Kürsü
Mete Yarar, ABD'nin S-400 öfkesini yazdı!
SuperHaber yazarı Mete Yarar, Türkiye ile Rusya arasındaki S-400 anlaşmasına NATO'nun askeri kanadından yükselen itirazları değerlendirdi. Yarar, "ABD’nin bu seçimi engellemek için başka seçenekleri de devreye soktuğunu bir kez daha fark ettik. Bunun iki ana nedeni bulunuyor. " yazdı.
İşte Yarar'ın Karar gazetesindeki yazısı:
SORUNU S-400 SEÇİMİ ZANNEDENLERE BİR ÇİFT LAFIM VAR
NATO’nun S-400 yüksek irtifa hava savunma sistemi ile ilgili yaptığı açıklamalarda görüldü ki ülkeler farklı düşünüyorlar. NATO Genel SekreterliÄŸi bu seçimin tamamen Türkiye’ye ait olduÄŸunu söylerken askeri kanattan yapılan açıklamalar bunun tam aksi yönünde. Türkiye’nin, bu sistemi kullanıma sokması halinde NATO’nun koruyucu ÅŸemsiyesinden çıkarılacağı ifade edildi. Bu iki söylem NATO içindeki farklı bakış açılarını da deÅŸifre etti. Avrupa kanadı iÅŸi fazla uzatmak istemezken ABD’nin bu seçimi engellemek için baÅŸka seçenekleri de devreye soktuÄŸunu bir kez daha fark ettik. Bunun iki ana nedeni bulunuyor. Birincisi ABD’nin NATO’dan farklı olarak dünya hakimiyeti için yaptığı bir plan var. Bu planın ana stratejik unsurlarından birisi Türkiye’nin Rusya ile devamlı çatışma halinde olma durumudur. Türkiye ABD’nin yanında Rusya’yı bir tehdit olarak görerek yer almalıdır. Ama hepimiz biliyoruz ki yüksek irtifa savunma sistemi seçimi yalnızca bir silah seçimi deÄŸildir. Önümüzdeki dönemin dost-düşman tanımlaması yapmanın en belirgin özelliÄŸidir. Yani açıkcası Türkiye Rusya’yı yakın dönemde potansiyel bir düşman olarak algılamamaktadır. ABD asıl olarak bundan rahatsızlık duymaktadır.
Ä°kinci olarak da ABD bütün savunma planlarında ana karanın güvenliÄŸini esas almaktadır. Bu nedenlede su yollarının kontrolü onun için önemli bir konudur. Dolayısıyla ABD donanmasının gücü kendisinden sonra gelen on ülkenin toplamından daha büyüktür. Türkiye ve Rusya iliÅŸkilerindeki bu hızlı ilerleme Rusya’yı Güney’den kuÅŸatma planlarına büyük sekte vurmaktadır. Yani S-300 ler için Yunanistan ‘a ses çıkartılmayıp Türkiye’ye yüksek perdeden haykırılması bu nedenlerdendir. Türkiye milli duruÅŸunu korumak istiyorsa diÄŸer ülkelerin stratejik planlarının bir parçası olmaktan çıkmalıdır. Beraber iÅŸbirliÄŸi yapmak isteyene kapısını açık tutmalı, iÅŸine gelene kadar da bunu sürdürmelidir.
***
Bu tercihleri yapması için de üç konuyu acilen çözmek zorundadır. Enerjideki dışa bağımlılığı aÅŸacak çözümler üretmelidir. Ä°ster Brezilya modelini isterse Norveç modelini hayata geçirmelidir. Savunma sanayisinde kendi kendine yetme oranını % 80 ve üstüne çıkarmak, bunu yaparken de Azerbaycan, Pakistan, Katar benzeri ülkelerle iÅŸbirliÄŸini artırmak zorundadır. Son olarak cari açığı mutlak olarak çözmek ve bunu ortadan kaldırmak için de teknolojide geliÅŸmek mecburiyetindedir. Yüksek katma deÄŸerli ürünleri üreten firmalara seçici teÅŸvik modelleri geliÅŸtirmelidir. Bölgesel kalkınma modellerinden daha çok alanları tespit edilmiÅŸ ülke modeline geçilmelidir. Çünkü diÄŸer modellerin geliÅŸimi ve geri dönüşümü pek hızlı olmamaktadır. Ãœlke olarak dünyanın en stratejik ana lojistik yollarının geçtiÄŸi yerde oturuyoruz. Büyük ülkeler de bu yolları ele geçirmek ve diÄŸerlerini köşeye sıkıştırmak için kullanmak istiyorlar. Dikkat ederseniz Mısır ve Panama bu kaderi paylaÅŸan iki ülkedir. Rusya ve ABD bu alanlarda hakimiyet kurmak için yıllardır uÄŸraÅŸmaktadır. Buna ÅŸimdi de Çin eklenmiÅŸtir. Kaderimizin ileriki yıllarda bu iki ülke gibi olmasını istemiyorsak karar verecek kadar güçlü olmalıyız. Bu da yukarıdaki üç maddeyi kalıcı olarak çözdükten sonra olacaktır. Ãœlkeler arası rekabet arttıkça su yollarının emniyeti daha önemli bir hal alacaktır. Çatışmalar da bu alanlarda yoÄŸunlaÅŸacaktır. Birinci alan Pasifik ikinci alan da Akdeniz havzası olacaktır. Sorunlar S-400’leri aÅŸalı çok zaman oldu.
Henüz yorum yapılmamış.