Sosyal Medya

Aile YaÅŸam

Şiddet çocuklarda öğrenilmiş çaresizlik doğuruyor

Pdr. Özde Gül Şen, şiddet ortamında büyüyen çocukların psikolojik gelişimi konusunda bilgilendirdi.



Åžiddet ortamında büyüyen kadınların kendisini eksik, yardıma muhtaç, özgüvensiz ve basit biri gibi gördüğünü söyleyen Yön Koleji Rehberlik Danışmanı Özde Gül Åžen, "Annelerinin yaÅŸadığı ÅŸiddete tanık olan Ã§ocuklar, öğrenilmiÅŸ çaresizlik geliÅŸtirmeye baÅŸlar. Åžiddet sadece fiziksel deÄŸil aynı zamanda psikolojik ve ekonomik olarak da karşımıza çıkıyor” dedi

Kadına yönelik ÅŸiddet dünyada en yaygın insan hakları ihlalleri arasında geliyor. Bireysel olmanın yanında toplumsal temellerinin de olduÄŸu ÅŸiddet, sadece fiziksel deÄŸil aynı zamanda psikolojik ve ekonomik olarak da karşımıza çıkıyor. Åžiddet ortamında büyüyen kadınların kendisini eksik, yardıma muhtaç, özgüvensiz ve basit biri gibi gördüğünü ifade eden Pdr. Åžen, "Annelerinin yaÅŸadığı ÅŸiddete tanık olan çocuklar, öğrenilmiÅŸ çaresizlik geliÅŸtirmeye baÅŸlarlar. 'Erkeklere karşı gelinmez.' bakış açısıyla büyüyen çocuklarımız, karşı cins ile olan iliÅŸkilerinde 'sorgulamadan kabullen' ya da 'uygula' algısını bilinçaltına yerleÅŸtirirler. SaÄŸlıklı ailelerin çocuklarına baktığımızda özgüvenli, kendini ifade edebilen, hakkını savunan ve ÅŸiddeti kullanmayan bireyleri görmekteyiz” ÅŸeklinde konuÅŸtu.

Pdr. Åžen, mutlu ve bilinçli çocuklar yetiÅŸtirmek için çocukları korkutarak veya döverek deÄŸil; onların farkındalık kazanmış, mutlu bireyler olarak büyümelerinin saÄŸlanması gerektiÄŸini söyledi. Pdr. Åžen, "Bu yüzden devletimizin desteÄŸi ile toplumun her kesiminde çok derin bir bilinçlendirmeye ihtiyaç var. Aksi takdirde kadına uygulanan ÅŸiddet ve baskının önüne geçmek mümkün olmaz. 25 Kasım 'Kadına Yönelik Åžiddete Karşı Uluslararası Mücadele ve Dayanışma Günü'nde bir kez daha kadına ÅŸiddeti kınıyoruz” ifadelerini kullandı.

Şiddet, küçük yaşlarda öğrenilen bir davranıştır

Çocukluk döneminde maruz kalınan ÅŸiddetin, daha sonraki dönemlerde karşı cinse ÅŸiddet olarak devam edebildiÄŸi yönünde açıklama yapan Pdr. Åžen, ÅŸiddetin küçük yaÅŸlarda öğrenilen bir davranış olduÄŸunu aktardı. "EÄŸer psikolojik bir bozukluk yoksa ÅŸiddetten etkilenme ya da maruz kalma sonucunda her çocuk yetiÅŸkinlik döneminde ÅŸiddet unsurlarını hayatına yansıtır” diyen Pdr. Åžen, "O zaman ÅŸiddeti uygulayan kiÅŸi bu davranışı önceki deneyimlerinden öğreniyor olabilir. Maalesef evlilik sürecinde ya da iliÅŸkilerde de karşı taraf bu durumdan olumsuz yönde etkilenebilmekte” açıklamasını yaptı.

Çocuklar kendilerine en yakın kişileri rol model alır

Aile içinde ÅŸiddete maruz kalan çocukların rol model olarak kendilerine en yakın kiÅŸileri aldıklarını dile getiren Pdr. Åžen, şöyle konuÅŸtu: "Erkekten görülen ÅŸiddet sonrası 'Aslında sevdiÄŸi için yaptı' ya da 'Ben yanlış yaptığım için bunu hak ettim, cezam bu' ÅŸeklinde yaklaşımlarla ÅŸiddeti normalleÅŸtiriyorlar. Annenin bu ÅŸekilde ÅŸiddet görüyor olması ve çocukların bununla karşılaÅŸması onlar üzerinde de olumsuz bir izlenim bırakıyor. Bu ÅŸekilde zincir gibi ilerleyen ÅŸiddet davranışları günümüze kadar geliyor”

Yetiştirilme tarzı şiddete meyilde ilk sırada

Ä°nsanların çocukluk döneminde yetiÅŸtirilme tarzının ÅŸiddete meyilli olmasında ilk sırada yer aldığının altını çizen Pdr. Åžen, duygusal baskı ve sorumluluklardan kurtulma, hayal kırıklıkları için çıkış yolu bulma, Ä°steklerini gerçekleÅŸtirebilme ve empati yeteneÄŸinin olmaması gibi durumların da ÅŸiddete baÅŸvurma nedenleri arasında yer aldığını aktardı. Bu durumun kiÅŸinin geçmiÅŸ yaÅŸantısındaki eksiklikleri yansıttığını söyleyen Pdr. Åžen, "Hiçbir davranış nedensiz deÄŸildir. Erkeklerin ÅŸiddete baÅŸvurmalarında ki neden belirli yaptırımları karşısındaki kiÅŸiye uygulatabilmektir” dedi.

Kadına şiddet 3 bin yıl öncesine kadar gidiyor

Åžiddet olgusunun ortaya çıkışının insanlık tarihiyle paralel olduÄŸu bilgisini veren Pdr. Åžen, kadına yönelik ÅŸiddetin tarihine bakıldığında acı gerçeklerle karşılaşıldığını aktardı. "Yapılan çalışmalar, kadına ÅŸiddet olaylarının 3 bin yıl öncesine kadar gittiÄŸini göstermektedir” diyen Åžen, ÅŸunları söyledi: "Erkek mumyaların kemiklerinde yüzde 9 ila 20 kırığa rastlanırken, kadın mumyalarda bu oran yüzde 30 ila 50 olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu kırıkların savaÅŸ zamanında deÄŸil de bireysel kavga sonrasında oluÅŸtuÄŸu saptanmıştır. Bu durum, insanlığın varoluÅŸundan beri süre gelen bir sorun olduÄŸunun ispatıdır”

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.