak ve itilaflarla zenginleştirilmiş bir kitle partisi. Mütedeyyin insanlar da uyumlu bir bütünü ifade etmiyor. Asıl sorun da burada. Bir de makam, para ve iktidarla yeni tanışanların zaafları, tecrübe eksikliği büyük sorun. Müslümanlar da artık kendi içlerinde mezhebi, tarikata dayalı, etnik, ideolojik, felsefi, vijdani kanaat farklılıklara sahip grupcuklar oluşturuyorlar ve kendi aralarında da bir uyum yok. Sorunun kaynağında da bu var.
'ÖZGÜR GAZZE HAREKETİ' BAŞARILI OLDU
-Mavi Marmara Davasında İsrail ile yapılan anlaşmayı siz tam olarak nasıl okumaktasınız? Aradan belli bir süre geçti ne kazanıldı neler kaybettik?
-Mavi Marmara, aslında George Galavi isimli bir İngiliz aktivistin daveti ile başlayan uluslararası bir hareketin, Türkiye halkası. Hareket,
gayesine ulaştı. İsrailin saldırgan politikası İsrail için bir felakete dönüştü. Tabi Mavi Marmara operasyonunda şehidlerimiz de var, gazilerimiz de..
Ä°HH sivil bir örgüt olarak kendi yol haritasını çizecek, “Özgür Gazze Hareketi”nin bileÅŸenleri olarak uluslararası örgütler kendi yol haritasını çizecek. Gemide bulunanlar kendi kararlarını kendileri verecek. Ä°ktidar ise siyasi olarak kendi kararını verecek. Bu aktörler aynı ÅŸeyi düşünmüyor olabilirler. Ya da farklı öncelikleri olabilir.. Buradaki farklı duruÅŸları ihanet ya da kavga, suçlama vesilesi olarak görmemek gerek. Kazanan Anti Siyonistler ve Gazze oldu, Kaybeden Siyonistler ve Ä°srail yönetimi.
-Suriye ve Mısır meselesinde bir politika değişikliği mi oluyor? Böyle bir politika gerçekleşirse önceki politikamızı yanlış mı addedeceğiz?
-Politika, zaman, mekan ve şartlara bağlı olarak değişkenlik gösterir. Zaten Politika bunun için var. Değişen şartlara uyum sağlayamayan bir politikanın başarılı olması da mümkün değil. İddia ve ilkelerinizde bir sapma var mı, ona bakmak gerek. Politika değişikliği, bir önceki politikanın yanlış olduğunu göstermez. Kaldı ki, yanlış da yapılmış olabilir. Siz doğru bir karar verirsiniz, şartlar çok farklı gelişir ve yanlış bir sonuçla da karşılaşabilirsiniz. Her zaman evdeki hesap çarşıya uymaz.
Ä°nsan hata yapar. Bakmak gerek, ihmal mi, kast mı, cahillik mi? Sonuçlarına bakarak Hz. Ali’yi, Hz. Eba Zer’i suçlayabilir miyiz? KardeÅŸleri Hz. Yusuf’u kuyuya attı diye, Hz. Yakub’u mu suçlayacağız?
FETÖ'YE ZEMİN HAZIRLAYAN ŞARTLAR DEVAM EDİYOR
-Bir aralık FETÖ’yü ortaya çıkaran zihniyetin FETÖ ile mücadelenin asıl zemini olduÄŸuna dair ciddi yazılar yazdınız. Bu yazılardan sonra mücadelenin doÄŸru bir zeminde özellikle FETÖ’yü ortaya çıkaran olgulara da dokunduÄŸunu düşünüyor musunuz?
-“ FETÖ’yü ortaya çıkaran zihniyetin FETÖ ile mücadelenin asıl zemini olduÄŸu” deÄŸil, FETÖ ile mücadele edenlerin bir kısmının, daha düne kadar bu yapı ile kolkola olduÄŸunu ve bu konuda kendi içlerinde özeleÅŸtiri yapmadan, bildiklerini paylaÅŸmadan ÅŸimdi FETÖ’ye karşı mücadele etmelerinin çok doÄŸru bir yöntem olmadığını söylüyorum.
Tek bir FETÖ yok. Mücadele konusunda eksikler va yanlışlıklar var. Ama şunu da görelim, herşey üstüste geldi ve çok ani gelişti.. Savaş, terör, darbe vs..
Öte yandan FETÖ ye zemin hazırlayan şartlar, eğitim, STK ve cemaat yapılarında devam ediyor. Bu konuda bir endişe ve sorgulama oluştu ama henüz bu süreç sağlıklı bir zemine oturmuş değil.
-FETÖ ile mücadelenin İslami kimlik ve imaja zarar verdiğine yönelik eleştirilere katılıyor musunuz? Namaz kılan insana güven azaldı mı sizce son dönemde?
-Birileri bu süreci bu yönde yorumlamaya ya da yansıtmaya çalışıyor. Her namaz kılana, sakal bırakana ya da dini yapılara karşı daha ihtiyadlı bir bakış var. Bu da normal. “Åžeytan bizi Allahla aldatmasın” Bu konuda bir ayet var biliyorsunuz. Cehennemin yolları iyi niyet taÅŸları ile döşelidir. Kedicikler var, 28 Åžubatta Kalkancı olayı var. Sütten aÄŸzı yanan yoÄŸurdu üfleyerek içer. İçimize sızan ihanet çetelerine karşı giderek artan bir hassasiyet var. Bu doÄŸru, bu bazan aşırıya da kaçabiliyor.
BİRİLERİ GÜL, ARINÇ, DAVUTOĞLU GERİ GELSİN İSTİYOR ANCAK...
-AK Parti’de bir yenilenme çabası olduÄŸunu görüyoruz. Bunun sebepleri nelerdir?
-Ä°ki günü birbirine eÅŸ olan aldanmıştır. DeÄŸiÅŸen ÅŸartlara uyum saÄŸlayamıyorsanız tasfiye olursunuz. Eski hal muhal, ya yeni hal ya izmihlal. Geç kalındı aslında ve bu bir seferlik ya da zaman zaman yapılması gereken bir iÅŸ deÄŸil. Yenilenme her zaman gündemde olmalı. “Mahkeme kadıya mülk deÄŸil” GeliÅŸme sözkonusu ise buna ayak uyduramayanlar gitmiyorlarsa gönderilirler.
-Tabanda özellikle “2002 Ruhu” söylemlerinden bahsediliyor? Nedir bu ruh, nasıl dönülür?
-KuruluÅŸtaki hedefler, ilkeler. Düne dönülmez. Kökü mazide olan ati olmaktır aslolan.. Düne dair ne varsa dünde kaldı. Birileri Gül, Arınç, DavutoÄŸlu, diÄŸerleri geri gelsinler istiyor. O günkü ÅŸartların getirdiÄŸi zorunluluklar vardı. Bugünkü Türkiye o günkü Türkiye’den çok farklı. Bölge de, dünya da. Yarın da farklı olacak. Yarın da bugüne geri dönmenin bir anlamı yok.
-Belediye başkanlarının görevden ayrılmalarını nasıl yorumluyorsunuz? Süreç iyi yönetilebildi mi?
-Geç kalındı. Bekleniyordu, devam etmesi gerekir. Süreç sabote edilmeye çalışıldı, birileri de buna çanak tuttu. Sanırım bu süreç devam edecek. Kongre sürecinde parti teşkilatları yenilenecek. Seçimlere kadar oy kaybı yaşanan, yoğun şikayet alınan, FETÖ ile iltisaklıların korunduğu, tasfiye edilmediği belediyelerde değişim talepleri devam ediyor. Süreç çok iyi yönetilmese de, herkes bu süreçten gereken dersi çıkartmış olmalı. Bundan sonrası için herkes daha dikkatli olacaktır.
-2019’a geldiÄŸimizde siz nasıl bir Türkiye görüyorsunuz? Özellikle yeni kurulan partiler ya da yeni ittifaklar CumhurbaÅŸkanı ErdoÄŸan karşısında nasıl bir politika izleyecekler?
-GeliÅŸmeler doÄŸru yönde ileri doÄŸru. Gelecek günler, geçen günleri aratmayacak inÅŸallah! Yeni kurulan partilerin ana muhalefetin, HDP’nin bütün bu olanlardan sonra ciddi bir varlık göstermesi mümkün deÄŸil. Batı kendi can derdinde. FaÅŸizm yükseliyor, kendi aralarında görüş ayrılıkları derinleÅŸiyor. Dünyanın ekonomik ağırlığı Asya’ya kayıyor. Daha güçlü bir Türkiye görüyorum. Ä°stikbal inkilabatı içinde en gür seda Ä°slamın sadası olacaktır. O sada öyle sanıyorum ki bu topraklardan yükselecektir. Biz Hakkın ve mazlum halkların, gören gözü, iÅŸiten kulağı, tutan eli, haykıran sesi olacağız. Allah bizim ellerimizle zalimleri cezalandıracak, mazlumlara yardım edecek.
Selam ve dua ile...
Henüz yorum yapılmamış.